- 95 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GURBET TERAPİSİ
Gurbet elleri,arası ıraklar,
Göçmen kuşları,ocaktan uzaklar,
Dünya misafirleri,umut yolcuları,
Gelin uzaktan kafamızda iki tepe arasına urganlar çekelim,
köprü kuralım.
Köprüyü istediğiniz iki yüksek tepe arasına kurabilirsiniz.Van olur,Muş olur,Paris olur,cezaevi ,kışla,sevgili olabilir.
Unutma yolculuğa çıktığımız yer daha sonra bize ve başkalarına ırak olabilir!
Karakoru ile Yaka arasına ben köprümü kuruyorum,urganların arasını tahtalarla kaplıyoruz.
Urgandan köprümüzü kurduk,şimdi karşıya geçeçeğiz.
Yanlız köprü altında yerleşim yeri yok,iki tepe arası su ile kaplı.
Sadece yerleşim yeri Yakanın yamaçlarında.
Nasıl geçiyoruz önce okuyoruz,sonra yattığımız yerde gözlerimizi kapatıyoruz,köprüyü yattığımız yerde sadece alın ve gözlerimizi kapatarak geçiyoruz,yani gözler ve bölgesi ayak oluyor.
Umut yolcuları,zaman yola çıkma zamanı.
Attık adımımızı Karakoru tarafından köprüye,ilerliyoruz.
Korku yok,sallanabiliriz,urganlı köprümüz sağlam.
Tepeden koru çok güzel görünüyor,ağaçlar kardeş gibi.
Rüzgar hafif,türlü türlü kokular getiriyor,kekik kokusu,yanık buğday kokusu,kuşlar ne de güzel uçuyor.
Tavşanlar sürü kurmuş beraber oynaşıyor.Dostlarımızı ürkütmeden
İlerliyoruz,yürüyüş iyi geçiyor.
Ne araç korkusu var,ne de kalabalık sokaklar var.
Sağa bakıyoruz sola bakıyoruz,su sakin.
Neredeyse dibini göreçeğiz.
Ayaklarımız köprüye alıştı,sakin ilerliyoruz.
Sanki kedinin çiğere yanaşması gibi,yavaş yavaş yürüyoruz.Kablumbağanın toprağa yapışması gibi,bazı şeyleri aceleye getirmiyoruz,işe,istasyonlara koşmasını unutuyoruz,aldırış etmiyoruz,
Biraz duralım aşağıya bakalım,çok derin değil mi?
Balıkları görüyoruz,nasıl da kalabalıklar.
Balıkçı sandalları yok burada Allahtan.Tıpkı ormanda avcısız tavşanlar gibi.
Güneş daha belirgin kılıyor suyun berraklığını.
Görüyormusun,bak bak balığın pulları nasılda güneş ile daha değer kazanıyor.Kamaştırıyor gözlerimizi.
Ne de güzel renk zenginlikleri var.
Umut yolçuları,yaban elleri olmuşlar,yolçuluğumuz sıla köprüsünün hemen hemen yarısında.
Bu suların çekileceği korkusu var mı sizlede?
Bu sular çekilirse uzaklaşır mıyız yoksa yakınlaşır mıyız?
Aslında bu sular obanın,ocağın dağılmaması için değil mi?
Ocakta,yamaçta insanlar küçük küçük karınca gibi görünmeye başladı.
Serinlik yüzümüze vuruyor,yarin yüzüne güneşin vurduğu gibi.
Heyacan bastı değil mi?Uzakların kuşları.
Biraz dinlenelim ve çevremize bakalım.
Çam kokularından uzaklaştık,
derin suların özlem kokuları burnumuzun deliğini sızlatıyor.
Kuşlar ilk kez bu köprüyü görüyor ama hiç yaban çekmiyorlar.
Nasılda dalıyorlar köprü altından,köprü üstüne çıkarken ne de güzül takla atıyorlar.
Bakarmısın şu suyun duruşuna?Atla dersem atlar mısın suya?
Hadi sal kendini dersem cesaret edebilir misin?
Zor değil mi?Çok uysal ama çok derin?Zaten amacımız intihar etmek değil.
Umudumuz ocağa varmak,sarılmak,hatıraları yeniden yaşamak.
Hadin artık,adımlarımız yavaş yağan yağmurun tıpırtısı gibi olmasın.
Artık iyi ıslanmalıyız,terlemeliyiz.
Korkumuzu çoktan yenmiş olmalıyız.Tıkırdayalım biraz hızlı tıkırdayalım.Köprümüz de bizi hissetsin.
Umut güzel eğer içinde ölmediyse,açlık susuzluk gibi giderilir.Kuşlar gibi umut yolçuluğumuz da uçuyor.İleride hasrete kavuşacağız,su gibi kana kana içeceğiz.
Gökyüzü bugün bize uydu,bak bulutlar da bizimle yolçuluk ediyor.Uçak da bulutları yarıp gidiyor,biz,bulutlar,uçak,kuşlar,su içinde balıklar umuda yolçuluk ediyor.
Çok uzaklarda ki köy göründü,bak toplanmışlar lakırtı ediyorlar.
Hatca kadını değil mi o kahkağıyı basan?
Bak,çoban davar gidiyor,davar gidiyor diye dellal atıyor, bağırıyor.
Diğeri sürüleri katmış tepeye doğru köpekleri ürüyor.Köpeklerin sesleri günün son aşamasını delip bize ulaşıyor.
İman minareye çıkmış namaza çağırıyor.
Ama dostlar onlar bizleri görmüyorlar.
Lambalar yavaş yavaş yanmaya başladı,onların derdi de karanlığı aydınlatmak,yaşamı kolaylaştırmak.Bizim yolculuğumuz da bir ışık gibi,gündüleyin fenerle bir şey aramak gibi.
En yüksekte ki ışık minarede.
Hilal bizi köyün içine davet ediyor.
Arkadaşlar,güzel bir yoldaş yolculuğumuzun sonu geldi.
Umut varsa yollar da vardır.Dağın tepeleri sıçrama yerleridir.
Aşağıda insanlar sokağını,sokağının yansımalarını iyi göremez.
Tepeler görü içindir,aynadır,uzakların türküsüdür.
Güzel bir yolculuk yaptık,çam ağaçlarıyla,kekik kokusuyla,hasretin türküsüyle başladık toprağın türküsüyle
şimdi köprümüzden ilk adımımızı hasret çektiğimiz yere atacağız.
İlk önümüze çıkan ile kucaklaşacağız.
Sonra sevdiklerimizin yanına dağılacağız.
Gözlerinizi kapayınız ,yeniden yakınlaşın sevdiklerinize.
Hatta gözleriniz kapalıyken size uygulamayı biri okuyarak yolculuğa da çıkabilirsiniz.
Yolçuluğu alın ve kocaman gözlerimiz kapalıyken geçiyoruz,adına da gurbet terapisi diyoruz.
İyi geceler dilerim.
)))ykurtca
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.