1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
116
Okunma
Sokakta giderken kimse görmüyor yüzümde; henüz birkaç dakika önce içimde yaşanan o devrimi… O adamın bana neler söylediğini; o sözcükleri aracılığıyla beni nereye koyduğunu evreninde..?
Birinin hayatının tam ortasında olduğunu öğrendiysen az önce; içinde bir şeyler kımıldanmaya başlıyor, seni tanımlayan o parçalar bambaşka bir bütüne ulaşmanı sağlayacak yeni yeni yerlere konumlanıyorlar demektir. Bir devrim gerçekleşmiştir bir bakıma yani içinde… Birinin hayatını anlatan o resmi daha canlı, gülümseyen renklere boyayan o anlam olmuşsundur artık… Eksik kalan o parçasındır.
Artık daha bir sıkı sıkı basmaya başlarsın kaldırımlara… Önceki gibi gerçekliğini sorgulamana neden olacak kadar gölgeleşmemişsindir.
Ben de aynen öyle yürüyorum şimdi; “ben gerçeğim” diyen güçlü adımlarla… Kaldırımı neredeyse döverek…
Ne dedi bana az önce?.. “Tebessüm etmeye başladı hayat seninle… O somurtup duran adam yüzü olmaktan çıktı; müşfik, sevecen bir babaya benzedi.”
Ben işle ilgili bir şeyler söylüyordum oysa. İş yapacağımız adamlar hakkında yaptığım araştırma sonucu edindiğim bilgileri aktarıyordum ona. Yarın bir görüşme yapacaktı onlarla; iş yerinin en tepesindekilerden biri olan karşımdaki bu adam… Patronum yani…
Ben kendimi konuya kaptırmış, adamların piyasadaki başarılarından, şirketlerinin yıllık cirosundan falan söz ederken; nefesim tükenip derin derin soluklanmak üzere birkaç saniye için mola verdiğimde, o sözleri sarf etti birden!
Ne diyeceğimi şaşırmış bir halde bakakaldım yüzüne; söz ettiği o tebessümün bir eşiyle kaplanmış… Eğer hayatı da yüzündeki gibi böyle muazzam bir dönüşüme uğradıysa bir tebessümle ve bunun faili de bensem nasıl önceki gibi sürebilirdi ki her şey?! Çünkü öyle bir şeydi ki bu; sorumlu tutuyordu seni o tebessümden… Üstelik o yüze bu kadar da yakışırken; şimdi nasıl “ben mesul değilim hiçbir şeyden” deyip arkamı dönebilirdim ki?!
Hele bir de gizli bir sevdanın kahramanıysa o yüzün sahibi?.. Karşılıksız sanılan bir duygunun muhatabı… Sana “karşılığı var bana duyduklarının” diyorsa az önceki sözleriyle… Gitmek bir yana çakılır kalırdın o noktada… Bedenen gitsen de tüm ruhunla, varlığınla orada mıhlanır, hep o an’ı yaşardın…
Bu yüzden anlamıyorum ya şimdi: Bu insanlar nasıl fark etmiyorlar bu büyüyü?.. Ben burada, rüzgar saçlarımı savurur, ayakkabılarım sıkmaya başladığı için zorlanarak yürürken; tüm bu koşullardan bağımsız, çok başka bir yeri yüzümde muhafaza ettiğimi nasıl görmüyorlar?!: Hayatına tebessüm kattığımı söyleyen o adamın yanında heyecandan tir tir titrediğim…
5.0
100% (5)