Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
AYRIKOTU
AYRIKOTU
@ayrikotu1

CEYLAN SOKAĞININ UŞAKLARI 8

25 Şubat 2025 Salı
Yorum

CEYLAN SOKAĞININ UŞAKLARI 8

( 1 kişi )

0

Yorum

1

Beğeni

5,0

Puan

64

Okunma

CEYLAN SOKAĞININ UŞAKLARI 8



Ana vardır çerden çöpten toplar,taş pişirir aş eder,
Ana vardır pişmiş aşı haş eder.

Bir kadın düşünün ; daha kırklı yaşlarına gelmeden altı çocuk ile dul kalmış.

Yetmez !

Evini geçindirmek için bir kuruş parası yok, üstüne üstlük, eşi vefat ettiği günden itibaren üstüne yağmur gibi hacizli borçlar yağıyor olsun!

Bu borçlar kim için yapıldı, nerede, nasıl bilgisi yok

Tek bildiği kapıya gelen borç senetleri…

Üstelik eşi ondan habersiz , ölmeden birkaç gün önce evlerini satlığa çıkarmış!

Nereye gitsin?
Halini duyan herkes bir bir etrafından ayrılıp, kayıplara karışıyor.

Evde iki tane emekleyen bebek de cabası!

En yakın bildiği ona nasihat olarak,” at bu çocukları git kocaya var! Kimini kocaya, kimini yurda verirler. Sen de rahat yüzü gör!” diyor.


Diyor demesine de bilmiyor ciğer ne demek?

“Ölürüm de ne kocaya giderim , ne de bu uşakları ortada bırakırım . Kimseden bir şey istemiyorum. Herkes dağılsın başımdan. Ben bu kara günü ak ederim amma yediğim ayazı da unutmam” diyor benim anacığım.

Kimimiz 2, kimimiz 12, kimimiz 15…..
Hiç demedik “biz daha küçücük uşağız!”diye

“ kağın bakım! Deying uşaklar!
Çalışıcık!
Gemiğimizi kimseye gemirtmiycik!
Ben nere gid’orsam yallah! Hep birlikte!
Nerde iş varsa üşenmiycik anam!
Yoksa halımız hal olmaz!
Bizi pürenk pürenk dağıtırlar yavrularım.
Babağız öldü !
Artık nazlanacak kimsemiz yok!
Kar kış demiycik, yağmur çamur demiycik, çalışıcık aney kurban!

Aha ben açık söylorum size, yoksa kiminizi yurda, kiminizi azaplığa vericiler!
Var mısınız? Benimle bilabar çalışıcıgız mı?

He aney!
Sen ne derseng, biz yaparık!
dedik.

Aslanlar gibi çalıştık. Ar etmedik çalışırken.
Alnımızın terini kuru ekmeğimize katık ettik.
Demedik kimseye biz bugün kuru soğan acı yavan yedik! diye .

Çalıştık aylarca…..
Anam sandıkta, sepette neyimiz varsa satılacak bakır kap kacak, çeyiz dahil el altından hepsini sattırdı. Yün yataklara varıncaya kadar para edecek ne varsa hepsini sattı.
Kuruş kuruş taksit taksit borçları ödedi.

“Biz incecik sünger yataklarda yatsak da olur. Yeter ki borçlu gelip kapımıza dayanmasın “dedi.

Gündüz yaz kış demedik ,tarlalarda ırgatlık yaptık.
Geceleri tavuk çiftliğinde tavuk kesip tüylerini temizledik.

Anam zeytin allefledi. Biz şal serdik zeytin topladık.
Anam üzüm sergisinde üzüm kesti biz zembillerle taşıdık.

Anam buz tutmuş ıspanak tarlasında ısınalım diye buzlu çubukları yakmaya çalıştı, biz ağladık gözyaşlarımız buz tuta tuta!

Bu beş altı yıl geçti geçmesine geçti de, yarası iyi olmadı bir türlü.

İçin için kanadı durdu.

Oysa bu beş altı yıl bana öğretmenlik kazandırdı aynı zamanda.

Annemi maaşa bağlatmamı sağladı ardından.

Ama içimden bu yılların izini bir türlü söküp attıramadı

O incecik şilte yataklarda yattığım günleri, sokak başındaki fırından odun ateşi alıp mangalda ısınmaya çalıştığım günleri unutamıyorum.

Nuray kardeşimin ıspanak tarlasında soğuktan morardığı günleri unutamıyorum.

Mesut’ un gece kör karanlıkta köpekler ardında kovalarken gidip sebze halinde dükkan açtığını unutamıyorum.
On yaşında kardeşim Hasan’ın yorgancı dükkanında şeyirt olup pamuk tozuna bulandığı günleri unutamıyorum

Annemin geceleri inilder gibi yatağında sessiz sessiz ağlayışlarını unutamıyorum

Ağustos sıcaklarında oruç tuta tuta soğan tarlasında soğan söktüğümüz günleri, arpa buğday yolduğumuz günleri unutamıyorum

Babasızlığın acısını unutamıyorum.

O yiğit kadının, annemin bizim her birimiz için ayrı ayrı çırpınışlarını unutamıyorum.

Söhürde(sahur) bir diş pendir ve fıtır ekmek yeyip niyet ettiğimiz ve on beş saate yakın oruç tuttuğumuz günleri unutamıyorum!

Her kurban bayramı geldiğinde , benim yüzümden bir yıl kurban kesemeyip, o iki kuzuyu bana yol harçlığı diye satarak beni Ankara’ ya üniversiteye gönderdikleri günü unutamıyorum.

Sen benim güzel vefalı anam, mekanın cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Orada huzurlu ve mutlu yaşa!
Bu dünyada sen bizim için çırpındın. Orada da melekler senin için çırpınsın !🙏

25.02.2025

Tülay Sarıcabağlı Şimşek

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Ceylan sokağının uşakları 8 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ceylan sokağının uşakları 8 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEYLAN SOKAĞININ UŞAKLARI 8 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.