Üzme Kendini
Neçün üzersin kendini, üzme.
Her şey yeniden tanımlanmaya başladı artık.
Geride kalanın sözü ermiyor öndekine, öndekinin de düşeceği yer bildiğin yer işte.
Hani zihinler bir başkalaşır ya çağ dönüşümlerinde;
Günümüzden geriye ortalama yarı insan ömrü kadardır böyle.
Hani başladı mı durmayan şeyler vardır dostum.
Kimsenin gücü yetmez durdurmaya, kimsenin aklı ermez geleceğe, kimsenin hükmü geçmez ana.
O anı bekliyoruz şek şakrak belli ki... Deli gibi sevinmemiz belki de bu yüzden tüm acılara.
Öğrendiklerimizden öğrenemediğimiz bir şeyler var hep.
Hiçliğin içini dolduran, boşlukta bize arkadaşlık eden şeyler.
Ölçeceğiz onları da, şimdiye kadar ölçemediklerimizi de indireceğiz bilincimizin düzeyine.
Tapıcıların 5 bin yıldan, belki 3 bin yıldan beridir bulabildikleri bir şey yok.
Ötelerde gezenlerin buldukları son şey ise karanlık madde.
Işığın kaynağına ulaşamadık,
Harekete hükmedemedik daha,
Daha çok uzun zaman var gerçekliğe.
Bizler hayal dünyasının son hayallerini kurarken,
Aldırma 14 bin yıldır ayakta kalan ağaçlar da aniden kırılır düşer yere.
Sen ki daha ömrüne, yüz yıla üzülüyorsun, bin yıla içerliyorsun.
Gülerler adama.
Belki de ağlayanı vardır her kelimenin.
Lakin sen üzme kendini emi.
Sevin Tanrıyı tekmelediğin için..
Her kalp atışımda bir şamar vuruyorum ben Tanrıya
Sen de her nefesinde vur yumruğunu ne olur.
Üzme artık kendini, yorma beni insanlığım.