SAFTORİK İLE HİSTERİK AŞIK ATIYORLAR
SAFTORİK: Duydun mu? Yine ay ve
güneş tutulacakmış.
HİSTERİK: Burada benim belim tutulmuş, boynum tutulmuş, özetle cümle azalarım tutulmuş, sadece beden değil bir de üstüne akıl tutulmasına uğramışım, sen hâlâ ayı,
güneşi mi sayıklıyorsun?
SAFTORİK: İyi ama ikisi bir arada, aynı
zamanda tutulacakmış.
HİSTERİK: Sen ne gazel okuyorsun? O da birşey mi be adam? Ben çarşı pazarda fiyatları görünce başım dönüyor, midem bulanıyor, gözlerim fal taşı gibi açılıyor; anlayacağın, başım, midem, gözlerim üçü bir arada, aynı
zamanda tutuluyor.
SAFTORİK: Ha bu arada unutmadan söyleyeyim. Hayvanat bahçesinden bir ayı kaçmış. Yakalamaya çalışıyorlarmış.
HİSTERİK: Hiç zahmet etmesinler. Bıraksınlar, ormanına kavuşsun hayvancağız. Memlekette bir ayı eksikliği mi g
özlemleniyor, ayı kıtlığına kıran mı girmiş de, zavallı bir ayının peşinden koşuyorlar? Zaten her taraf ayı dolu, bir ayı da eksik oluversin. Hem bakalım o ayı hayvanat bahçesine geri dönmek istiyor mu acaba? Ayrıca hayvanat bahçesine ne gerek var? Hiç hayvanlar insanat bahçesi kuruyorlar mı?
SAFTORİK: Benzin ve mazota zam kapıdaymış yine.
HİSTERİK: Bize benzin, mazot lazım değil kuzum. Tabanvayla çalışıyoruz biz. Tabana kuvvet yani.
SAFTORİK: Haklısın. Yaşamak çok zor.
HİSTERİK: Hiç yaşamadım, yaşayamadım ki, zor mu, kolay mı, anlayayım; az mı çok mu kestireyim.
SAFTORİK: Asgari ücretli, memur, emekli, ev hanımı ne yapsın peki?
HİSTERİK: Asgari ücretliler asgari, minimum düzeyde yaşasınlar, memurlar mee’lesinler, emekliler emeklesinler, ev hanımları evden dışarı adım atmasınlar.
SAFTORİK: Ölümden sonra hayat var mı?
HİSTERİK: Şu anda hayat var mı ki,
ölümden sonra olsun.
SAFTORİK: Karamsar olmamalı. Daima iyimser olmalı. Bir bardağın yarısı dolu, yarısı boşsa, hiç olmazsa yarısı dolu diye düşünmeli.
HİSTERİK: Bardak nedir ki? Benim cebim boş. Hem de tamamen boş. Hiç değilse yarısı dolu yarısı boş olsa, ha bak ne güzel hiç olmazsa yarısı dolu diye teselli bulacağım ama nerdee? Eski camlar hep bardak olmuş.
SAFTORİK: Cep delik, cepken delik, yen delik, mintan delik, kevgir misin be
kardeşlik?
HİSTERİK: O senin dediğin Orhan Veli
zamanındaydı. Şimdi o şiir yeniden yazıldı: Cep yok, cepken yok, yen yok, mintan yok, peki sen var mısın be hey
kardeşlik?
SAFTORİK: Yakında kıyamet kopacakmış diyorlar.
HİSTERİK: Onu diyenler çok biliyorlar! Bizim kıyametimiz
doğarken kopmuş.
SAFTORİK: İyi ama kelime anlamıyla kıyamet ’ayağa kalkmak’, yani mahşeri kalabalıkta yattığın yerden doğrulup ayaklanmak demek.
HİSTERİK: Tamam işte. Bizim hiç yattığımız, oturduğumuz mu var bre gafil? Her daim ayaktayız. Sokakta, kalabalık marketlerde..Toplu taşımalarda, o mahşeri kalabalıkta dahi ayakta uyuyoruz, pardon gidiyoruz. Benim burada tabanlarım sızım sızım sızlıyor, bacaklarım yaylı tambur çalıyor, sen daha hala ne kıyametinden bahsediyorsun efendi? Kıyameti arabadan inmeyenler, her yere özel araçla gidenler düşünsünler.
SAFTORİK: Hemen kızma canım. Öfke kalbe, mideye zararlıymış. Ömrü kısaltıyormuş. Rahatla, gevşe.
HİSTERİK: Yok kızmayacağım artık. Birazdan senin yaşamına son vereceğim. Ömrün ne uzayacak ne kısalacak. Acele ecele gideceksin. Ben de bi güzel rahatlayıp gevşeyeceğim.
SAFTORİK: Senin sinirlerin bozulmuş. Sıkı bir tatile ihtiyacın var bence.
HİSTERİK: Bence de. Sık dişini, az sonra seni yollayayım. Hemen ardından ben de geleceğim. Birlikte tatil yaparız. AHT (Ahiret Hava Yolları) ile uçacağız. Cinnet Motel’de iki kişilik yerlerimiz ayrıldı bile.
SAFTORİK: İmdaaat!...
HİSTERİK: İmdat’ın işi çıkmış, gelemeyecekmiş. Yalnız ikimiz gideceğiz.
SAFTORİK: Yetişin, adam öldürüyorlar!...
HİSTERİK: Sen adam mısın be!.. Dur kaçma!. Anca beraber kanca beraber!...