Gene de bir iştir beklemek. bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.-- cesare pavese
Çağdaş Durmaz
Çağdaş Durmaz
@cagdasdurmaz

Ah benim yetişemediğim çocukluğum - Bölüm2 - İlk okula başlama

6 Şubat 2025 Perşembe
Yorum

Ah benim yetişemediğim çocukluğum - Bölüm2 - İlk okula başlama

( 5 kişi )

6

Yorum

20

Beğeni

4,2

Puan

386

Okunma

Okuduğunuz yazı 6.2.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Ah benim yetişemediğim çocukluğum - Bölüm2 - İlk okula başlama

Ah benim yetişemediğim çocukluğum - Bölüm2 - İlk okula başlama

İlk okul bitmiş karnemi almıştım , önlüğümü çıkarıp kendimi sokağa atacaktım ki annemin sesini duydum ;

- Dışarı mı çıkıyorsun oğlum
- Evet anne , bakkaldan bir şey lazımsa alayım ?
-Yok lazım değil ama erken gel eve , baban ilçeden dönmeden evde ol , arkadaşlarınla da vedalaş , belli olmaz belki babanın tayin işi olmuştur. Bir iki güne taşınırız .
- Tamam anne

Lastik ayakkabılarımı giydiğim gibi evden çıktım. Bizim çocukluğumuzda köy çocukları siyah lastik ayakkabılar ile sokağa çıkardı. Eğer babam beni spor ayakkabı ile sokakta yakalarsa ki hele ki top oynarken , bir hafta sokağa çıkamazdım. Spor ayakkabı beden dersi için alınırdı , eğer o derste futbol oynanacaksa mutlaka yanımızda lastik ayakkabıları getirirdik.
Yaz aylarında ayağımız pişer kış aylarında ise donardı. Ayakkabı hususunda babam çok hassastı. Bir delik olursa ayakkabıda onu gizlemek için kılıktan kılığa girerdim. Size ayakkabı almaktan bıktım ile başlayan çoğulcu cümlelerden tüm aile nasibini alırdı. Hiç sevmezdim babamla ayakkabı almak için ayakkabıcı dükkanına girmeye. Ya bir numara büyük alır seneye de giyer diye ya da beni aşağılamaktan geri kalmazdı. Demirden ayakkabı alsam senin ayakların onu da eritir sözü en meşhur sözüydü. Çoğu zaman evlatlık olduğumu da düşündürürdü beni bu sözleri , hatta bir seferinde evde kimse yokken annem ve babamın odasına girip bütün evrakları teker teker okumuştum. Annemin ve babamın hatıra diye sakladıkları defter şeklide eski nüfus kağıtlarına bile bakmış ama bir delil bulamamıştım. Laf aramızda hala bir kuşkum yok değil...

Çocukluğum boyunca bir kez bile kız kardeşim Gülçin’i kıskandığımı söyleyemem. Kardeşin olacak dediklerinde öyle sevinmiştim ki , altı yaşındaydım o zaman. Dedemlerin yanında yaşıyorduk. Haberi bana dedem vermiş çok sevindiğimi görünce dayanamayıp beni Keşan’a annemin doğum yaptığı hastaneye götürmüştü. Çok kısa annemin yanında görmüştüm ilk defa kız kardeşimi , ellerine dokunmuştum. Yaklaşık bir hafta sonra hastaneden çıktıklarında babamın ilk tayin yeri olan köye taşınmıştık bile. O güzel köyü hiç unutmam , yemyeşil bir köydü. Kuş cıvıltıları , sebze , meyve kokuları , akarsuları , ayazmaları , sulama amaçlı açılan derin su kanalları ile sebzecilik geçim kaynağı olan , toprak kokusunun yağmurun toprağın değmesini beklemeden her an burnunuza geldiği doğa harikası bir yerdi.

Babamın ilk tayin olduğu yerde bize bir orman lojmanı verilmişti. Küçük , bahçeli , ağaçları , yemyeşil çimenleri ile hala gözümün önündedir. İlk çocukluk arkadaşım Süleyman hemen evimizin karşısından geçen yolun öbür tarafındaydı. Lastik ayakkabıyı ilk onun ayağında görüp bende istiyorum diye ağlamıştım. Çocuk işte...
Annem bebekle ilgilendiği için evi taşımak ve yardım etmek için halamlar ve dayımın eşi yengem gelmiş , bir gece kalabilmişlerdi. İşleri bittiğinde, evin küçük olmasından dolayı ertesi gün evlerine döndüler.
Yaklaşık iki yıl oturmuştuk o köyde ama çok güzel iki yıl geçmişti , çocukluğumun en güzel iki yılı diyebilirim. Bir gün babam şehre gitmiş döndüğünde elinde sarı lacivert renklerden oluşan bir okul çantası ile gelmişti. Annem ve babam aralarında konuşmuş sırf kardeşimi kıskanırım belki düşüncesi ile beni okul yaşım gelmeden okula göndermek için köy öğretmeni Sabri öğretmene rica etmişler. Sabri öğretmen de yasal olarak kaydımı almadan birinci sınıfların arasında bir sırada oturursa , derste yaramazlık yapmaz ise olur demiş.

