Burası Dünya mı Arkadaş?
Ak Koyunlu ve Kara Koyunlu beylik ve veya devletlerini duymuşsunuzdur veya Karamanın Koyunu sonra çıkar oyunu deyimini...
Ortalama 900 ile 1600 lı yıllar arasında (daha geriye sarmayalım batıyoruz abi, patinaj patinaj traktör çıkmıyor çamurdan)geçim kaynaklarımız genelde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, ziraat çok makineleşmeden sonra daha çok gündemimize girdi. Hayvanlar üzerine meslekler mesela; nalbantlık, demircilik, semercilik günümüzün sanayilerindeki rot balans, kaporta, motor dükkanlarına eş değer değil mi? Araba fabrikaları ise; haralara, at, koyun-keçi-büyük baş çiftliklerine.
Günümüzde halen atyarışları öküz boğa güreşleri hatta deve güreşleri kültürel olarak duruyor olsa da epey epey azaldı çünkü hayvancılıkla geçimini sağlayan aile sayımız azaldı.
Medrese kültürü ve kız erkek ayrı eğitimler gitti yerini üniversite ve karma eğitim aldı. Karma eğitim talebi de elbette son 200 yıllık kadın haklarının gündeme başat olması, kadınların da seslerini duyurabilmeleri, yetki ve söz sahibi olabilmelerinin neticesi.
Günümüzde ise insanlar şehirden bunalmış vaziyette, çünkü kalabalık, keşmekeş, vergi zulümleri, kira, dolandırıcılıklar, mafya, çete vb vs oluşumlar, işçiliğin ve memurluğun da zenginler için kulluk ve kölelik olduğu gibi bir çok nedenden dolayı, kendilerini daha özgür hissedecekleri taşraya kaçma gibi hayaller..
Bu konuda genelde; eski ve yeni mankenlerin köy hayatı haberleri, kimi manşetlerde sanatçıların kendi çiftlik ve mandıralarını kurma söylentileri, bunun yanında yazlıkların da bir ailenin kendi geçimini sağlayacak şekilde yapılandırılması gibi gibi yönelimler mevcut.
Peki günümüzde Ak İnternetli - Kara İnternetli diye beylikler veya devletler kurulabilir mi?
Aman be, ben yazarken artık çok yoruluyorum...
Biraz sosyal siyasi dini gaz verip onu bunu alkışlasam onu bunu tenkit etsem veya akıl versem ne olacak ki.. Dünya da ülke de zıvanadan çıkmış gibi bir haleti ruhuye içinde zaten...
Ölenin arkasından; aile giriyor miras kavgasına arkadaş. Şu dünyanın her şeyi sıkıntı be arkadaş.
Ne diyorduk yazmaya devam edersek; yok ya hu bir komedi dizisi bulup devam etmeli. Ne demiş şairlimiz ozanımız; ölen ölür kalanlar da ölür. Biraz taş veya kaya veya granit veya mermerleşmek veya betonlaşmak lazım sanki. Hem gönül hem zihin olarak.. Verip alacaksın kurşunu toplayacaksın haracı gel keyfim gel. Hukuk mu? Sonuçta maaşlı abi tüm çalışanlar kimse hayrım olsun diye çalışmıyor ki, merkez bankası başkanının maaşı milletin dilini yorar hesabı yani dünya.. 50 yıllar önceden 50 yıl sonrasının yetkililerini yetiştirip abd’den her yere atıyorlar nasılsa. Bizi de kendi içimizde siydik yarıştırıp yaşamlarına bakıyorlar.
Ne diyorduk, en son ateistlere hakaret eden bir yazı sonrası, inananlara hakaret sayılmaz da, inanacak kadar aklımı peynir ekmekle yemedim cinsinden bir yoruma, bir üye şutlanmış diye bir izlenim edindim. Yine burayı karıştıranlar kusura bakmasınlar "gavur" diyarında geçinip Anadolu’ya ahkam kesenler. Ya hu kardeşim o kadar çok vatan din diyorsan gel, nasılsa küpü doldurmuşsundur; al arsanı al apartmanını buralardan gel yaşa, ne diye elin yabancı ülkesinden buraya tükürüyorsun mübarek.
