5
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
767
Okunma

Kuzzat Altay… Sabah sabah şapka çıkarttım şu gencayın sözlerine.
Vatanperverlik adına ölmek, cennete ulaşmak için ölmek, ana-baba evlât, sevgili için ölmek hep bir marifet, hep bir kahramanlık sayıldı.
Ne ölmesi ya hu ne ölmesi, bal gibi de yaşayacaksın. Afrika’da çocuklar açlıkla boğuşurken, bebeler hastanelerde kansere karşı mücadele verirken, insanlar, hayvanlar savaşlarda kolsuz, bacaksız, böbreksiz, ayaksız yaşamaya çalışırken sen neden ölüyorsun? Öleceksen de Zweig gibi sessiz öl, yaygara koparma.
Bize ölmenin hep bir onur olduğu öğretildi. Oysa en çok “kendine rağmen” yaşayacak, son nefesine kadar öğrenecek, sendeki o odunluğu yine kendin oyup yontarak şekillendirecek, sonunda “insan” olacaksın. İki büklüm, buruş kırış olduğunda ancak, “ben oldum” diyerek onurunla öleceksin.
Sırf Tanrı seni “en şerefli varlık” ilan etti diye bu senin en şerefli, en eşrefli olduğun anlamına gelmiyor. Her gün bir torba bok ile gezindiğini unutmayacak, ıkınma eylemini yalnızca dışkılama için değil, eğitim, hizmet, çaba, gayret, vatanından esirgememen gereken vergiler için de ayırıp kullanacaksın.
/ yüRekTen
Dipnot: İlgili bağlantıyı buraya ekleyemedim. Facebook’tan “Kuzzat Altay” araması yaparak “Vatanın için buna hazır mısın?” isimli video kaydını dinleyebilirsiniz.