- 39 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Üç Aylar
Manevi değerlerimizin zayıfladığı, dini ilimlerin televizyon ekranlarından öğrenildiği (!), ehl-i sünnet ve cemeat itikadına (Peygamberimiz a.s’ın izinden gidenlere) saldırıların ayyuka çıktığı, “Dinler Arası Diyalog” yahut “Medeniyetler Arası İttifak” safsatalarıyla islamdan başka dinlerin de hakmış gibi gösterilmeye çalışıldığı ve ibadat-ü taatların camilere sıkıştırıldığı şu günlerde, üç ayların gölgesi üzerimize düştü.
Ehlince malumdur ki, üç aylar Receb-i Şerif, Şa’ban-ı Şerif ve Ramazan-ı Şerif aylarına verilen ortak isimdir. Üç ayların ilki olan Receb-i Şerif ayının ilk Cuma gecesi Regaip Gecesi’dir. (İdrak etmeye gayret ettik. Rabbim nicelerine ulaştırsın hepimizi.)
Her ne kadar, dini vecibelerimizi yerine getiremiyorsakta, böyle mübarek gün ve geceler gaflet uykusundan uyanmak, kendimize gelmek, tövbe etmek ve Hakk’a yönelmek için şüphesiz büyük fırsatlardır.
Bir çok camide Kandil Geceleri münasabetiyle vaaz-u nasihatler edilecek, mevlüd-ü şerifler okunacak, dualar yapılacak, belkide tesbih namazları kılınacaktır. Nice nice gecelerini, nice nice zamanlarını televizyon ekranlarında, bilgisayar başında, kahvehane köşelerinde, bilumum eğlence yerlerinde geçirenler, hiç değilse şu mübarek üç aylar hürmetine kendilerine gelmeye gayret etsinler.
Beşer olmamız hasebiyle, şüphesiz birçok sıkıntılarımız vardır. Kimileri geçim sıkıntısı çekerken; kimileri hastalıklarla boğuşuyordur. Kimileri zengin olma hayalleri kurarken; kimi zenginler sevgisizlikten ve yalnızlıktan dolayı psikolojik buhranlar içerisindedir. Kimileri baş olma sevdası içindeyken; kimileri iş bulma telaşındadır. Kimileri her türlü imkana malikken okuldan ve okumaktan bıkmışken; kimileri okuyabilmenin yollarını aramaktadır. Kimileri inançsızlık veya gaflet içinde her türlü ahlaksızlık ve rezaleti icra ederken; kimileri işledikleri günahların altında eziliyordur…
Muhakkak herkes kendi çevresinde olup, bitenleri daha iyi bilir. Hal böyle olunca bizler de ancak kendi ülkemizin artılarını ve eksilerini bilebiliriz. Bu demek değildir ki, sadece kendi ülkemizle ilgilenelim de dünyada yaşananlara seyirci kalalım. Hamdolsun! Bizim ülkemizde savaş yok, fakat milyonlarca müslüman bugün kan ağlamakta. Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da… kardeşlerimiz, zalimlerin zulümleri altında inim inim inlemekte. Maddi olarak belki elimizden bir şey gelmeyebilir. Hiç değilse şu mübarek aylar vesilesiyle, ellerimizi semaya açarak, göz yaşları içerisinde dualar edelim; edemiyorsak, edilen dualara amin diyelim. Zira insanların birbirlerinin gıyabında yaptıkları dualar, günahsız ağızlarla yapılmış dualardır; böyle dualar makbul ve kabule şayan dualardır.
Rasülüllah Efendimiz’in (s.a.v) buyurduğu gibi: "Âllah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır." Amin!
Üç ayların müslümanların gafletten uyanmasına vesile olması dileğiyle...
Yusuf Akkaya
Not: Şürçülisan ettiysek affola...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.