Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir. b. brecht
Mavilikler
Mavilikler

ŞİİR DEFTERİ

Yorum

ŞİİR DEFTERİ

( 2 kişi )

1

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

373

Okunma

ŞİİR DEFTERİ

ŞİİR DEFTERİ


Yanlış yerlere odaklanıyorsun. Bütüne varamayacak parçalarda takılıp kalıyor, hayatını anlatan resmi göremiyorsun bu yüzden. Oysa görebilsen bir onu; pusula olacak sana… Adımların anlam kazanacak… Varacakları noktayı biliyor olacaklar çünkü.

Kazan gibi kaynıyor kafan… Buharlardan seçilemiyor: Önemli olan ne, oradaki onca şey arasında hangilerine tutunacaksın? Hangileri ufukta beliren tan kızıllığı misali, az sonra doğacak güneşi müjdeleyecek?

Bir dursan şöyle adamakıllı… Bir karışmasan içinden gelen fısıltılara… Oradaki, seni senden çok daha iyi tanıyan ‘bilge’ye iyice bir kulak versen… Araya girmek için çırpınsa da bir yanın, sıkı sıkı tutsan onu kolundan; “beklemene değecek, aradığını öğreneceksin az sonra, sabredebilirsen” desen ona…

Susturduğun tüm yanlarınla; en saygı duyduğun, en akıllı, en hayatı derinlerine kadar solumuş yanını dinlemeye başlasan…

“Sen küçük bir kızken şarkı söylemeyi çok severdin.” dese sana mesela… “En son ne zaman bir şarkı mırıldandın?” diye sorsa ardından… O küçük kıza seslenmeni sağlasa bu sözleriyle: Kaybolduğu yerden başını çıkarıp gözlerine bakana kadar bıkmadan çağırmanı…

İşte o küçük kızla göz göze geldiğinde; odaklanma problemini de büyük ölçüde yenmeye başlayacaksın. Şarkı söyler misin yeniden o günlerdeki gibi, bilmem… Ama en azından bir an için de olsa güzel sesli o kızın gözlerinden bakarsın, karman çorman bohçaya benzeyen dünyana… Derleyen toparlayan bir bakışa kavuşursun.

Çocuklar karmaşık şeyleri düzene sokmakta biz yetişkinlerden çok daha mahirlerdir çünkü. İçgüdüsel olarak yaparlar bunu. Ne önemli, ne değil; anında anlamalarını sağlayacak kadar berraktır zihinleri… Büyükler gibi çarpıtmazlar gerçeği.

Bak, şimdiden parıldamaya başladı bile gözlerin. Az önceki yoğun karanlık dağılmaya başladı… Kazandaki su kaynamıyor artık… Ateşini söndürdün, ılımaya bıraktın. Buharlar dağılıyor yavaş yavaş… Kaybettiklerin belirmeye başlıyor. “Nasıl unuttum; ben çok severdim bir zamanlar o yere gitmeyi!” diyorsun. “Sürekli uğradığım bir kitapçı vardı orada.”

Anlık görüntüler beliriyor zihninde. Mesela birine bir şeyler söylüyorsun. Ne kadar âşinâ bir görüntü… Bir o kadar da sana çok uzak, bir yanıyla… O mesafeye yol açan bir farklılık, o zaman olup da şimdi olmayan bir şey var sanki. Nasıl da inanarak bakıyorsun karşındaki o insana!.. Daha doğrusu inanmayı seçecek kadar hayal kırıklığını göze alabiliyor, buna yetecek gücü bulabiliyorsun kendinde. Yorgun düşmemişsin daha hayattan.

Karşına çıkan şeylere göre eğilip bükülmüyor; yanlış ya da çirkin olanların gölgelerini güzel şeylerin üzerine vurmasına izin vermeden dümdüz bir yolda yürür gibi, gayet rahat bir şekilde ilerliyorsun. Önüne çıkan bir iki taş yüzünden çimenlere, çiçeklere taş muamelesi yapmıyorsun o zamanlar, şimdiki gibi.

İşte, yakaladın bile; o resmi tamama erdirecek parçalardan birini şimdi. Ne zamandır yanına uğramadığın o sandık geliyor aklına birden… Evde depo gibi kullandığınız küçük odadaki hani… Ne çok uğrardın o odaya o günlerde!.. Senin bir nevi gizli bahçen gibiydi. Bahçe demek abartı olmaz… Çünkü içinde çiçekler açtıran toprağın gibiydi, orada sakladığın şeyler. Fotoğraflar, defterler, deniz kabukları, çok sevdiğin bir arkadaşının hediyesi bileklik… Ve bunun gibi daha onca şey, geçmişin ılık nefesini üfleyen şimdi’ye…

O nefesi en güçlü üfleyen de o şiir defteri… Nasıl da pırıl pırıl kapağı hâlâ… Hiç yaşamamış, bir buzlukta unutulup donmuş sanki. En son eline alıp sayfalarını çevireli o kadar uzun zaman oldu ki! Bu yüzden genç kaldı ya bu kadar… Bir sandıkta, el değmeden, hep aynı yaşta… Yaşamadan, nefes almadan, bir an’ın içinde donup kalmış: En son ona dokunduğun, nefes almasını sağladığın…

Şimdi yine ellerinin arasında yaşamaya başlamışken; duyduğu minnetin karşılığını veriyor hemen sana… Seni sana hatırlatan o tılsımı yapıyor. İçindeki şiirlerden birini okurken buluyorsun kendini… “Ben yazmıştım!” diyorsun içinden… “Benim kelimelerim bunlar… Benim hayata dokunma şeklim… Yumuşatan ışığım… Isıtan nefesim… Şiirlerim yani… Hayatı içinden geçirip süzdüğüm imbiğim… Ne zamandır kaybetmiştim onu. Neyse ki şimdi buldum yeniden… Ve bırakmaya da hiç niyetim yok.”












Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Şiir defteri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şiir defteri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞİİR DEFTERİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
erhantigli
erhantigli, @erhantigli
2.2.2025 10:46:06
Yazınız eski anıları canlandırdı gözümde. Ne defterler tutardık şiir yüklü. Arkadaşlarımıza şiirler yazdırırdık defterimize, şiirler yazardık arkadaşların defterlerine...Ama ne yazık ki dönemeyiz artık o şiirsel günlere
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL