4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
476
Okunma
Neden Eskişehir’e ESKİ, Nevşehir’e YENİ, Kırşehir’e KIR denilmiştir? Hep merak ederim.
Uzun seneler İstanbul’ da görev yaptım. O yıllarda ilçe isimlerinin nereden neşet ettiğini hiç düşünmemiştim. Aklım fikrim yemede içmede, gezmede tozmadaydı,
Şimdi emekliyim. Vakit bol. Düşündüm. Bu isimlerin hikâyeleri nedir?
KADIKÖY
Gidemesek te, göremesek te orada bir köy vardır uzakta. Toprakları mümbit, ineklerinin sütü bol, Koyunları, keçileri besili, İnsanları mutluydu.
İstanbul’un Baş Kadısı emekli olduktan sonra o köye yerleşti.
Diğer Kadılar sık sık bu köye gelir Baş Kadıya akıl danışırlardı.
Köylüler misafirperverdi. Önceleri her gelen Kadı için koyunlar, keçiler, tosunlar keser ikramda bulunurlardı.
Zamanla bu misafirlikler çok arttı. Köylünün elindeki hayvanlar gün geçtikçe azaldı.
Şikâyetçi olsalar, kimi kime şikâyet edecekler? Hepsi de Kadı…
Köyün Muhtarı:
“Köyümüzün adı HUZUR. Ama köyde huzur kalmadı. Sanki burası KADILAR KÖYÜ.”
Zamanla muhtarın bu sözü KADIKÖY olarak söylenmeye başlandı.
ÜSKÜDAR:
Padişah III. Mustafa Mimar Mehmet Tahir Ağaya:
“ Senden annem Mihrimah Emine Sultan adına bir camii yapmanı istiyorum. Yapacağın camii annemin şanına, senin ustalığına layık olsun.
Camii bitinceye kadar da inşaata uğramayacağım.”
Mimar Mehmet Tahir Ağa gece gündüz demedi. İki yılda bitirdi camiyi:
“Padişahım cami hazır.”
Padişah camiyi beğendi. Ancak:
“Güzel ama bunun ÜSTÜ DAR. Ama olsun sen de çok emek verdin. Emeğinin karşılığı Euro ve dolar olarak ödenecektir.”
O günden sonra caminin adı ÜSTÜ DAR Camii olarak anıldı. Daha sonra söylem ÜSKÜDAR’a dönüştü.
Mimar Mehmet Tahir Ağa aldığı dövizleri borsada batırdı. Mimarlığı bırakıp tamirat, tadilat işleriyle iştigal ederken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.
BEŞİKTAŞ
Çukurova köylüleri Abdi Ağanın zulmünden bıkmış, İnce Memed’den de umutlarını kesmişlerdi. Değirmenoluk köyünden bir delikanlı:
“İstanbul’un taşı toprağı altınmış.” Dedi. Üç aylık yavrusunu, karısını da alarak İstanbul’a geldi. İş aradı bulamadı. İnşaatlarda amelelik yaparken iskeleden düşüp öldü.
Karısı dört aylık çocuğuyla çaresiz, umarsız kaldı:
“Yol bilmem, iz bilmem. Ne insanlar, ne de Devlet bana yardımcı olmuyor. Ey Allah’ım sende mi görmüyorsun beni?”
Gök gürledi, şimşekler çaktı, gün karardı. Annesi beşikteki yavrusuyla taş kesildi. O günden sonra anneler, babalar çocuklarını:
“Bakın görün işte her şey Allah’tandır. Eğer Allah’a asi olursanız böyle TAŞ BEŞİK olursunuz. Diye uyardılar.
Sonraları söylenmesi daha kolay olduğu için BEŞİKTAŞ denmiştir.
Yıllar önce evime internet bağlattırdıktan sonra Google’ ye her aklıma geleni sorduğumda, cevap alıyor, mutlu oluyordum. Gazete kuponlarını biriktirerek aldığım ansiklopediler yük gelmeye başladı bana. Çağırdım bir kâğıt toplayıcısını. Hepsini verdim ona. O da onları satacak çorbası kaynayacaktı. Sonunda ansiklopediler de bir işe yarayacaktı.
Ben niye yukarıdaki isimleri google’ye sormamıştım ki? Sordum:
ESKİŞEHİR:Çok eski bir yerleşme merkezidir. Bölgenin ilk yerleşme noktası şimdiki yerin 6 Km. kuzeyindeki Dorylaion’dur.Tarihinin çok eski olmasından dolayı da Eskişehir ismi verilmiştir.
NEVŞEHİR: Muskara adlı bir köy iken, adını Farsça ”yeni” anlamına gelen nev’den alarak üretilmiştir.20 Temmuz 1954 tarihinde il olmuştur.
KIRŞEHİR: Uçsuz bucaksız kırın ortasında yükselen bu kente Türkler “Kır şehri” adını vermişlerdir. Kır şehri zamanla halk dilinde Kırşehir olmuştur.
KADIKÖY: Bizans, Sarayburnu’ndaki yörenin güzelliğine hayran olur. Yörenin karşısına yerleşen insanların Kadıköy’e yerleşmelerini körlükle vasıflandırarak körler diyarı olarak kabul ettiği Kadıköy’ün karşısına yerleşir. Kadıköy körlerin yeri anlamına gelen Khalkedon’dan adını almıştır.
ÜSKÜDAR: Yerleşiminin Antik Çağ’daki ilk adı Khyrsopolis olup Yunanca “Altın şehir” anlamına gelmekteydi. Üsküdar adının Roma döneminin Roma ordusunun zırhlı süvari birliklerinden olan Scutarii ve buradaki Skutarion Kışlası’ ndan geldiği düşüncesi yaygındır.
BEŞİKTAŞ: O zamanlardaki adı “ Taş Beşik” anlamına gelen “Kune Petro” olarak bilinir. Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlamak için bu sahile beş tane direk diktiğini, bu nedenle buraya BEŞ-TAŞ adının verildiğini zamanla bu kelimenin değişikliğe uğrayarak BEŞİKTAŞ olduğu rivayet edilmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki:
“Niye önce Google’ye sormadın?”
“Sordum. Sormaz mıyım?
Siz de Googleye’ye sorar öğrenirdiniz.
O zaman bu yazının bir önemi kalmazdı ki!
5.0
100% (6)