Yalnızlığımın verdiği ilham ve ilhamın verdiği
hüzün geçidi…
Arz edilesi cümlelerden arda kalan ve işte sunulmayan talebin yenilgisi.
Göğe odaklı bir yerkürede yaşadığım doğrudur ve yolu yarıladığımda en çok da yoldan çıkmamak adına uğraşım münferit
heceler durağının çok uzağından.
Kıblesi yüreğin ve manidar bir salvo.
Kaynakçası yazılanların kayıt altında aldığım pastel renkli bir tablo.
Ben olmaktan men ettiğim biz olmaya odaklı bir haykırış ve sözcükler karamel renginde ve tadında bir ızbandut gölge ki yanıma çöreklenen.
Teyakkuzda
zaman.
Tahayyülü ise imkansız yarınların.
Temsil ettiğimse tek kişilik bir zümre otağı kurduğum göğün kırık kanatlı
bulut benzeri bir kuşa öykündüğüm ve
ölümsüzlüğü dilime pelesenk etmişken mihrabında günün tükenmiş
hecelerden oluşan bir kördüğüm ve işte günümüzün yabancısı.
Yerle yeksan olmuşsa ne ki benliğimden arda kalan…
Teselli babında yazdıklarım varsa yoksa
hüzün tecelli eden ve imkansızlığın imkan dahilinde çırpınışı bir günden bir ömürden çok fazla yaşadıklarım ve anlatmaya doyamadığım başımı eğmeden yarıladığım yolun acaba gelecek mi devamı?
Bilinmez gark eden ve tek bilindik:
Rabbimin sırdaş olduğu ve serkeş gölgelerden çektiğimi yine ve sadece O, bilebilirken.
Meczup bir seyyahım ben ve firari duygular çıkmazında kala kaldığım.
Sevdalandığım bir ömür değil artık önümde uzanan çünkü ben en başta kendimin t/uzağındayım.
Biz demenin bin bir hali ve ben olmaktan gına gelmişken.
Yarınlara d/okunma arzusu tüketilmiş ruhun da dikenlerinin sözcük balonlarını patlatıp bakaya kaldığı…
Ilımandı öncem.
İstimlak edilmemişti henüz.
İhbar ettiğim güncem ve sevici imgelerde çektiğimi unutup saf haliyle dolduruyorum ruhumun boşluğunu ve esen rüzgâra meylettiğim doğrudur kıblemdeki kıyameti boca ettim bir esaret bildiğimden de öte cesaretimi men ettiğim ulaşılmaz nutuklar akıbetine sefil bir tanrıyı oynuyorum şimdilerde sakil değil asla sökük olsa ne ki ruhumun dinmez taziyesi bir
buluta meylettiğim kaç bayt ise artık beynimin atıl kapasitesi.
Düşler için çok geç.
Hayaller çoktan savdı sırasını.
Gerçekler ise çok tehlikeli azığımsa yine dünde kaldı.
Zırvalayanlar meclisi.
Zamk gibi yapışan isyankar gölgeler.
Zinhar
yalandır varlığımın gerçek olmadığı ve ziyanına yaşıyorum epeydir.
Muteber bir fısıltı nasıl ki çığlığa…
Müstesna yürek sesim nasıl ki çıktı çığırından.
Ve işte zamlı tarifesi zanların muteber bir yabancı addedilen bana uzak mutluluğun da beklentisini çoktan sıvıştırdım kabrimden ve delik yüreğime yağan rahmeti yoğuruyorum ve mademki ipin ucu da kaçtı elimden.
Gün münferit.
Zaman akışkan.
Hüzün girgin ve girift.
Olsun varsın olsun yine de yola devam…