3
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
362
Okunma
sen yatıya kalmıştın hülyamda
bense yatıya kalan senle uykuya..
sobada kaçak odun
üstünde bakır güğüm
boru askılığında kuruyan çoraplar gibi
sıcaktan büzüşmüşüm
...
gözlerime perdeler inmeden önce
kirpiklerim tül çekiyordu usuldan
duvar halısında iki ceylan
kulağımda su sesi
sobada gürleyen ateş
altımda koyun postu
...
ruhum incelip sezdirmeden yol alıyordu masallar diyarına
iki ceylan su içiyordu kocagöz deresinde
sense seviyordun onları
minik ellerinle
gök mavi
yanağın pembeydi
suya düşen güneşi topluyordun eteğine
kimi zaman yıldızları
parlayan yakamozdan
...
şırıl şırıl akıyordun gözlerime
bir ayağında kayruka
diğerinde terlik
...
buselik makamı çalıyordu o sıra rüzgar
bir avucumda duam
diğerinde bulutlar
...
süt uykusuna dalıyordum güğümde su biterken
od’un ateşi sönüp
tam da köze dönerken..