- 49 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sosyete Halleri
Sosyete Halleri
(Hikayenin kahramanları ve olay biraz abartılmıştır.Markalar sadece isim benzerliğidir)
Çalışma odamda bilgisayara öyle bir dalmışım ki Şizen’in kapıyı sertçe açıp içeriye dalmasıyla yerimden sıçradım.
— Aşkımmm!
Bu "Aşkımmm" çağrısını çok iyi biliyorum. Kesin yine bir şeyler almalıyız!
— Söyle, bir tanem.
— Yan villadaki Necla var ya, Tosch’un son çıkan 8 kapılı buzdolabını almış!
— Aşkım, biz de zaten 8 kapılı almadık mı? Hem de Bimens’den.
Hatta bahçede bunun için parti bile verdin. Buzdolabını bahçeye koyup Afrikadan ne kadar pahalı ekzotik meyve-sebze varsa getirttin , içine doldurdun da herkese gösterdin ya.
Hatırlıyorum da, buzluğa koyduğun üç kuzu, iki ördek ve altı tavuk fişi takmayı unuttuğumuz için çöpe gitmişti.
Şizen hafifçe kaşlarını çattı, tonu değişti:
— Aşkım... (O "m"nin tek kalması ve keskin olması, onun kızgınlık seviyesini belirtiyor.)
Bu kadın beni kıskanıyor. Ben 8 kapılı aldım diye aldı. Ama Tosch’un bu modeli var ya, buzluğuna tam 4 kuzu, 5 ördek ve 10 tavuk sığıyormuş!
— Ee, şimdi ne yapacağız?
Şizen gözlerini devirdi:
— Tamçelik’in 10 kapılısı çıkmış. Onu alıyoruz!
— Tamam da sen yerli malı kullanmayı pek sevmezdin?
— Öööf! Ne yapayım? Şu an piyasadaki tek 10 kapılı model bu. Hem buzluğu tam 6 koyun, 8 ördek ve 15 tavuk alıyormuş.
— Haydaaa... Başka ne özelliği varmış peki?
— Var tabii, canım! Her tarafında acil çıkış düğmesi varmış.
— Bir tanem, bu asansör mü? Ne yapacaksın acil çıkışı?
— Hah! Unuttun mu? Altı kapılı Pierpool’un en dibindeki yoğurdu çıkaracağım diye kapağı kapatınca içeride yarım saat mahsur kalmıştım. Az kalsın donacaktım!
— Ama evde 7 buzdolabı var zaten. Bir de girişte ekstra salon yaptın, misafirler görsün diye. Yer kalmadı ki salonda, nereye koyacaksın?
— Yeri hazır! Hemen ayakkabı dolabının yan duvarını yıktırıp arka oda ile birleştiricem , oraya koyarım.
Belli ki kafaya koymuş. Bir şansımı daha deneyip işleri kötü göstererek vazgeçirmeyi denemeliyim.
— Bir tanem, biliyorsun, bu ara biraz ekonomik sıkıntılar...
Sözümü tamamlayamadan, sesini yükseltti:
— AŞKIM DİYORUMMMM!
Arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü, sonra geri döndü. Ellerini beline koyarak tehditkâr bir bakış attı:
— O buzdolabı yarın gelecek ve ben o Necla’yı çatlatacağım. Ben parti hazırlıklarına başlıyorum!Sende buzdolabını hallet.
Arkasını dönüp çıktı.
Her ne kadar milyarları bulmuş, sosyeteye karışmış ve bir malikanede yaşıyor olsam da, buralara kolay gelmedim. 80’lerde evin altına çukur açıp yiyecekleri orada saklardık.Buzdolabı nedir bilmiyorduk.Televizyon bile yoktu Çok şükür o günler geride kaldı. 2000’lerde buzdolabıyla tanışınca hayat daha kolay oldu.
Eski alışkanlık işte, illa kampanyalı bir şey bulacağım. İnterneti açtım, bakıyorum.
“Hmmm, güzel kampanyalar var: Tamçelik 10 kapılı alana 10 kilo taze fasulye, 10 kilo patlıcan ve 10 kilo dana kuşbaşı bedava!”
Tamçelik 10 kapılıyı aldık... Şizen harika bir parti verdi. Necla Hanım kıskançlıktan çatladı. Hatta partide kocasının kolunu çimdikleyip duruyordu:
“O 10 kapılı eve gelecek!”
Üç ay sonra onlar da Pestel’in 10 kapılısını aldılar.
Altı ay sonra, çalışma odamda bilgisayara dalmışken kapının aniden açılmasıyla irkildim.
— Aşkımmm!
Bu “Aşkımmm”ı çok iyi tanıyordum.
Ertesi gün, Tiele’nin 12 kapılısını aldık…
Hakan Göktel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.