1,2. Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!
3. O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır.
4. Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.
5. Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?
6,7. O,
Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
8,9. Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.
İnsanların Mal Tutkusu ve Aldanışı
İnsanlık tarihi boyunca servet ve mal, gücün ve iktidarın en önemli göstergelerinden biri olarak algılanmıştır. İnsanlar, sahip oldukları malların ve servetin kendilerini güçlü, itibarlı ve hatta
ölümsüz kılacağına inanarak biriktirme hırsına kapılmışlardır. Bu hırs, onları sadece zenginleşmeye değil, aynı
zamanda bencilleşmeye, kibirlenmeye ve b
aşkalarına karşı adaletsiz davranmaya da itmiştir. Hûmeze Suresi’nde bu tür kişilere yönelik çok net bir uyarı vardır: "Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!"
Günümüzde bu ayetin ne kadar büyük bir gerçekliği yansıttığını görmek zor değildir. Modern
dünyada milyarderler, servetlerini sürekli artırma peşinde koşarken, fakirlik ve yoksulluk içinde kıvranan milyarlarca insan göz ardı edilmektedir. Birçok kişi, sahip olduğu paranın ve malların kendisini koruyacağını, ona güvenlik sağlayacağını ve hatta bir anlamda
ölümsüzlük kazandıracağını düşünmektedir. Lüks villalar, zırhlı arabalar, özel jetler ve devasa banka hesapları, bu yanılsamanın en somut göstergeleridir. Ancak, Kur’an, bu inancı kökünden sarsarak şöyle der: "O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır. Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır."
Hutâme-Yüreklere İşleyen Ateş
Hutâme kelimesi, "paramparça eden, kıran, yok eden" anlamına gelir. Bu,
cehennemin özel bir ismi olarak kullanılmıştır ve insanın yüreğine işleyen, içten içe yakan, pişmanlığı ve azabı en derin şekilde hissettiren bir ateşi ifade eder. Ayetlerde, bu ateşin kaçınılmaz olduğu ve kişiyi tamamen kuşatacağı belirtilir. Hutâme’ye atılanların, sahip oldukları servetin kendilerini kurtaramayacağını anladıklarında yaşayacakları dehşet, modern
dünyanın birçok aldatıcı güvenlik anlayışıyla da paralellik göstermektedir.
Bugün birçok insan, paraları sayesinde her türlü beladan korunacaklarını z
annetmektedir. Sigorta sistemleri, güvenlik şirketleri, yüksek teknoloji güvenlik önlemleri, servetlerini koruma altına almak için oluşturdukları hukuki mekanizmalar, onların
dünyadaki "Hutâme"den kaçış planları gibidir. Ancak
ölüm geldiğinde, hiçbiri bir fayda sağlamayacaktır. Firavun’un, Nemrut’un ve Karun’un servetleri nasıl onları ilahi azaptan koruyamadıysa, bugün milyar dolarlık servetlerin de sahiplerine bir faydası olmayacaktır.
Günümüz Dünyasında Hutâme’nin Karşılığı
Günümüzde Hutâme’yi sadece ahiretteki bir azap olarak görmek eksik bir bakış açısı olur. Hutâme aynı
zamanda
dünyada da yaşanır. Mal ve servet tutkusuna kapılanların sonu genellikle psikolojik çöküş, mutsuzluk, güvensizlik ve toplumsal yalnızlık olur. Modern çağın en zengin insanlarının büyük bir kısmının depresyon, kaygı bozukluğu ve ruhsal çöküş içinde olduğu gerçeği, bu ayetlerin
dünya hayatındaki yansımalarıdır.
1. Servetin Kölesi Olan İnsanların Ruhsal Çöküşü
Zenginleşmek için her yolu deneyen, haksız kazanç elde eden, insanları aldatıp sömüren kişilerin iç huzur bulamaması, Hutâme’nin
dünyadaki en belirgin tezahürlerinden biridir. Tarih boyunca büyük zenginliklere sahip olmuş birçok kişi, iç huzurdan yoksun olarak intihara sürüklenmiştir. Büyük şirket sahipleri, medya patronları, film
yıldızları, milyarderler... Sahip oldukları her şeye rağmen huzuru ve tatmini bulamadıkları için ya alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yönelmekte ya da hayatlarına son vermektedirler. Hutâme’nin yüreklere işleyen ateşi, yalnızca ahirette değil, bu
dünyada da kendini göstermektedir.
2. Kapitalizmin Yarattığı Hutâme
Kapitalist sistem, insanları daha fazla kazanmaya, daha fazla tüketmeye ve sahip oldukları şeyleri korumak için daha fazla mücadele etmeye zorlamaktadır. Günümüzde, milyarlarca insanın borç batağına saplanarak köleleşmesi, Hutâme’nin modern versiyonlarından biridir. İnsanlar lüks tüketim ürünlerine bağımlı hale getiriliyor, borçlanarak yaşamaya mahkûm ediliyor ve sürekli olarak ekonomik kaygılar içinde boğuluyorlar. Servet sahipleri ise daha fazla kazanma hırsı ile insanları sömürmeye devam ediyor. Ancak, bu düzen içinde hem sömürenler hem de sömürülenler bir çeşit azap içinde yaşamaktadır.
3. Sosyal Medya ve Gösterişin Hutâme’si
Hûmeze Suresi’nde, insanları arkadan çekiştiren ve kaş göz işaretiyle alay eden kişilere de vurgu yapılmaktadır. Günümüzde bu durum, özellikle sosyal medya platformlarında kendisini göstermektedir. İnsanlar, lüks yaşamlarını sergileyerek b
aşkalarını küçük düşürmeye çalışmakta, sahip oldukları mal ve mülkü göstererek diğer insanları kıskançlığa ve değersizlik hissine sürüklemektedir. Oysa ki bu gösterişin arkasında çoğu
zaman büyük bir boşluk ve mutsuzluk yatmaktadır.
Hutâme’den Kaçış Yolu
Kur’an, servetin insanı kurtaracağı yanılgısını açık bir şekilde reddetmektedir. Peki, Hutâme’den kurtulmanın yolu nedir?
Malı ve serveti amaç değil, araç olarak görmek:
Allah’ın verdiği nimetleri paylaşmak, infak etmek ve fakirlere yardım etmek, servetin insanı felakete sürüklemesini engeller.
Kibir ve gösterişten uzak durmak: İnsanları küçümsemek, mal ile böbürlenmek, Hûmeze Suresi’nde kınanan tavırlardandır.
Şükretmek ve kanaatkâr olmak: "Kanaatkâr insan en zengin insandır" hadisi, gerçek zenginliğin malda değil,
gönül huzurunda olduğunu gösterir.
Adaleti ve paylaşımı benimsemek: İslam’ın sosyal adalet ilkelerine uygun bir ekonomik anlayışı benimsemek, toplumsal huzuru sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Hutâme yalnızca bir ahiret azabı değil, aynı
zamanda bu
dünyada da kişinin ruhunu yakan, onu mutsuzluğa ve çöküşe sürükleyen bir ateştir. Kur’an’ın bu uyarısını dikkate almak,
dünya ve ahiret saadeti için gereklidir. Aksi halde, insan sadece mal biriktiren, ama gerçekte her şeyini kaybetmiş bir zavallı haline gelir.
Erol Kekeç/30.01.2025/Sancaktepe/İST