- 173 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Yalnızlığı Yanlış Anlamaz
ÖZGELİŞİM YALNIZLIĞI YANLIŞ ANLAMAZ
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
İnsanlar vardır. Sürekli birileri ile iletişim halinde daha doğrusu konuşma halinde olmak isterler. “Çok laf yalansız olmaz” sözü gerçeği yansıtır. Konuşma sırasında gerçek ve yalan birbirişne karışır .”Olduğundan daha fazla görünme” abartısı burada da yüzde 90 kendini gösterir. Ama konuşanlar genelde bunu fark etmez. Ya da fark netmez görünürler. Bunu farkeden ve bu konuşmalara katılmak istemeyeni “yalnız insan” ya da “kibirli” olarak algılarlar. Ama çok zaman gerçek öyle değil. Bu mektupta bunu anlatacağım sana. Olaylar ve insanlar genelde göründüğü gibi ya da abartıldığı gibi görünmez.
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
Basının abarttığı veya insanların şişirdiği yazarları okursun mesela. Okuduğunda hayran olursun. Bir iki defa karşılaşır sohbet edersin. Bakarsın ki, adam kibir abidesi. Ya da ünvanı yokken sevecen, ünvan alınca “kibir anıtı” na dönüşen insan olurlar.
Sevgili dostum,
Özgelişim içinde olan insanın özelliği de sade. olması, gösterişsiz giyinmesi, mevki makama önem vermemesi , iletişimde dedikodusuz sohbet istemesinden dolayı, onu anlayamayan çevresi dahil herkes onu genelde “okuduğunu ve bildiğini uygulamamak “ ile itham eder. Halbuki o okuduğunu mümkün olduğu kadar uygulamaya bakar Hep iletişimde olduğunu zanneden insanlarda bunu pek anlamaz. “çok laf yalansız, çok mal haramsız ise çok okumakta yalansızdır.” Yani insan bilgiyle dolar ve gerçekleri söyler özgelişim yolculuğunda olduğunda . Gerçekler acıdır. Derler hani “Gerçekler acıdır ama meyvesi tatlıdır”
Sevgili dostum, Özgelişim yolcusu kardeşim,
İlk emri “oku” olan bir dinin mensupları “okumayı sevmeyen milletiz” diye söze başlıyorsa, okuyan okuduğunu anlamıyorsa, sıradan insanlar , gençler ce çocuklar ne yapsın. Kendi okumayan ama çocuğunun torununun okumasını isteyen ama onlara örnek olmayan insanlara dilsiz olmak gerekir. Çünkü izah etmeye kalksan, anlatsan ya dinlemek istemezler ya da nezaketen dinler sonra unuturlar. Ben çok zaman buna şahit oldum.
Sevgili dostum,
Okumayı seven yalnız kalmaya daha çok özen gösterir. Çünkü, yalnız kalmak daha çok okumak, tefekkür etmek, bunun sonucu da hatalarımızı görerek faydası olmayandan uzaklaşmak faydalı olan arkadaş bulamayınca kitaplara, gazetelere yönelmektir. Gazetelerde uzman insanların yazılarını okumak en güzel gelişme biçimi olarak bize fayda sağlar. Hafta sonu eklerinde konunun uzmanı insnaların yazılarını okumak bana güzel br hafta sonu, dinlenme, iş hayatının sıkıntısının bu yazıları okuyarak steresini atma olarak gelir, Başkaları ise boşa okuduğumuzu iddia eder. Başkalarının ne hissettiği değil bizim ne hissettiğimiz önemli olan. Başkaları için yaşamıyoruz sonuçta.
