Bir Varmış, Bir Yokmuş...
İnsan, insanı unutmuş.
Çok şeyi unutmuş insan.
Çok kere çok şeyleri de, yok yere yok şeyleri de unutmuş.
Sevmeyi de unutmuş, sevilmeyi de.
Tarihi, kişileri, olayları ve olanları...
Durmayı unutmuş en başta, beklemek için hatırlamayı,
Hatırlamak için de unutmayı beklemiş.
Zamanla geçer denilen ne varsa, fazlaca hakkını vermiş belli ki.
İyi ikna olmuş insan, iyi ki de olmuş belki?
Mahrecini kaçırmış ve ilânihâye adımlarının ardında bıraktıklarını.
Ve bırakmayı.
İyi bir yerde, bir şeyleri iyi bırakmayı unutmuş.
Anları, anıları, geçmişi ve dahi geçmemişleri...
Mastarını da unutmuş, belki hiç bilmemeyi.
Nereden geldiğini bilmemeyi, nereye gideceği hakkında kendini kandırmayı.
Çok kanmış kişi, çok kandırmış,
Kendini çok kandırmış, kendine çok kanmış.
İstihza bilmem demiş, her satırında işlemiş...
İyi ki ve keşkeler doğurmuş bol bol, içlerinde boğulmuş.
Çok kere tutmuş nefesini,
Ve hatta nefsini.
Çok güvendiği zaman gelmiş.
Çok güvendiği zaman geçmiş.
Değişmemiş...
Geçmişi yaşatmış , yine geçmişte yaşamış.
İnsan bu olsa ya,
Borcu kapatmış.
Unutulmayı atlamamışken,
Unutmayı bırakmış...