0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
56
Okunma
Bu sevinç tomurcuğu nasıl açtı böyle birdenbire içimde? Oysa susuz kalmış bir bozkırda gibiydim az önceye kadar. Ucu bucağı besbelli bir düzlük… Bir sıkışıp kalmışlık; bir gıdım nefes bile vaat etmeyen… “Orada bir tepe var; arkasında bambaşka görüntüleri, renkleri, nefesleri saklayan” dedirtmeyecek kadar aynı kalmakta ısrar eden bir görüntü…
Sonra baştan ayağa değişti manzara… Ağaçlar üzerlerini örten sislerinden arınıp görünür oldular yine. Her şey içimdeki bozkırın bir parçası olmaktan çıkıp gerçek şekline döndü… Ve de gerçek anlamına…
Benim nefessizliğim yüzünden havasız kalan her bir şey nefes almaya başladılar yeniden, O birden boşlukta belirip de bana gülümsediğinde.
Boşluk dediysem sokağı kast ediyorum. O göründüğünde ucunda; boşluk olmaktan çıktı, sokak oldu yine. Hemen gördü beni; sislerimi dağıttı diğer her şeye yaptığı gibi… Birden, kaybolduğum yerden birileri çekip çıkarmış da ortalığa atmış gibi kalakaldım orada. Hazırlıksız yakalanmıştım.
İçimin bozkırında her ne kadar bunalsam; bir gölge, bir gıdım esinti arasam da, bu isteğimin birdenbire gerçekleşmesi mutluluktan çok tedirginlik vermişti bana. Sanki yakın bir arkadaşım “hadi gidiyoruz” deyip, üstüme doğru dürüst bir şeyler geçirmeme bile fırsat vermeden çok lüks bir mekana götürmüştü beni… Uygun giysiler ve ruh hâli içinde olsam çok keyifli hissedebileceğim bir yerin; bir an önce içinden çıkmak istediğim bir kapana dönüşmesine neden olacak o aceleye getirilme hâlinin tıpatıp aynısıydı, şu an için hissettiğim.
Ama o mekandan çok farklı olarak şu an kaçmak istediğim şey; beni görebiliyor ve üstüne üstlük sözcüklere gerek bırakmayan bir şekilde konuşuyordu da benle; bende gördükleri aracılığıyla… Daha doğrusu konuşmaktan çok dinliyordu beni.
Acaba sevincimi de görmüş müydü o karmaşa içinde? Özlemimi, yeniden almaya başladığım nefesi… Tedirginliğin sislere boğduğu ona dair diğer şeyleri…
“Şeyda” diye seslendi. Benim adım değil miydi bu? Ben az önceye kadar içinde kaybolduğum; şekillerin de benimle birlikte kaybolduğu o boşlukta durmaksızın yürürken; adım da kaybolmamış mıydı o şekillere, anlamlara düşman, havasız yerde? “Biri seslense bana keşke!” dememiş miydim? “Bana geri verse adımı ve onunla birlikte çekip giden bana dair diğer şeyleri…”
O adın içini doldurup bana ait kılacak şeyi, o ruhu bulabilir miydim hemen; O hızla yaklaşırken bana? Yanıma vardığında ya anlasaydı; o kocaman eksiği?.. ‘Şeyda’ ve benim aramdaki boşluk dokunabileceği kadar yoğunlaşsa… “Sen burada yokken açıldı bu aralık; o isim ve bu kadın arasında” deseydi O’na?
Bana hiçbir şey vaat etmemiş, beni arkadaşı olarak gören bu adamdan “niye gittin” diye benim adıma hesap sorsaydı?!
O yüzden, alelacele üstüne bir şeyler geçiren, lüks mekana gidecek o kadın gibi; ben de Şeyda oldum apar topar hemen, tabii ne kadar olabildiysem… Onun gibi baktım, tebessüm ettim. Hiç falso vermemeye çalıştım; ‘Şeyda adındaki kadın’la aramdaki boşluğu ele verecek. Çocukluktan beri tanıdığı, aynı mahalleden arkadaşı oldum yine.
5.0
100% (2)