2000-2010 yılları arasında hadi gel köyümüze gidelim diyordu üstadlar ustalar. Koyunumuza keçimize öküzümüze bağımıza bahçemize bakalım... Kimseyi kimse zorlamıyor ki şehirde yaşa diye.. Döşettir köylere doğalgazı veya doğalgaz kuyuları veya depoları yaptır köyün yıllık yakacağını hallet, zaten süt ve ürünlerini kendin yaparsın ha keza et ve ürünlerini de ha keza meyve sebzeni de... Yani bilinen tarih içinde, yemek kültürümüz pek değişmedi, buğday arpa yulaf, et, süt, yumurta... Daha yeni fabrikasyon üretim yiyecekler tek tük düşüyor piyasa. Arısız ballar, hayvansız etler, yakında ağaçsız meyveler de çıkmayacak mı? Bir kapsül hap ile günlük enerji ihtiyacın giderilecek, kahvaltıydı öğlendi akşamdı yemekleri de kalkar rafa. Tek öğün tek hap... Zaten Tanrıcılık bunu gerektirmez mi, teklik yani. İnsanları şehirde tutan; doğalgaz refah farkı yarattığı bakımdan.. Elektrik köydeki evin duvarında da düğmeli hatta fotoselli taktır yani, su desen musluktan çevirmeli, çeviriyorsun musluğu su akıyor abi, ne o düriyenin güğümleri veya Karacaoğlan afra tafraları günümüzde...
Yalnız mısın, eş mi arıyorsun; dünyanın uygulaması var, hem erkekler için hem kadınlar için dünyanın seçeneği; eskiden derlerdi ya; görücü usulü diye artık akıllı telefon uygulaması usulüne dönmüş iş.. Yani zaten kadın nasıl olmalı, erkek nasıl olmalı deyü yıllardır güzellik yakışıklılık yarışmaları yapıyorlar... Geriye para mı kalıyor, onun içinde teknolojiyi kullanıyorlar artık, yani enerjiyi.. Daha önce değinmiştim. Topluma kültür üç kurumdan enjekte ediliyor: Askeriye, Diyanet ve Eğitim. Daha önceden yani bin yıllar öncesinde sadece Askeriye ve Diyanet vardı. Eğitim sonradan teknoloji ile, fiziğin kimyanın biyolojinin kökenini kurallarını piyasaya sürünce balşladı sayılır. Yani sanayi inkilabı, buhar gücü vb vs.
Para geri dönüşüm örneği. Japonyada bir yüksekokulda, öğrencilerin idrarı yani haceti binanın altında bir depoda toplanıyor, bir dizi bilimsel reaksiyon sonucu enerji üretiliyor ( elektrik), sonra bu üretilen enerjiden okul içindeki kantinde harcanabilecek dijital para öğrencilerin telefon uygulamasına yükleniyor. Telefonda paran hazır, hem de hacetinden elde ediliyor. Teknoloji ile ekonominin döngüsü de çağ değişimine uğruyor yani.. Bu uygulamayı daha büyük şekilde, kurumlara, ilçelere, şehirlere hatta ülkelere yayılamaz mı? Tüm ekonomik, siyasi, sosyal, iş, inanç kültürünü değiştirir para.
Dünya çatışmalarındaki yönlendirmeler ne için askerleri. Ganimet, kadın, köle özetle yağma hakkı için değil mi? Yani mangıra çıkıyor toplamı. Yine Yavuz örneği verelim, o değil miydi, Mısır Seferi sonrası Hazneyi kendi mührüyle mühürlemeyi ferman yazdıran; kim benden daha çok hazineyi doldurursa ancak o zaman kendi mührünü bastırsın veya bassın diyen ... Yanisi İskender, Cengiz, Firavunlar, Krallar, hatta peygamberler bile insanları yönlendirmek için parayı, altını kullanmamış mı, yağmayı, kadını kız ganimeti, köleliği... Yok o şuna karşıymış yok bu şunu değiştirmiş, hepsi biraz masala veya kandırmacaya girmiyor mu?
Geçen sene bir kaç tabak şu yuvarlak hamurlardan gelmişti neymiş üç aylar başlangıcı mı ne, şükürler olsun bu sene bir tane geldi, seneye ihtimal o da gelmeyecek artık... Nedir bu ya hu, kimi de aşure bırakır. Artık eskiden olduğu gibi düğün dernek toya da fazla gerek duymuyor yeni nesiller, aşiret düğünleri vb hariç, daha çobanlarından kurtulamayan çok yaşam kültürümüz var. Basıyorlar nikahı abi, tamam. Senin iki çeyrek altınına, o bize bilezik taktı biz de bilezik takmaksak ayıp olur gündemi mi kaldı dünyada..
Ne diyordu şair; hangi ozandı o unuttum işte. Ha; hatırladım, yok ya... O değil di. Lan; ya’lı yu’lu edebiyat yapma köfte.
