Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
ykurtca
ykurtca
@---ykurtca

ZORUNLU ZORLUKLAR

11 Ocak 2025 Cumartesi
Yorum

ZORUNLU ZORLUKLAR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

405

Okunma

ZORUNLU ZORLUKLAR

ZORUNLU ZORLUKLAR

Hangimiz çorabını ters giymedi ki!
Hangimiz gömleğin düğmelerini yanlış iliklemedi ki!
Hangimiz yalan konuşmadı ki!
Hangimiz kandırılmadı ki!
Hangimiz pişman olmadı ki!
Hangimiz hayel kurmadı ki!
Hangimiz ters yola girmedi ki!

Doğumla başlayan hayat,ölüme de aynı an da ağlayarak adım atıyor.
Ağlayarak başlayan yaşam,ağlatarak sona erecek sınırlı bir zamana giriyor.
Her geçirilen gün keseden,ömürden eksilmedir.
Anne nin bedeninden taşan geleceğin insanı yaşama eksikle başlar,eksiğini tamamlamadan sonu ölümle sonuçlanır.
Ömrünü tam bitiren iki ayaklı,düşünen canlı yoktur.
İnsan boş doğar,yıllar ilerledikçe dil,kültür,bilgi yüklenir,bir başkasının sanal eseri olur.
Biyolojik akıl beşeri akıla döner.
İnsan dört ayaklı doğar zorluklar karşısında iki ayağa dikilir.
Parçalardan kişilik elde eder,erer,meyve gibi yere düşer,büyükten parçalara doğru da çürür, kemik,tozlaşarak made olarak yerini alır.
Yıllarlar ilerledikce eğer yazılı değilse unutulmaya gider.
Ömür dediğin bir kartanesidir,elde eriyip gider.
Erime dönemi ve sonucu bir başkasına yaşam olabilir.
Bu bitki de olabilir,sürünen canlıda.

Her canlının hayata tutunma zorunluğu vardır.
Bunu en iyi insan belirli aşamalardan geçtikten sonra yerine getirmiştir.
Hayvan ve bitkilerin hayata tutunma olasılığı insanlara göre farklı,hele bitkilerin hayata tutunma amaçları var mı bilinmiyor!
Yenirken bilinçli olarak mı diğer canlılara yem oluyor!
Doğayı bilinçli olaraka mı süslüyor!
İnsan ruhunu bilinçli olarak mı okşuyor!

Çorabı ters giydiğimizi bir görü,tesadüf,his,uyarı sonrası farkına varırız.
Ama bitki ve hayvanların neyi ters yaptıklarını,neyi iyi yaptıklarını bilme olasılıkları var mı!! Pişman olma durumları var mı!
Üremeyi hayvan planlı mı yapıyor!
Bilinen şu,
bazı hayvanların üreme sonucu yavrusunu beslemesi,yuva yapması,tehikeye karşı korumasını,ağlaması,üzüntüsü biliniyor.
Evçilleşmiş hayvanın davranışları doğa da yaşayan hayvanlardan farklı olduğu görülüyor.
İçgüdüleriyle yaşayan hayvan eğitimle ilerleyebiliyor.

Dal budak yaşamdan mağaraya geçen insan,biz diyoruz şu an biz insanız ,
hayvana göre belki biz de bir hayvanız!
Güçlü hayvanlar ve doğa olayları insanların bugünkü haline gelmesinde büyük bir rol oynadı.
Yırtıcı hayvanların bir başka hayvanı kovalaması,
veya tabiat olaylarının canlıları önüne alıp korkutması,
bazı canlıların akıl yörütmesini tetikledi.
Ateşi görüp kaçmayan iki veya dört ayaklı canlı yoktur.
Yırtıcı güçlü hayvanları görüp,
insan, zayıf hayvanın,
iki,dört ayaklı,sürüngen canlıların kaçmayanı yoktur.

Doğanın,güçlü hayvanların zorlamasıyla insanlık düşünsel ve fiziksel olarak kendini geliştirdi.
Zorlama insanı ses çıkararak,bağırarak,el,ayak hareketli iletişimden heceli iletişime geçirdi.
Doğanın,doğada ki büyük yırtıçı canlıların yardımıyla da dil kazanan bir canlıdır insan.

Doğa olaylarından,güçlü hayvanlardan, koşabilen,dağa,taşa,ağaca tırmanabilen insan bugün insan dediğimiz varlığın önce güvenli yere sığınmasını sağladı,
sonra konuşmasının önünü açtı.
Güvenli yere sığınan
karnını doyurmak için kademeli olarak sahaya indi.
Sahada kendini korumak için aklını genişletmeye başladı,
Kesiçi buluşu yaptı,ateşi bulmasıyla düşüncesini,fiziğini geliştirdi.

