Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Mavilikler
Mavilikler
@mavilikler

ÇARPITAN AYNA

19 Şubat 2025 Çarşamba
Yorum

ÇARPITAN AYNA

( 1 kişi )

3

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

136

Okunma

ÇARPITAN AYNA

ÇARPITAN AYNA


“Emin misin?!” Sesinde dünyanın en aykırı, en saçma sapan durumuyla karşılaşmış birinin afallaması… Oysa öyle çok da büyütecek bir şey yoktu, benim gözümden bakıldığında. Hatta gözün bana ait olması da gerekmiyordu bence, durumu sıradışı olmaktan kurtaracak bir anlama bürümek için.

“Yılbaşı gecesi iş yerindeki arkadaşlarla bir yerlere gideceğiz.” demişti. “Sen de gel istersen. Birkaç arkadaşını da çağırırsın.” Ben de teşekkür edip bir arkadaşıma söz verdiğimi söylemiştim. Onun evinde, televizyon karşısında karşılayacaktık yılı.

Bence çarpık bir bakış varsa, bu kesinlikle ona aitti. Bir barda, art arda biraları devirip kafamı sislere boğarak, sözüm ona ‘arkadaşlarım’la birlikte ama buna tam tezat bir şekilde o bulutlu kafayla an be an onları arkadaşım olmaktan çıkararak yeni yılı karşılamak istemeyişim miydi normal olmayan?.. Yoksa bu durumu fazlasıyla sıradan, hatta en olması gereken şey olarak kabul eden bu anlayış mı..?

Ben arkadaşlarımla birlikte bir şeyler yapacaksam… Yeni yılı kutlayacaksam mesela… Ya da iş yerinde benimle uğraşan o gıcık kızdan yakınacaksam, yazın tatilde nereye gitmeyi planladığımdan söz edeceksem… Yani bir insanı arkadaşım olarak sınıflandırmama neden olan o paylaşımı, sıcaklığı yaşayacaksam bir şekilde; en son isteyeceğim şey zihnimi dumanlara, sislere boğmak olabilirdi herhalde. Üstelik bunu anlamak için çok da ‘derin biri’ olmaya gerek yoktu… Anlaşılmıyorsa da; olsa olsa anlaşılmak istenmemesinden ileri gelebilirdi bu.

O da bu anlamamakta ısrarcı olanlardandı işte! Anlarsa gökyüzü daha bir küçülecek, daha az mavi olacaktı sanki… Daha az havadar bir dünyaya mahkum olacaktı.

Ona bu tercihimin onun özgürlük anlayışıyla en küçük bir bağlantısı olmadığını; yargılamak, sınırlarına tecavüz etmek gibi bir anlama gelmediğini bir an önce izah etmeliydim bu yüzden. Hatta ‘sıkıcı biri’ olmamla bile açıklayabilirdim belki; onunla gitmeyip de bir arkadaşımla birlikte, evde sohbet etmeyi seçmemi… Yeter ki bu işkenceden kurtulabileyim…

Kitaplardan söz ederdik genelde; o arkadaşımlayken. Çok zengin bir kitaplığı vardı. Ayrıca amatör olarak yazıyordu da. Bana birkaç şiirini göstermişti. Bence “şairim” diye ortalarda gezinenlerin çoğununkilerden çok daha nitelikliydi yazdıkları. Ben de birkaç karalamamı göstermiştim ona… Umduğumdan da öte bir tepkide bulunmuş, “Yazmaya devam etmelisin!” demişti büyük bir heyecanla. Arkadaş olmamızın duygularındaki payını ne kadar es geçemesem de epey bir mutlu olmuştum yine de.