Kadınlara zulüm devam ederken elbette yeni nesil de erkeksiz bir yaşam kültürüne kaçacak abi, önüne gelen sıkıyor kafasına, hatta yakıyor bile. O değil artık anne baba evladını, evlat anne babasını kesmeye, öldürmeye başladı. Üçüncü sayfa haberleri çok fena abi...
Lakin sorun mu tüm bunlar, değil elbet. Mesela doğuda bir tarikat karıştırır Anadoluyu, hadi gel şaha gidelim derler, şah kulu isyanı baslar, öyleydi böyleydi, yine Türkleri Arabi söylevler ve inançlar ile birbirine düşürürler, nasılsa koyun postunun renginden bile ayrımcılık yaratıp savaşmışız abi.
Elbette sadece biz değil ki; İngiltere Roma’dan bunalmış, başlarım senin Katolikliğine de papana da deyip kendi kilisesini kurmuş, piskoposunu atamış vermiş maaşını, tabii sonradan da piskoposlar kralların külahını pardon tacının üzerine çıkmışlar.. Dünyanın her yanı epey epey benzer birbirine.
Savaşları, bombası güçlü olan insan sayısı fazla olan kazanıyordu.. Muş... Kazanıyormuş.. Günümüzde ise robotu ve uzaktan erişimi güçlü hiyerarşiler kazanır herhalde değil mi?
Yani Çaldıran mıydı o savaş? Ankara Savaşındaki ezilmişliği 100 yıl vb kadar sonra ancak atabildi Osmanlı üzerinden, onu da tüfek ve top ile yaptı.. Ki Yavuzun ordusu 1300 km lik yol yaptı yorgun abi, Şah İsmail’in miydi diğer taraftaki o da 300 km yol yapmış falan, lakin kazanan top ve tüfek oldu sonuçta. Yavuz bir çıbana, Şah da ihtiyarlığa mı kurban mı gitmiş ne, ne yazıyor tarih sayfalarında?
Neyse; sonuçta bizim başımızdakilere ödev verilmiş siyasi olarak, bakalım ne gelip ne gidecek...
O değil de abi; şu akıllı süpürgelerin üst versiyonları ne zaman çıkacak piyasaya, yani eli ayağı olan ve teni ve gözü vb vs insansı robotlar.. Yani çay demlemeli, bulaşıkları makineye dizmeli, sonra yerine yerleştirmeli, elbiseleri yıkamalı, kurutma makineleri çıkalı pek ütüye de gerek kalmamışmış, öyle diyorlar kullananlar. Lakin hala adam akıllı bir apartman yönetmelikleri çıkmadı ki apartmanlar kendi enerjilerini kendi üretebilsinler güneşten ,rüzgardan falan.. Sonuçta arabalar elektrikliye dönerken robotlar da saman yemeyecek herhalde..
Rahmetli Kemal Sunal’a Japonya’dan gönderilmişti bir hatun mesela robot olanından ya, kaç yıl geçti abi o düşüncelerin üzerinden, daha piyasaya kadın ve erkek robot düşmedi. Robot bizim yerimize çalışsın abi, getirsin ekmeği eve, yani parayı, sonra markette hepsi var zaten.
Ne diyorduk, bu yazının da sağı solu başı ayağı oynuyor galiba...
Elektrik veriyor mu bu site bize abi? Patron çalışmıyor abi, şu sitenin bir kenarına priz koysa mesela, tabletti, pcydi, akıllı telefondu şarj etsek ya...
Evet dostlar, dost gönüller, içten pazarlıklı olmayan arkadaşlar, bu yazı da burada bitsin, delirmezsek eyüdür... Ha,
Şairin ne dediğini hatırladım;
Robotundan olsa sevgilim,
Ne tuz ister ne şeker
Bir de ödeyiverse kablosuz tarafından faturalarımı
Daha gönül ne cennet ister ne Tanrı,
Yaşamın rızasına da cezasına da atar döner tekme.
Olmadı galiba...
O kadar çok acı, ızdırap, dehşet biriktirdiki dünya, tebessümün de komedinin de değeri kalmadı, yani tebessüm bile acıtıyor artık yüreğimizi be...
Biriktir - diki..
r’den sonra t değil d geliyor, -ki’de bitişik olacak değil mi?
Bu dünyanın her anı bir sorun abi.. Yoksa sorun bende mi, sende mi, onda bunda şundadır, benim gönlüme gökten üç elma düşmedi, ya hu çıktı mı, piyangodan büyük ikramiye buradan birine..
En sevenlerinize emanet efendim.
Y.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.