Sevgili dostum,
Bir meslek mensubunun, aynı mesleğin başka mensubu kitaplar üretiyor, gazetede yazıyor, televizyonda proğram yapıyorsa onun faydasız olduğunu , çok para kazandığını ,bunu çok zaman para için yaptığını, söyleyerek kıskançlıklarını göstermeye bakarlar. Belki öyledir, para kazanıyorlardır ama bunu da sık sık dile getirmek ne kadar doğru olur. Kıskanç insan kıskançlığını sık dile getiren, o insanların olumsuzluklarından bile pay çıkaramayan insanlardır genelde. Özgelişim içinde olan insna yanlışı da doğruyu da beraber anlatır. Her şey zıddı ile önem kazanır. Hatamızı göremezsek doğruları da bulamayız. Ama özgelişime önem vermeyen hatasıznı kabul etmez genelde.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Yalnızlık, insanı kimsenin sevmediği anlamına gelmez. Kaliteli insan her zaman yalnızdır. Düşünür, yazar, , fikir üretir ama başkalarının dumadan özel hayatını sormasından da sıkılır. Belki sen özel hayatını konuşmayı seversin ama herkes sevmez. Bu da onun “sohbet bilmez, yalnız, uyumsuz ” adam olduğunu göstermez. Sadece ilkelerinden kimseye taviz vermiyordur. Senin ilken hep para konuşmaksa onun ilkesi de konuşmamak olamaz mı ? “Farklılıklar zenginliktir” dediğimizde “o kendini büyük görüyor” diyebilirler. Hatta ileri giderek “senin benden ne üstün yönün varda seni ziyarete geleyim” diye komik bir savunmaya bile giren insanlara rastladım.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
“Özgelişim yalnızlığı yanlış anlamaz” dedik. Bazı insnalar vardır onları sık sık ziyaret etmemizi isterler. Yanlarına oturunca bizden bilgili olduğuna inandıklarından durmadan “şunu eleştirme, bundan beklentide olma, okumayı sevmiyoruz.” Gibi cümleler kurarlar daima. Uzak kalsan seni mesaja boğarlar ”neden gelmedin? “ gibi . özür dileme , teşekkür etme de bilmediklerinden özürü de senin dilemeni teşekkürü de senin yapmanı beklerler. “Ucuz büsküvi ile çay ikram ederler” başak kakarlar ama snein onlara kebnab ikram etmeni beklerler. Bunun adını dostluk koyarlar. Kitabını hediye beklerler ama onlar sana kitap hediye etmeyi hiç düşünmezler. Bunun dostluk olur. Başkaları senle alay eder suçlu sen olursun. “Sen müsaade etmezsen sana şaka yapmazlar” derler. Bilmezler ki, bazılarının işi gücü dostluk adı altında ona buna sataşmaktır. Özgelişim yolcusu işte buna itiraz eder. İsteyenler onları “yalnızlık sever” insan olarak algılasın.
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
Kimine yalnızlık oarak gelen şey, kimine huzur verir.Geçem gün ikisi de aynı yerde çalışan ama evleri ayrı, ikisi de yaknız yaşayan anneye “üzücü bu durum” dediğimde . “Hayır ben hayatımdan memnunum “ dedi. Çok insan artık bo konuşmalar dinlemektense, akrabası bile olsa yalnız yaşamayı tercih ediyorlar. İletişim her zaman çok konuşmak değil, az söz ile çok şey anlatabilme sanatıdır. Çok kişi bunu da yapamıyor. “Şunca sene hizmetim” var diyene “yaptıklarını, bıraktığın eserleri say” dediğimizde ise bozuluyorlar yani.. Herkes hayata çok şey kattığını , çok konuşarak çok hizmet ettiğini sanıyor.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Her türlü olumsuzluğa rağmen gene de hayatı özgelişim içinde yaşayan insana hayat güzeldir. Kıskanan insanlar ne kadar çaba harcasa da onlardaki hayat sevgisini , yaşama ve başkalarına da doğru bildiklerini gerek yazarak gerekse sözlü anlatma azimlerini kıramazlar. Onlar yıkılmaz kale gibidirler. Okumak ve yazmak, tefekkür onları sağlam yapar çünkü. Yaşamayan bilmez.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişimi önemeyen insan çok az olduğundan bizi anlayan insan sayısı da çok olmayacaktır. Biz bunun bilincinde olarak hayata her zaman sevgiye bakalım. Hiç beklemediğimiz insanlar anlar, hatta bizlere yardım ederler. Bugünlere ve geçmişe takılıp kalanlar gelişemezler. Geleceğe bakarak üreten ve yaşayanlar her zaman sevgiyle anılacaklardır.
Sevgili dostum,
İnsanlara her zaman sevgi ve saygıyla , isteyene de konuşarak böyle mektuplar yazarak hayatımızı anlamlandırma , çabamızı coşku ile devam ettirmeye bakalım. Bizi üzmeye çalışanları da zaman gelecek üzeceklerdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.