- 72 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tıkır tıkır işleyen ABD-İngiliz ve İsrail versiyonu planlar.
Sn. Devlet Bahçeli, durup dururken bir anda Mecliste ki grup konuşmasında: ‘’Abdullah Öcalan meclise gelsin, DEM Parti grubunda konuşsun, Terörün bittiğini açıklasın, umut hakkından da yaralansın’’ diyerek ortaya inanılmaz ifadeler sundu.
Bilahare sonraki konuşmalarında bu ısrarını sürdürdü. MHP camiası, Bilge lider, bir bildiği var diyerek Bahçeli’nin arkasında dururken, Sn. Cumhurbaşkanı bu çıkışa temkinli yaklaşarak bir süre sessizliğini korudu ve olayların gelişimini izledi.
Neden şimdi bu açıklama oldu, bunu bir irdelemek istedim. İsrail devleti uzun zamandır planlarını yaptığı saldırılarını, Gazze, ardından Lübnan ve İran gibi Ülkelere gerçekleştirirken, bir anda Suriye’de de işler karıştı. Anlaşılan odur ki Suriye’de ortaya çıkan gelişmeler, BOP planlarının bir parçasıydı. İsrail hemen Suriye’de toprak kazanmaya da başladı.
On yılı aşkın süren iç savaşta HTŞ adını verdiğimiz örgüt Suriye’de hızla ilerleyip Başkent Şam’ı ele geçirdi, Esat gitti. Rusya bu gelişmelerde sessiz kalıp Akdeniz’ de ki kazanımlarını koruma yolunu gitti. Bütün bu son gelişmeler öyle hızlı yapıldı ki çok insan ve siyasetçi, yazar, ilim adamı ne olduğunu tam anlayamadı veya bazı ileri görüşlü insanlar olacakları önceden varsayım olarak dile getirdi.
Aslında olanlar tam da ABD, İngiltere ve İsrail devletinin uzun zamandan beri planlarını yaptıkları BOP ‘un bir parçasıydı. Sınırları değişecek dedikleri 22 Ülkeden biriside Suriye idi ve bu ülkede yönetim yıkıldı. Şimdi neler olacak? Çok da düşünmeye gerek yok, olacakların planları da hazırdı. Sn. Bahçeli de bu planlar doğrultusunda harekete geçmiştir.
ABD öteden beri SDG(PYD-YPG) ye yıllardır maddi yardım, silah ve eğitim vererek Suriye’nin doğusunda sayısı oldukça kabarık bir ordu ve insan gücü oluşturdu. Bu güçlerin içinde hatırı sayılır miktarda PKK lı unsurlarda yer almıştır. ABD, SDG ye bu desteği sağlarken, anlaşılan odur ki, gözlerden ırak HTŞ ye de eğitim silah ve teçhizat yardımını esirgememiştir. Türkiye’de (Suriye Milli Ordusu) SMO suna açık açık destek vererek Suriye’nin kuzeyinde belli bölgeleri kontrol etme yoluna gitmiştir.
Ülkemizde Sn. Bahçeli’nin çıkışıyla ortaya çıkan gelişmeler ABD ve İngiliz planlarını desteklemekten başka bir şey değildi. Abdullah Öcalan CIA adına çalışan ve ABD ye hizmet eden bir aktördü(Acizane kendi görüşüm). Bu nedenle yıllardır cezaevinde korundu, kollandı. Zaten ABD nin PKK ya desteği öteden beri dillendiriliyordu. Sınırları değişecek 22 Ülkeden birinin de Ülkemizin olmaması temennisi ile öncelikle Sn. Bahçeli ve ardından Sn. Cumhurbaşkanı ABD ve İngiliz planları doğrultusunda hareket etme kararı aldıkları izlenimi doğmuş gibi. Burada ileri sürdüğüm bu tez 01.12.2024 tarihli Düzce yerel haber gazetesinde Sn. Mümtazer Türköne’nin yazısında da açıkça ele alınmaktadır.
SONUÇ: (Burada yazdığım görüşler kendi düşüncelerimdir)
Abdullah Öcalan yapılacak görüşmelerin sonucunda ve ABD nin isteği ile PKK ya çağrı yapacak, PKK bir kısım silahını bırakırken suça karışmamış olanlar teslim olurken, diğerleri SDG güçlerine katılacaklardır. Böylece Türkiye için PKK terörü bitmiş olacak. Bunu karşılığında Suriye’nin kuzeyinde, aynen Irak’ta olduğu gibi otonom bir Kürt Devleti kurulacak. Türkiye Devleti’ni yönetenler bu yapıyı ya kerhen kabul edecek veya baskıyla kabul ettirilecek. Zaten hatırlayanlar bilir, SDG yöneticilerinden Salih Müslim Ankara’da kırmızı halı ile karşılanmıştı.
Türkiye’nin bu gelişmeler karşılığında Suriye’nin kuzeyinde oluşacak bu yapıyı kabul etmesinin diğer bir nedeni Ekonomik zorluklardır. Hiç inkar etmeyelim, Ülkemizin ekonomik durumu hiçte iyi değildir. İyi olsaydı ne emeklisini, nede memurunu bu denli zor bir hayata mecbur bırakmazdı. Sn. Cumhurbaşkanı pek çok kere evli çiftlerden üç çocuk istemiştir. Bir yandan bakıldığında Ülkemizde doğum oranının düşmesi nedeniyle böyle bir seslenme ihtiyacı duymuş olabilir ve de haklıdır. Ancak madalyonun diğer yanı hiçte iç açıcı gibi görünmüyor. İş bulamama, bulunan işte ücret azlığı gençlerin evlenmesinde en büyük engeldir. Ayrıca Sanayi kollarında yetişmiş eleman bulma zorluğu, kalitesiz Üniversite mezunu boşta kalan binlerce gencin durumu ortada. Son yirmi yıl gibi uzun bir sürede, kaliteli insan yetiştirme konusunda yetersiz kalınmış olmak, yatırımların istihdama dönüşmemesi, gıda da bile dışa bağımlı hale gelmek, belki de Emperyalizmin Ülkemizde görmek istediği, onlar için güzel bir tabloydu. Ki o güçler bizi bizden daha iyi bilmektedirler.
İşte bu nedenledir ki, ekonomisi iyi olmayan bir ülkenin, Emperyalist Devletlerin ortaya koyduğu planlara hayır deme lüksünü ortadan kaldırmaktadır. Dileğim odur ki; Mümtazer Türköne Beyin de yazısında belirttiği gibi, zor ve önemli bir coğrafyada bulunan ülkemizin, birliğini ve dirliğini koruyarak, iç barışını da sağlayarak, gelişmelerin sonucunu en az zararla atlatmasıdır.
Saygılarımla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.