Bağırarak el kol hareketinden ilerleyerek Hecelerden kısa cümlelerle iletişime geçen,dilini kazanan insan
düşünerek,konuşarak,yazarak,kayıt altına kendini,doğayı alarak hayvanla arasına çizgiyi çekti.
İnsan zorunlu bir varlıktır.
Hayvanları küçümsemeye başladı.
Yaşlı,kadın,çocukların korunmasını üstlendi.
Planlı üremeye gelişmeye başladı.
Üremesi,üretmesi,araziye sahip olması kavgaları meydana getirdi.
Kavgalar büyük arazilerin elegeçmesini sağladı.
Sınrlarını belirledi,güvenliğini sağladı.
Düşman kavramı yerini aldı.
Dört ayaklı hayvandan korkmak yerini cesarete bıraktı.
Doğa felaketlerinden kendini korumaya gittti.
Hayvan insanı yerken,insan hayvanı yemeye başladı.
Dört ayaklı hayvan iş gücüne girdi.
Karın doyurmada sofrada yerini aldı.
Savaşlarda araç olarak kullanıldı.
Sözlü,yazılı anlaşmalar başladı.Alınıp satılma dolaşıma girdi.
Süreklilik başladı,aileler kontrol altına alındı.
Toplu yaşama geçildi.
İtaat öne çıktı,suç ve ceza kuralları çıktı,korku yönetimi başladı.
Oba başı ,feodal yönetim,Kral,imparatorlar ortaya çıktı,
kaçınılmaz olarak din ortaya çıktı.
Dal budak çardak
Mağara
Güvenlik
Arazi
Üretim
Köle
Yerleşim
Din
Sömürü
Devleti insan aklın gelişmesi sonuçu üretti.

Hayvan ve doğadan korkan insan artık insanlardan korkmaya başladı.
Düşünen insan toplumunu din ve kendi kurallarıyla yönetmeye dönüştürdü.
İnsanlar tek kişi ve din yönetimi altında yaşamaya zorunlu kılındı.
Krallar,dinler tabii olarak zamanı gelince yıkıldılar.Yeri geldi yeni krallıklar,din devletleri kuruldu.Toplumlar gelişiyordu,doğayla uyumlu yaşamaya başladı.

Düşünme aykıtı beyin yerinde durmuyordu.
Uygarlık,medeniyet kuruyor,keşifler yapıyor.
Sanayi
Buharlaşma
Elektirik
Makinalaşma devrimlerini yapıyor.

İnsanın insanı ezmesi gelişmesinden kolay oldu.
Milyonlarca yıl sonra ancak kendini koruyabilen bugün ki insan,
milyonlarca yıl sonra konuşabilen insan,
milyonlarca yıl sonra yazıya gecen insan,
on bin yılda kendini ezmeye geçti.
Ot,çiğ etle kendini doyuran insan
ateş ve yazıyla birlikte kendini kolay doyurmaya geçti,
türdaşını aç bırakmaya seçti.
Doğadan,hayvandan korkan iki ve dört ayaklı canlı,
İnsanı hayvan durumuna sokarak köleleştirdi,
öldürmeye kendini zorunlu gördü.

Büyük yırtıcı hayvanın yerine alan güç ve para ezilen kesimleri harekete geçirmesi gerekiyor ama bir türlü bu gerçekleşmeyi başaramıyor.
Binlerce,milyonlarca yıl önce bunu doğaya ve yırtıçı devasal hayvanlara karşı yaptı.

Bu da bugün şunu gösteriyor,
Gücü elinde bulunduran azınlık kendisini teknolojiyle iyi koruyor,emekçilerini aç,yoksulluk korkusuyla kendisine bağlayarak varlığını evrenselleştirdi.
Şiddeti,ateşi,parası,teknolojisi dünyayı esir almış,Afrikada insanlar kurtulmak istiyor olmuyor,Asya da kurtulmak istiyor olmuyor, azgın sermaye gücünü bazı merkezlere yığmış, sesini çıkartanın ağzını hemen kapıyor,ateşiyle yakıyor.

Hangimizin göbek bağı kesilmedi ki!
Hangimiz anamızdan doğarken konuştu ki!
Hangimiz dünyaya kendi isteğiyle geldik ki!
Hangimiz dört ayak üstünde yürümedi ki!
Hangimiz su bardağını kırmadı ki!
Hangimiz yemeği üstüne dökmedi ki!
Hangimiz ateş,su dan kormadı ki!
Hangimizi tek başına bıraksalar ormana, hayvanlaşmayız ki!

)))ykurtca

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Zorunlu zorluklar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zorunlu zorluklar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZORUNLU ZORLUKLAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.