O gece annem beni erkenden yatırdı. Çok heyecanlıydım ama bir o kadar da korkuyordum okuldan. Sabahı zor etmiştim.
Sabah annem beni yataktan zorla kaldırmıştı , önlük giymeden sivil elbiselerimi giydirmiş , sabah kahvaltımı zorla yedirmişti ki hiç o saatte kalkıp kahvaltı etmemiştim daha önce. Ayakkabılarımı giydirirken annem bir yandan da bana yaramazlık yapmamam için telkinde bulunuyordu. İçinde bir defter , bir silgi , bir kalemtıraş , bir kurşun kalem birde kırmızı yazan kurşun kalem konulmuş okul çantamı sırtıma astı, saçlarımı taradıktan sonra ;

- Hadi okulun bahçesine git , Sabri öğretmen seni görüp yanına gelir o seni sınıfa götürecek dedi.

- Sen ya da babam niye gelmiyor ki benimle anne ?

- Oğlum baban işte , kardeşin bebek evde bırakamam ki , sen kocaman adam oldun gidersin , dediklerimi sakın unutma yaramazlık yok.

Boynumu büküp okula doğru yürüdüğüm o yol aslında hayat denilen yolu hep tek başıma götüreceğimin habercisiymiş...
Kendimi o gün sokağa bırakılmış bir köpek yavrusu gibi hissetmiştim.
Aklıma düştükçe hala içim acır...




Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

80% (4)

1.0

20% (1)

Ah benim yetişemediğim çocukluğum - bölüm2 - ilk okula başlama Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ah benim yetişemediğim çocukluğum - bölüm2 - ilk okula başlama yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ah benim yetişemediğim çocukluğum - Bölüm2 - İlk okula başlama yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
suyun sancısı
suyun sancısı, @suyun-sancisi
7.2.2025 21:23:11
vay arkadaşım bu ne güzel sürpriz bunca zamandan sonra hoş gelmişsin 😋😋

her insan bir yaşamdır ve her yaşam bir öyküdür acısıyla tatlısıyla
yaşanmışlıkların ve sahip olduğu şeylerin kıymetini her kul bilmez ki sen bilenlerden olmuşsun ne güzel
sağlıklı ve huzurlu olsun yaşamın
Çokça tebrikler
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
7.2.2025 18:33:16
1 puan verdi
o zamanlar bir tek okullar değil her şey güzeldi her şey kutluyorum hocam
Mithat Baş
Mithat Baş , @mithatbas
7.2.2025 14:18:28
Tebrik ediyorum. Güzel bir yazı. Bu tür yazılarda sanki kendimizi buluyoruz.
elif.kurt
elif.kurt, @elif-kurt
7.2.2025 11:50:29
Tebrik ederim sevgili şair, güne yakışmış. O zamanlar bize acı versede yokluk ve ailemizin bize bu durumdan dolayı kızması, yada ilgisizlik, karakterimize kişiliğimize çok faydası olduğu aşikar, daha güçlü bir karakter olduk aslında.
Bir yazı okumuştum eskiden eski kıyafetler , ayakkabılar tamir edildiği için herşeyin bir kıymeti vardı ve kıymeti biliniyordu diyor bu insan ilişkilerine yansıyordu böylece insanlarda birbirinin kıymetini biliyordu diyor oysa şimdi hemen atılıp yenisi alıyor eşyalar haliyle evliliklerde , ilişkilerde de böyle en ufak sorunda atıp yenisine bakılıyor diyor, bana biraz mantıklı geldi.
Şimdi çocuklara aşırı değer verildiği için tepelerdeler ve kıymet bilmiyorlar. O yüzden geçmişteki şeyler kıymetli geliyor bana.
Yüreğine sağlık sevgili şair, kıymet bilenler çıksın karşına, selamlar.
Etkili Yorum
Larmina.
Larmina., @serha
7.2.2025 06:26:56
5 puan verdi
Ne kadar değişti imkanlar şartlar dönüp baktığımızda geçmişe
Bizmi şansliydik yoksa şimdiki nesilmi kısıtlı olsada değeri vardı yırtık bir ayakabinin bile
Şimdi o kadar coki hiç bir değeri duygusu yok

Tebrikler çağdaş şairim günde görmek çok güzel

Selamlar
Etkili Yorum
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
6.2.2025 14:30:51
5 puan verdi
Erken yaşlarda büyümek zorunda kalmak, çocukluğunu yaşayamamak her ne kadar bir etki bıraksa da insana güçlü olmayı öğreten anılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.