- 42 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÖKLERİMİZ 4. BÖLÜM
KÖKLERİMİZ
DEDERASÛL DEDE’DEN
DEDESİL ve DEDEBAĞI’NA
4. Bölüm (Son)
*
Gelelim tekrar köyümüzün tarihi bilgilerine. Selçuklular döneminde Konya vilayetine bağlı olan Hamit Ovası (Yeşil Sahra) Beylikler döneminde Isparta sancağına bağlanmışır. Burdur’un sancak olmasıyla Burdur’a ve daha sonra 1888’de Denizli’ye bağlanmıştır.
Yüzyıldır Dedebağı’nın hemen üstündeki Yaran (Yaren) tepesinde yatan Dederasûl Dede ve Hatun Anayı gördüklerini söyleyenlerin anlattıkları dilden dile, kulaktan kulağa günümüze kadar ulaşmıştır. Çanakkale gazisi Molla Veli oğlu Mehmet Aykar (1892-1981) torunu olan yazara şunları anlatmıştır:
“Bir yaz gün öğle vakti, Tanışman dediğimiz yerdeki bahçemde ağaçları suluyor ve diplerini çapalıyordum. Belimi doğrulttuğumda karşıdaki Topraklık tepesinin yamacından Yaran tepesine doğru giden bir kadın ve bir erkek gördüm. Ellerinde toprak su ibrikleri vardı. Adam uzun boylu beyaz sakallı, dizlerine kadar uzayan sütbeyaz bir kaftan giymişti. Başında yeşil bir fese sarılmış beyaz bir sarık vardı. Sarığın uçları omuzlarına kadar sarkıyordu. Kadın da uzun boylu, gösterişli bir kadındı. Rengarenk bir üç etek elbisesi, başında beyaz bir başörtüsü vardı. Bu urbalarla, bu sıcakta Yaran eteğine doğru giden bu kişiler kim olabilirdi? Ben bir an korkuya kapıldım.
Korkumu bastırmak için “Heeey, siz de kimsiniz?” diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Onlar bana doğru bir göz atıp, hiç oralı olmadan Yaran Tepesi’ne doğru yürümeye devam ettiler. Biraz sonra gözden kayboldular. Aklım başıma gelince ‘Acabola bunlar dedeler miydi?’ diye düşündüm.”
Dedem bunları anlatırken ben hep anne tarafımdan dedem Hacı Efendiyi . (Kasımların) ve Gülizar Ninemi düşünürdüm...
Dedebağlı Hüseyin Karabulut (Zebilerin Palabıyık) dedelerin birçok kişinin rüyasında göründüğünü ve bazı kişilerin dünya gözüyle gördüğünü anlatmıştır. “Başı sarıklı ve sırtı cübbeli olarak, Yaren Tepesi’nin aşağılarında Şemsiler pınarından ellerindeki ibriklere su doldurduklarını, orada abdest alıp, namaz kıldıklarını sonra türbeye doğru gittiklerin,” söylemiştir.
Dedelerin ellerinde su ibriği tepeye tırmanarak görenlerin çoğalması üzerine Dedesilliler Büyük Dede’nin türbesinin yanına küçük bir çeşme getirdiler.
Yakın zamanlarda bu çeşmeyi yetersiz görüp oluklarından gürül gürül, buz gibi su akan ikişer oluklu iki çeşme yaptırdılar. Arabayla ulaşılabilecek bir stabilize yol açtılar. Ataları bunca soylu olan Dedebağlılar birleşip dedelerine şanına uygun birer türbe (anıt mezar) yaptırsalar, gelecek kuşaklara için bir eser bıraksalar ne güzel olurdu!..
Ve bağcılığın yok denecek kadar az olan kasabalarına Dedebağı adı yerine “Dedeyurt” veya “Dedeova” diye isim verselerdi ne kadar anlamlı olurdu!
Tarım toplumu olan Dedesilliler ticari hayata atılmamışlardır, atılanlar da başarılı olamamışlardır.
Günümüzde dedelerimiz Yaren Tepesi’de, Çavdır’dan Kızılhisar’a dek uzayan engin Acıpayam Ovası’na bakar dururlar. Orada yatan dedelerimiz bugün dile gelseler şöyle derlerdi:
“Yüz yıllar önce bu toprakları yurt edindik
Kuraklıkta üzüldük, rahmetiyle sevindik
Gün oldu sular gibi gürül gürül çağladık
Sarı başak buğdayı deste deste bağladık
Dört yanda ünlendi geleneğimiz, görgümüz
Dam ardında, Cemile kızla çınlar türkümüz
Biz bize yettik yıllardır kuşaktan kuşağa
“Mahalle” denilince yenik düştük bu çağa...”
Dedebağı’nda bir zamanlar iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık sokaklara, bomboş meydanlara ve duvarları yıkılmış, çatıları çökmüş kimsesiz, kalan evlere bakarak kim bilir daha neler söylemektedir dedelerimiz!..
Veli Aykar
12.11.2024
Kaynakça
1. Veli Aykar- İstiklâl Güneşi Müftü
2. Mehmet Yaşar Ertaş-Karaağaç-ı Gölhisar
3. İbrahim Afatoğlu- Denizli’nin Evliyaları ve Türbeleri
4. Ali Vehbi Aykota- Acıpayam 1952
5. Yrd. Doç. Dr. Turgut Tok-editör- I. Acıpayam Sempozyumu
6. Tuncer Baykara – Denizli Tarihi
7.H. Avni Çavdaroğlu- Dünü Bugünü ile Acıpayam 1.cilt
8. Ahmet Tekin- Dedesil Köyünün Tarihi, Geçmişteki Örf ve Adetleri
9. Kaynak Kişler: Anılarını ve sohbetlerini dinlediğim köyümün büyüklerinden Kunduracı Mehmet Aykar-Hacı Efendi Hasan Hüseyin Argüz -Deveeoğlu Hüseyin Orçun ve oğlu Nuri-, Öğretmen Ramazan Güner - Sağıroğlu Hüseyin Dayı-, Sazcı Hüseyin Aktekin- Palabıyık Hüseyin Karabulut- Eski Muhtarlardan Osman Şener
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.