1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
218
Okunma
Sahne: Bir mahalle arası. Ali Bey, Latife Hanım ve Merve ellerinde not defteriyle sokak aralarında camlarda balkonlarda kiralık yazılı afişleri not alarak ilerlerken manifatura mağazasının önünde geçerler. Kapıda oturan Kamuran Efendi onları görür.
Kamuran Efendi: (ellerini beline saklayarak gülerek) Vay vay vay, kimleri görüyorum Ali Bey, Latife Hanım! Hayrola, dünya turuna mı çıktınız? Elinizde defterinizle
Ali Bey: (gülerek) Dünya turu değil Kamuran Efendi, ev turu! Kiralık bir ev arıyoruz ama mahallede ne ev var ne bütçemize uygun bir yer
Kamuran Efendi: (gözlerini kısıp düşünüyor gibi yapar) Ev değil, mucize arıyoruz desenize Gelin şöyle oturun, birer çayıminicin Çayımız bizden derdi anlatılması sizden buyurun
Latife Hanım: (gülerek) Zahmet olmasın Kamuran Bey. Biz biraz acele ediyoruz.
Kamuran Efendi: (ısrarla) Hadi hadi, acele işin sonu şerdir derler. Hem bak, şu küçük sehpayı yeni cilaladım.Merve’ye de gazoz ısmarlarım keyfi yerine gelir.
Merve: (neşeyle) gazoz mu ? O zaman hemen oturalım baba!
Ali Bey ve ailesinin sehpaya oturur hakikatende sehpq keskin bir vernik kokuyordu halal . Kamuran Efendi çırağına seslenir.
Kamuran Efendi: (yüksek sesle) Haydar! Üç çay, bir gazoz! Merve Hanım’ın siparişi önemli.
Ali Bey: (gülerek) Sağ ol Kamuran Efendi, çayla kurtulamayacak kadar büyük bir dert bu.
Kamuran Efendi: (omzunu öne egerek ) anlatın bakalım Nedir Mesele?
Latife Hanım: (yorgun bir şekilde) Kamuran Bey, kiralar uçmuş. Bir eve bakıyoruz, fiyatını duyunca başka mahalleye kaçıyoruz. Herkes zengin zannediyor bizi.
Kamuran Efendi: (kahkahalarla) Zengin mi? Ali Bey, kıdemli memur maaşıyla Nişantaşı beyefendisi mi sandılar yoksa?
Ali Bey: (gülerek) Aynen öyle! Biraz önce bir emlakçıyla konuştuk. Adam 20 bin liralık rutubetli bodrumu organik ortam diye pazarlıyordu.
Kamuran Efendi: (kahkahalarını tutamaz) Organik ortam mı? Hah, o akşam tavanda mantar yetiştirip satarsın, kiranı ödersin (birlikte gülüsürler)
Merve: Baba, tavanda mantar mı? yerlerde toplar mıyız?
Kamuran Efendi: (ciddiyetle) Toplarsınız tabii, hatta yer misiniz, orası size kalmış. Ali Bey, bak bir fikrim var. Gel bizim depoya taşın.
Latife Hanım: (gülerek) Çocuk salicağa binecek, biz de kumaş balyaları arasında saklambaç oynayacağız. Harika fikir Kamuran Bey!
Kamuran Efendi: (gururla) Dalga geçmeyin hanımefendi, memleket şartlarında bu bile nimet. Dün bizim çırak Haydar’ın amcası, çadır alıp piknik alanında yaşamaya başladı. "Manzarası bedava" diyor.
Ali Bey: (şaşkın) Çadır mı? Yağmurda ne yapıyor?
Kamuran Efendi: (umursamazca) Yağmur mu? Onlar için rahmet, çamaşırları yıkamaya gerek yok.
Haydar (çırak): (tepsiyle çay getirir) Buyurun, çaylarınız. Meyveli gazoz Merve Hanım’a özel!
Merve: (hevesle gazozu içer) Baba, bu mahallede bir evde kalırdak buraya taşınalım. Gazoz çok güzel! Hep gazoz ismarla ama amca ..teşekkür ederim ayrıca.
Ali Bey: (gülerek) Mahalleye yerlesirsek çayla gazoz satıp yaşarız artık.
Kamuran Efendi: (şakayla karışık) Bakın, işte gerçek çözüm burada. Dükkanın önüne oturun, gelen geçene manifatura değil hikaye satarsınız. Memur Ali Bey’den kiralık ev hikayeleri.
Latife Hanım: (kahkahalarla) Vallahi o da olur Kamuran Bey. Ama önce şu ev meselesini çözmemiz lazım.
Kamuran Efendi: (derin bir nefes alır) Bakın, şaka bir yana, bu mahalledeki evlerde astronomik rakamlar dolaşıyor ev sahipleri uzaya çıkmış, kiralardan da peşlerinden uçuyor.
Ali Bey: (düşünceli bir şekilde) Haklısınız Kamuran Bey. Ama bizim ayaklarımız yere basıyor. Bakalım, bir şekilde başımızı sokacak bir yer buluruz.
Kamuran Efendi: (neşeyle) Ali Bey, sen umutlu ol! Ev değil, hikayen var. Hem kim bilir, belki bu kahkahalarla mahallede tanınır, bir gün ev sahibi bile olursun!
Latife Hanım: (gülerek) O zaman ilk çayı biz ısmarlarınız Kamuran Bey!
Kamuran Efendi: (şakacı bir şekilde) Hayır efendim, o çay bizden! Ama unutmayın,Hadi bakalım, Allah gönlünüze göre versin!
Aile, Kamuran Efendi’ye teşekkür ederek kalkar. Kamuran, arkalarından seslenir.
Kamuran Efendi: Sakın pes etmeyin! Hayat rutubetlidir, ama gülmeyi unutmayin malum mantarlar bedava
(ailecek gülüserek sokaktan kaybolurlar
Kanuan efendi hala gülmektedir)
(3 üncü perdenin sonu
Perde kapanır.