3
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
201
Okunma
‘’Matematiğin tellerine
Aklımı taktı kader
4 senedir avuttu
Sonra bıraktı Atamer’’
Diyeceksiniz ki ne alaka; Anlatayım efendim az sabır. Liselerin henüz 3 yıl olduğu dönemler.
Sayısal, sözel ve eşit ağırlık bilinmiyor henüz. Fen ve edebiyat olarak 2 dal var.
Lise 1 yani 9. Sınıf ortak. Lise 2 yani 10. Sınıf zeki ve çalışkanların fen bölümüne haylaz ve tembellerin edebiyat bölümüne geçtiği yıllar. Şiirle ilk tanışıp sarılıp birbirimize, öpüşüp koklaştığımız yıl aynı zamanda. O zamanlarda hala sınıfta kalmak var.
Bendeniz hem zeki hem haylaz hem de ders çalışmayı sevmeyen bir öğrenci profili. Lise 1. Sınıfta Fizik ve kimyadan çakınca tekrarlanan yıl. Tabi ki doğru edebiyat bölümüne. Birde yetenek var ya. Bahanem de o. ‘’Ama benim Türkçe ve edebiyat notlarım çok iyi’’.
Neyse efendim fazlaca uzatmayayım bilenler bilir. Lise de edebiyat bölümünde cebir ve geometri okutulurdu o zamanlar. Klasik matematik denirdi adına da. Cebir tamam eyvallah. Notlar 8-9, gelelim geometriye. Zurnanın zırt dediği yer. Trigonometri, tanjant kotanjant türev ve integral kabusum olan konular. Bir şekilde geçer notu alıp ‘’oh’’ dediğim ders.
Ve lise son. O yıllarda okuyanlar iyi bilir. Üniversite giriş formlarını şubat ayında ve tercihleri yaparak teslim ediyorduk. Salaklığa bak. Daha sınava girmemişsin kaç puan aldığın belli değil. Ama tercih yapıyorsun.
Yıl 1980 öncesi. Sağ-sol terörünün lise ye kadar indiği yıllar. Ailenin mantık abidesi ablam İşletme-iktisat okumuş. Dönemin en geçerli bölümü. Ben aklı beş karış havada ailenin asi, haylaz ve devrimci kızı ne işim olur işletme iktisatta. Aklım fikrim Gazetecilik okumakta. Deliriyorum adeta. Tercih formlarının okula teslim edileceği gün. İlk tercihim İstanbul Basın-Yayın, ikinci tercihim Ankara Basın-Yayın.
Televizyonda acı bir haber o gece. Ankara Ünv. Siyasal Bilgiler fakültesi önünde kurşunlanan öğrenci otobüsü. 7 ölü. Tamamı sol görüşlü öğrenci. Babam delirdi tabi. Haklıydı adamcağız. Deli bozuk kızını ondan iyi kim tanıyacak. ‘’Sana gazetecilik falan yok, 3 gün sonra cenazeni almak istemiyorum. Ya ablan gibi gider Erzurum’da işletme iktisat okursun Ya da seni kocaya veririm’’ diye ortaya atılan tehdit.. Tabi sıralama değişti ilk tercih İşletme - iktisat oldu.
Sınava girildi, sonuçlar geldi. Harika bir puan ve ilk tercih kazanıldı. O puan da çatır çatır yandı.
Geldik üniversiteye. Matematik dersi var. Hocanın kitabı var. Anammmmm. Modern matematik. Kesişimle bileşimler havada uçuyor. Bir şekilde matematik 1 den geçildi.
2. dönem matematik 2. O neeeeee. Tanjant kotanjant türev integral kabussssssssssssssssss.
Tabi 25 gibi bir notla çakıldı. 4 yıl boyunca aldığım maksimum puan 35 di. Tam tamına 4 yıl sürünülen bir ders.
Son sınıf bitti hala 1. Sınıfın dersi duruyor.
O sırada matematik teksirinin kapağına kocaman yazı ile yazdığım dörtlük.
‘’ ‘’Matematiğin tellerine
Aklımı taktı kader
4 senedir avuttu
Sonra bıraktı Atamer’’
Artık bitirme sınavlarına giriyorum. Hoca sınavda dolaşırken teksirin üzerindeki yazıyı okudu. Gözlerimin içine baktı. Gülümsedi. Eğildi kulağıma yavaşça ‘’Yandın sen’’ dedi. O sınavdan kaç aldığımı merak mı ettiniz. Adımı çok sevdiği için ‘’10’’ vermiş.
5. sene artık illallah demişim. Yahu belge alacağım okuldan. Doğru hocanın odasına.
Dedim ki ‘’Bak hocam artık akıllı hesap makinaları var. Basıyorsun tuşa tanjantıda kotanjantıda türevide integralide hesaplıyor. Yeter artık vallaha da billaha da öğrenmeyeceğim. Sevmiyorum. Ayrıca sevgilimle evleneceğim ben. Ver şu 50 yi artık bitsin bu ızdırap’’ yalvarmaları.
Sonuç çok üzüldü halime. Dedi şu konuları çalış. Buradan soracağım. Elinden geleni yap. Söz verdim çalışacağım diye. Hoca sözünde durdu bende sözümde durdum. 40 lık kağıda 50 vermiş. Diploma yı aldım.
Eeee bu kadar olur. Sen edebiyatçısın. Aklın fikrin yazıda, şiirde. Tanjant kotenjant ne basar kafana.
Sonra gelsin Finans sektörü, elveda edebiyat……
Her ne kadar mat 2 yi sevmesem de seni insan olarak severdim…….
Eğer öldüysen nurlarda uyu Atamer hocam. Yaşıyorsan allah sağlıklı ömürler versin.