Kuzenimin yüzündeki; ‘uzaydan gelmiş, tanımlanamayan cisim’ kıvamındaki yansımamı seyretmeye daha fazla dayanamadım ve onu bir an önce silmek için uzun bir açıklamaya giriştim. “Küçükken de böyleydim ben!” dedim. “Sen bilmezsin, daha yeni taşındın bu şehre. Ben oldum olası sessizliği, yalnızlığı severim. Doğduğum anda emekliye ayrılmışım sanki… Yıllardır çok ağır işler yapmışım da artık çok yorulmuş, dinlenmeye çekilmişim gibi… Sen sadece yazları ailemle tatil için İstanbul’a geldiğimizde, anneannemlerde geçirdiğimiz o birkaç haftalık süre içindeki hâlimle tanıyorsun beni. Sen o şehirde yaşıyordun, bir sürü arkadaşın vardı. Ara ara bize uğrasan da sonuçta ayrı bir evde yaşıyordun. O yüzden beni tanıma imkanın pek olmadı. Seninle ara sıra dışarı çıktığımız olsa da çoğu zaman hep evde görüşürdük. Sevdiğimiz şarkıcılardan, oyunculardan söz eder; geleceğe dair planlarımızı anlatırdık. Zaten anneannem vefat ettiğinden beri de uzun yıllardır oraya gelmiyoruz artık. Ben o zamanlar da dışarıda biraz vakit geçirdikten sonra hemen eve atardım kapağı, kitaplarıma gömülürdüm. Kalabalıkla, eğlenceyle hiç işim olmadı yani. Anlayacağın, içim geçmiş benim.”

Yüzündeki garipseme ifadesi yerini usul usul acımayla karışık şefkate bırakırken; “fazla mı ileri gittim” diye düşünmedim de değil… Yalnızlıkla bir sorunum olmasa da ona anlattığım kadar da müptelası değildim aslında bu duygunun. Anneannemlerin oturduğu apartmanda benim yaşlarımda birsürü arkadaşım vardı. Evet, kitaplarla aram iyiydi o zamanlarda da. Ama ona çizdiğim tablodaki küçük kız kadar da yalnız kalmamıştım hiçbir zaman… Ama biraz abartı olsa da söylediklerimde; istediğim şeyi başarmıştım sonuçta: Biraz daha ordan burdan lafladıktan sonra buruk bir gülümsemeyle odadan ayrıldı…

Ve yüzümü tüm anlamlarından sıyıran, tanınmaz hâle getiren o çarpıtan aynadan da kurtulmuş oldum böylece… Ona bahsettiğim yarı inzivada, ölmeden mezara girmiş, gölgemsi varlık olmaktan çıktım… Sadece kitaplarla değil insanlarla da dost olan; dışarıda vakit geçirmekten keyif alan ama ille de tüm günü dışarıda geçireceğim diye bir ısrarı olmayan, evini de günün içinde önemli bir yere koyan; dışarıyla içerinin iç içe geçtiği, birbirinin düşmanı olmadığı bir yaşam süren o sıcakkanlı, güler yüzlü kadın oldum yine… Ve geniş geniş gülümsedim.









Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Çarpıtan ayna Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çarpıtan ayna yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇARPITAN AYNA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
turgaykurtulus
turgaykurtulus, @turgaykurtulus
20.2.2025 20:41:08
Tebrik ederim, yazınız çok akıcı ve derinlikli olmuş. "Emin misin?!" ile başlayan o sorgulayıcı bakış açısını, karakterin iç dünyasıyla harmanlayarak oldukça etkileyici bir şekilde anlatmışsınız. Yalnızlık, bireysellik, sosyal beklentiler ve kendini doğru ifade edebilme çabası çok doğal ve samimi bir dille işlenmiş.

Özellikle "Ve geniş geniş gülümsedim." ifadesi, karakterin içsel rahatlamasını ve nihayetinde kendini olduğu gibi kabullenmesini çok güzel yansıtıyor. Kaleminize sağlık, başarılar dilerim!


NOT_Yazının arka planı ve yazı biçimi çok kötü göz alıyor daha açık sade renkler kullanmanızı rica ediyorum.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
19.2.2025 13:11:36
kaleminizi beğeni ile okuyorum
sevgimle dost yazarım
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
19.2.2025 11:34:14
Yüreğinize, gönlünüze sağlık üstadım. Tebrik ediyorum, kaleminiz daim olsun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.