- 215 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Yarından Düne Bir Mektup
Sevgili dostlar,
İşte bu satırları size bir zamanlar yaşayan biri olarak yazıyorum, fakat artık dünyanın o yorucu koşuşturmasından uzak, farklı bir alemdeyim. Bu mektubu size bazı şeyleri paylaşmak, belki de sizi hayata dair farklı bir şekilde düşünmeye davet etmek için yazıyorum.
Yaşamınızda sizi mutlu eden, üzen, kaygılandıran ve heyecanlandıran o kadar çok şey var ki… Ama şu an bulunduğum yerden baktığımda, bunların birçoğunun aslında ne kadar geçici ve anlamsız olduğunu fark ediyorum. Para, görkemli evler, makamlar… Tüm bunlar burada hiçbir şey ifade etmiyor. Ama ne gariptir ki, bir zamanlar bunlar için yaşardım. İnsanın özünü kaybetmesi için ne kadar da cazip bir düzen kurmuşuz dünyada.
Burada öğrendiğim ilk şey, aslında hayatınızın gerçekten ne ile dolu olduğunun önemli olduğudur. Mal ve mülk sizi buraya kadar takip etmiyor. Ama sevgi, şefkat, adalet ve iyilik… İşte bunların izi her yerde. Hayatınızda bıraktığınız en küçük bir iyilik, burada devasa bir anlam taşıyor. Gördüm ki, bir insana uzattığınız el, bir mazluma söylediğiniz teselli sözü, bir çocuğun gözlerine bakıp ona gülümsemeniz… Bütün bunlar, bir zamanlar önemsemediğim ama aslında sonsuz bir değer taşıyan şeylerdi.
Dünyadan ayrıldıktan sonra geriye kalan tek şey, hatıralarınız. Siz fark etmeseniz bile insanların kalbinde bıraktığınız iz, aslında sizi ölümden sonra da yaşatmaya devam eder. Ama bu iz nasıl bir iz olacak? Bir sıcaklık mı? Yoksa bir soğukluk mu? İşte bu sorunun cevabı tamamen sizin elinizde.
Burada her şey çok farklı. Zaman, dünyadaki gibi akmıyor. Hızla geçen o dakikalar, burada sakin bir nehri andırıyor. Ve o sakinlik, insana kendini düşünmesi için bol bol zaman veriyor. Hayatta neyi başarıp başarmadığınızı, neyi yanlış yaptığınızı ve neleri doğru yaptığınızı tartmak için sonsuz bir zamanınız var gibi hissediyorsunuz.
Ama bırakın burada ne olduğunu; önemli olan, orada, dünyadayken ne yaptığınızdır. Çünkü buraya geldiğinizde artık yeni bir şey yapamazsınız. Ancak eski hatalarınızı düşünür, doğrularınızla teselli bulursunuz. Bu nedenle, oradayken hayata doğru bir anlam katmaya çalışın. Birilerine umut olun, birilerinin dertlerine derman olun. Çünkü burada bu eylemler, sizin en büyük hazineniz olacak.
Bir de şunu söylemeden edemeyeceğim: Dünyada çok şey için kavga ediyor, tartışıyor ve birbirimize zarar veriyoruz. Ama burada bunların hiçbir anlamı yok. Din, dil, renk, ırk… Tüm bunlar, dünyanın kaotik yapısında insanları ayırmak için kullanılıyor. Oysa burada, bu ayrımın ne kadar anlamsız olduğunu çok daha net görebiliyorsunuz. Hepimiz aslında aynı yolculuktan geçiyoruz. Ve bu yolculuğun sonunda herkes aynı şeyle yüzleşiyor: Kendisiyle.
Bu nedenle, dostlarım, birbirinize zarar vermeyi, birbirinizi kırmayı bir kenara bırakın. Sevgiyle ve şefkatle yaşamaya bakın. Çünkü gerçek anlamda sizi kurtaracak olan, sadece ve sadece sevgidir. Buradan bakıldığında görülen en önemli şey, ışıkla dolu bir kalbin gücü.
