KAYBOLMAK
Acı üzerine yazılan bazı kitapları ya da filmleri düşünelim. Genellikle aşk üzerine yazılmıştırlar. Belki de birinin kaybı üzerine. Fakat bence en büyük acı, ’kendini kaybetmektir.’ Kendini bazı şeylerin içinde yok olmuş gibi hissetmek; kendini, kendinin içinde kaybetmek; yapmayacağın hataları tekrar tekrar yaparken bulmak. En acısı, bu yaptığın hataların sana değil, başkalarına zarar vermesidir. Bence en büyük acı budur.
Kendi evinde ruh gibi dolaşmak, kimseye acından, yaşadığın duygu girdabından çıkamadığını anlatamamak, saatlerini bomboş duvara bakarak geçirmek…
İnsan önce kendini bulmalı, aramalı ve sevmeli. Değer verme hususunda önce kendine yer ayırmalı. Herkesin ’kendisi’ farklıdır. Biz birini mükemmel görürken, o bilmediğimiz bataklıkta batıyor ve yardım istiyor olabilir. Bazen etrafınıza gülücük saçan herkes ölebilir. Ölmesi kolaydır zaten; kararır, içi yorulur, tükenir. Peki, canlanması? Tekrar içinin bahar olması için bir ömür gerekir.
Söylenen bir kelime bile kalbi bin parçaya bölebilir. Bir zaman sonra düzeldim sanarsınız, fakat gerçek bu değildir. Hiçbir zaman eskisi gibi tam sen olmazsın; hep bir parçan eksik kalır. O parça ’güvendir.’ Kırılıp geri gelmeyecek en güzel ve zor duygu güvendir. Seni kıranı ömrün boyunca seversin de, bu kalp bin parçaya ayrıldıktan sonra sevdiğine güvenemezsin. Güvendiğin için kendini suçlarsın. En sonunda onu değil, kendini kaybedersin.
Kendini kaybetmenin derinliğinde boğulan bizler, aslında hiç var olmamışız gibi hissederiz ve en büyük gerçek budur: İnsan bazen eksikleriyle yaşamak zorunda kalır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.