GERÇEK SEVGİ...
Bir sevgililer gününü daha geride bıraktık.
Kapitalist sistemin bize empoze ettiği tüketim kültüründen sevgililer günü de nasibini aldı.
Kimimiz sevgilimize, kimimiz eşimize hediye alma arayışına girdik.
Hediye denince, hepimizin aklına, maddi anlamda ya bir gül, ya bir kazak yada bir takı geliyor.
Bu da, tüketim kültürünün, bize empoze ettiği kötü alışkanlığın bir sonucu olsa gerek...
Hediyesi en pahalı olan ; sevgilisini veya eşini en çok seviyor gibi bir sonuç ortaya çıkarıyor sanki...
Maddi durumu olmayan; eşine veya sevgilisine hediye alamıyor, onu sevmiyor veya az seviyor gibi bir sonuç ortaya çıkarıyor gibi yanlış bir yoruma yol açıyor haliyle...
Bu tabuları yıkmak gerekiyor.
Eşimize veya sevgilimize, bir şiir, şiir yazamıyorsak, güzel bir söz söylemek daha anlamlı bence...
Eşimiz veya sevgilimizin kişiliğine veya karakterine değer vermek ve bu belirli günlerle sınırlı tutmamak gerekir oysa...
Bir söz vardır:
“Evlilik aşkı öldürür...”
Tersinden bakacak olursak, aşk evliliği öldürür...
Bazı yorumlara göre; gerçek aşk kavuşamamaktır, acı çekmektir...
Neticede, her konuda olduğu gibi; bir hedefe varıldığında eylem biter...
Nice aşklar bilirim; evlendikten sonra aşk namına bir şey kalmamıştır...
Aşkın bana uygun en güzel tanımı; platonik olanıdır.
Bakışlara, yazılara, şiirlere ve şarkılara sığmayacak kadar büyük ve derin olanıdır aşk...
Kağnımca, bunun da en güzeli; sonunda, insanı insan sevgisinden alıp, bir üst aşaması olan, Allah sevgisine götürendir...
Yoksa durağı, insan olan aşk veya sevgi; bence yarım kalan sevgidir...
YORUMLAR
merhaba sevgili edebiyat dostu..yazınıza hak vermemek elde değil sevgililer günü bir cok insana sadece madde anlamında degerli hediyeleri anımsatyor.oysa gercek olan sevgidir yani içten bir gülümseme bile yeter gercekten seven aşıga ..yani yetmeli..kavusamamak aşkı güçlendirir ama kavuşmak da aşkı öldürmez gibi geliyor bana ..darısı kavuşmak için ugrasıp da kavusamayanlara.. yolları sevgi de buluşup bir daha hiç ayrılamayanların başına..emeğinize sağlık cok keyif aldı yazınızı okurken sevgiyle kalın ..tebrikler
sevgi de aşkta çok göreceli kavramlar.Sevgi hep güneşlidir. Aşk ta ise hep hava pusludur.Gözyaşı vardır. Havayı karartan bir kasvet vardır. Erişilmezlik biraz da ve insanın kendini erişemez görmesi aşkı körükler. Sevgi yeterince güçlü olmayınca aşk hakim olur duygulara. Aşkı dengesiz kılan ise insanın Narsist benliğidir aslında.Giderek dengesizleşir aşk.
Sevgi de Aşk ta dengeli olursa güzeldir. Geçek aşıklar bunu en iyi ayarlayandır.
Her Leyla yı da Mevlaya bir elçi görmeli ve yola ona göre çıkmalı.
Her ikisi de çıkar sokaktır. yolu bilene narsist benliğini aşana...
Aşkı günümüzde yanlış algıladıkları bir gerçek...Beğeniyi,fiziksel çekimi ya da karşılıklı menfaatleşmeler sürdüğü sürece devam edegelen birliktelikleri aşk diye nitelendirip ne yazık ki ucuzlaştırıyorlar...İnce bir konu,üzerinde düşünmek ve yürekten hissetmek gerek.Bunu da ancak yürekli ozanlar,kalem ehli yapabilir.Varolun .......