Unutmayın, dünya bir oyun sahnesi gibi. Orada rollerimizi oynuyoruz. Ama sahne kapanıp perde indiğinde, sadece oynadığımız rolün ardında bıraktığı iz kalıyor. İşte bu izi doğru bir şekilde bırakmak sizin elinizde.
Size bu mektubu sevgi ve şefkatle yazıyorum. Dünya hayatınızda her anınızın farkında olun. Hata yapmaktan korkmayın, çünkü hatalar, insanı daha da olgunlaştıran en değerli öğretmenlerdir. Ama asıl önemli olan, yaptığınız hatalardan ders alıp kendinizi geliştirmektir. Hayatı, bir yarış gibi görmek yerine, bir öğrenme ve sevgi yolculuğu olarak algılayın. Çünkü buradan bakınca, kazandığınız zaferler ya da elde ettiğiniz başarılar değil, nasıl bir insan olduğunuz her şeyi belirliyor. Belki de en çok özlenen şey, insanların yüzündeki içten bir gülümseme ve yürekten gelen bir tebessümdür. Dünyada bu kadar karmaşanın içinde, böyle basit bir şeyin ne kadar değerli olduğunu fark edemiyoruz. Ama işte, o gülümsemeler bir iz bırakıyor. İnsanların kalbine dokunan en güzel armağan, yürekten bir iyilik.
Buradayken fark ettiğim bir diğer şey ise, zamanı ne kadar hoyratça harcadığımız. Halbuki dünya hayatı, kum saatinden akan incecik taneler gibi. Her biri değerlidir. Geleceği düşünerek geçmişte takılı kalmaktansa, bugünü yaşayın. Çünkü sadece o an sizin gerçek sahip olduğunuzdur.
Sevgili dostlarım, kendinize her gün şu soruyu sorun: Bugün birine nasıl bir iyilik yapabilirim? Bugün bir insanı nasıl daha mutlu edebilirim? İşte bu küçük sorular, sizi gerçek mutluluğa ulaştırabilir. Çünkü buradan bakıldığında, mutluluğun sizin dışınızdaki insanlara ne kadar sevgi verdiğinizle doğru orantılı olduğunu görebiliyorsunuz.
Son olarak, hiçbir şeyin kalıcı olmadığını ve en güçlü insanın bile bir gün bu yolculuğa çıkacağını unutmayın. Bu yüzden egonuzdan sıyrılın, sade bir yaşam sürmeye çalışın ve kalbinizin sesini dinleyin. Dünyaya barış ve sevgi getirmek, sizin ellerinizde.
Size bu mektubu yazarken, içim sevgi ve huzurla doluyor. Sizi buradan, bu başka boyuttan sevgiyle kucaklıyorum. Her birinizi ışığınızla parlayan birer yıldız olarak görüyorum. Lütfen dünyanızı güzelleştirin, çünkü her bir iyilik, sonsuz bir yankı bırakır.
Sevgiyle,
Bir zamanlar yaşayan, şimdi hüzünlü diyardan yazan dostunuz.
Erol Kekeç/17.12.2024/Sancaktepe/ST
YORUMLAR
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
"Sevgili dostlarım, kendinize her gün şu soruyu sorun: Bugün birine nasıl bir iyilik yapabilirim? Bugün bir insanı nasıl daha mutlu edebilirim? İşte bu küçük sorular, sizi gerçek mutluluğa ulaştırabilir. Çünkü buradan bakıldığında, mutluluğun sizin dışınızdaki insanlara ne kadar sevgi verdiğinizle doğru orantılı olduğunu görebiliyorsunuz."
Yazıyı aşağıdan başladım okumaya ve bu paragraf yetti de arttı bile bir selam vermeye..
Sağlıkcakla huzurla tebessümle...