0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
64
Okunma
Ana vardır çerden çöpten toplar,taş pişirir aş eder,
Ana vardır pişmiş aşı haş eder.
Bir kadın düşünün ; daha kırklı yaşlarına gelmeden altı çocuk ile dul kalmış.
Yetmez !
Evini geçindirmek için bir kuruş parası yok, üstüne üstlük, eşi vefat ettiği günden itibaren üstüne yağmur gibi hacizli borçlar yağıyor olsun!
Bu borçlar kim için yapıldı, nerede, nasıl bilgisi yok
Tek bildiği kapıya gelen borç senetleri…
Üstelik eşi ondan habersiz , ölmeden birkaç gün önce evlerini satlığa çıkarmış!
Nereye gitsin?
Halini duyan herkes bir bir etrafından ayrılıp, kayıplara karışıyor.
Evde iki tane emekleyen bebek de cabası!
En yakın bildiği ona nasihat olarak,” at bu çocukları git kocaya var! Kimini kocaya, kimini yurda verirler. Sen de rahat yüzü gör!” diyor.
Diyor demesine de bilmiyor ciğer ne demek?
“Ölürüm de ne kocaya giderim , ne de bu uşakları ortada bırakırım . Kimseden bir şey istemiyorum. Herkes dağılsın başımdan. Ben bu kara günü ak ederim amma yediğim ayazı da unutmam” diyor benim anacığım.
Kimimiz 2, kimimiz 12, kimimiz 15…..
Hiç demedik “biz daha küçücük uşağız!”diye
“ kağın bakım! Deying uşaklar!
Çalışıcık!
Gemiğimizi kimseye gemirtmiycik!
Ben nere gid’orsam yallah! Hep birlikte!
Nerde iş varsa üşenmiycik anam!
Yoksa halımız hal olmaz!
Bizi pürenk pürenk dağıtırlar yavrularım.
Babağız öldü !
Artık nazlanacak kimsemiz yok!
Kar kış demiycik, yağmur çamur demiycik, çalışıcık aney kurban!
Aha ben açık söylorum size, yoksa kiminizi yurda, kiminizi azaplığa vericiler!
Var mısınız? Benimle bilabar çalışıcıgız mı?
He aney!
Sen ne derseng, biz yaparık!
dedik.
Aslanlar gibi çalıştık. Ar etmedik çalışırken.
Alnımızın terini kuru ekmeğimize katık ettik.
Demedik kimseye biz bugün kuru soğan acı yavan yedik! diye .
Çalıştık aylarca…..
Anam sandıkta, sepette neyimiz varsa satılacak bakır kap kacak, çeyiz dahil el altından hepsini sattırdı. Yün yataklara varıncaya kadar para edecek ne varsa hepsini sattı.
Kuruş kuruş taksit taksit borçları ödedi.
“Biz incecik sünger yataklarda yatsak da olur. Yeter ki borçlu gelip kapımıza dayanmasın “dedi.
Gündüz yaz kış demedik ,tarlalarda ırgatlık yaptık.
Geceleri tavuk çiftliğinde tavuk kesip tüylerini temizledik.
Anam zeytin allefledi. Biz şal serdik zeytin topladık.
Anam üzüm sergisinde üzüm kesti biz zembillerle taşıdık.
Anam buz tutmuş ıspanak tarlasında ısınalım diye buzlu çubukları yakmaya çalıştı, biz ağladık gözyaşlarımız buz tuta tuta!
Bu beş altı yıl geçti geçmesine geçti de, yarası iyi olmadı bir türlü.
İçin için kanadı durdu.
Oysa bu beş altı yıl bana öğretmenlik kazandırdı aynı zamanda.
Annemi maaşa bağlatmamı sağladı ardından.
Ama içimden bu yılların izini bir türlü söküp attıramadı
O incecik şilte yataklarda yattığım günleri, sokak başındaki fırından odun ateşi alıp mangalda ısınmaya çalıştığım günleri unutamıyorum.
Nuray kardeşimin ıspanak tarlasında soğuktan morardığı günleri unutamıyorum.
Mesut’ un gece kör karanlıkta köpekler ardında kovalarken gidip sebze halinde dükkan açtığını unutamıyorum.
On yaşında kardeşim Hasan’ın yorgancı dükkanında şeyirt olup pamuk tozuna bulandığı günleri unutamıyorum
Annemin geceleri inilder gibi yatağında sessiz sessiz ağlayışlarını unutamıyorum
Ağustos sıcaklarında oruç tuta tuta soğan tarlasında soğan söktüğümüz günleri, arpa buğday yolduğumuz günleri unutamıyorum
Babasızlığın acısını unutamıyorum.
O yiğit kadının, annemin bizim her birimiz için ayrı ayrı çırpınışlarını unutamıyorum.
Söhürde(sahur) bir diş pendir ve fıtır ekmek yeyip niyet ettiğimiz ve on beş saate yakın oruç tuttuğumuz günleri unutamıyorum!
Her kurban bayramı geldiğinde , benim yüzümden bir yıl kurban kesemeyip, o iki kuzuyu bana yol harçlığı diye satarak beni Ankara’ ya üniversiteye gönderdikleri günü unutamıyorum.
Sen benim güzel vefalı anam, mekanın cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Orada huzurlu ve mutlu yaşa!
Bu dünyada sen bizim için çırpındın. Orada da melekler senin için çırpınsın !🙏
25.02.2025
Tülay Sarıcabağlı Şimşek
5.0
100% (1)