- 63 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Manipülasyonun Karanlık Yüzü ve Suriye Gerçeği
Değerli okuyucularım;
Bugün sizlere çok hassas ve bir o kadar da karmaşık bir konudan bahsetmek istiyorum. Dünya gündemini sarsan haberlerin, farkında olmadan ya da kasıtlı bir şekilde yönlendirilmesi sonucu oluşan algılar ve bu algıların ardındaki gerçek oyunlar... Özellikle Sidney Hapishanesi’nde olduğu iddia edilen vahşet dolu sahneler ve bunun Türkiye medya organlarında nasıl işlendiği ile başlayıp, bu tür manipülasyonların neyi amaçladığını daha kapsamlı bir şekilde irdelemek istiyorum. Şimdi soruyu sormamız lazım: Bu tür olayların böylesine büyük bir vurguyla aktarılmasının altında ne yatıyor? Siyonist lobilerin ve küresel güç odaklarının bundan beklentileri nedir? Bunların ardında ne tür kirli hesaplar yatmaktadır?
Sidney Hapishanesi Vakası-Manipülasyonun Anatomisi
Sidney Hapishanesi’nde yaşananlar, medyanın tüm dikkatini çekmiş gibi görünüyor. Burada işkence ve insan hakları ihlallerinin her türlüsünün yaşandığına dair haberler günlerdir süslenip, pişirilip servis ediliyor. Bu haberlerin doğruluğu ya da yanlışlığını kenara koyarak şunu sorgulamak gerekiyor: Neden özellikle bu olay bu kadar büyütüldü? Çünkü dünya genelinde maalesef hapishaneler, işkencenin ve insanlık dışı muamelelerin merkezleri hâline gelmiş durumda. Afganistan’da, Yemen’de ya da Guantanamo gibi ABD tarafından yönetilen cezaevlerinde çok daha korkunç sahneler yaşandığını biliyoruz. Ancak ne hikmetse, Sidney Hapishanesi üzerinden anlatılan hikâyeler ve kanıtlanmamış vahşet görüntüleri, dünya medyasının gündeminde bir numara oldu.
Bu tür haberler, bir noktadan sonra sadece trajediyi vurgulamakla yetinmiyor, aynı zamanda belirli bir gündemi dayatmak için de araçsallaştırılıyor. İşte tam da bu noktada “Bu trajedi ne için kullanılıyor?” sorusunu sormamız gerekiyor. Sidney Hapishanesi haberleri üzerinden bir algı yaratılarak, dünyanın farklı bölgelerinde yürütülen kirli oyunlar meşrulaştırılmak mı isteniyor? Medyada Sidney’deki hapishane zulmünün haberlerinin üstüne gidilirken, Suriye’deki asıl sorunların örtbas edilmesi ya da dezenformasyon yoluyla farklı yönlere çekilmesi bize ne anlatıyor? Bütün bunlar, Suriye’deki despot bir yönetimin işlediği vahşetin üstünü örtmeye yönelik midir, yoksa ABD ve Siyonizm’in bu bölgedeki kalıcılığını daha da doğal ve meşru göstermek için bir çaba mıdır? Bu sorular, zihnimizde derin yankılar uyandırmalıdır.
Manipülasyonun Küresel Alet Çantası- Medya
Manipülasyon dediğimiz şey, yalnızca bir haberi abartmak ya da yalan söylemek değildir. Manipülasyon, gerçeği çarpıtarak sunmaktır; belirli bir olayın bağlamından koparılıp farklı bir bakış açısıyla çerçevelenmesidir. Sidney Hapishanesi üzerinden oluşturulan yaygara, tam olarak bu mekanizmayı gözler önüne seriyor. Bir olayın, bir bölgedeki kirli oyunları örtbas etmek için bir sis perdesi olarak kullanılmasıdır.
Örneğin, Suriye rejimi yıllardır kendi halkına zulmetmekte ve bu durum ne yazık ki artık dünya için sıradanlaşmış durumda. Ancak bu gerçeklik, Suriye üzerinde küresel güçlerin oynadığı satranç oyununu maskelemek için kullanılıyor. Despot yönetimin acımasızlıkları konuşulurken, Siyonizm ve ABD’nin burada gerçekleştirdiği asıl niyet ve planlar perde arkasında kalıyor. Sidney Hapishanesi üzerinden işkenceyi ve zulmü gündeme getirenlerin bir kısmı, bu gündemle Suriye halkına yapılan kötülüklerin daha geniş kapsamlı analiz edilmesinin önüne geçmeye çalışıyor olabilir mi? Eğer öyleyse, bu adımların ardında yatan akıl almaz planları iyice incelemek gerekiyor.
Despotizm ve Kirli Oyunların Kesişim Noktası-Suriye
Suriye’de yaşanan trajedi, artık yalnızca yerel bir mesele olmanın ötesine geçmiş, küresel güçlerin çıkar çatışması hâline gelmiştir. Esad rejiminin kendi halkına yönelik baskı, işkence ve katliamları bir yanda dursun, bu coğrafya, Siyonist güçler ve Amerikan varlığı için adeta bir laboratuvara dönüştürülmüş durumdadır. Dünya bu tabloya alışırken, insanlar her geçen gün daha fazla unutulmaya yüz tutuyor.
Peki bu manipülasyonun amacı nedir? Bir yandan Esad’ın rejimi, halkına yaptığı zulümle sürekli gündeme getiriliyor, bir yandan da bu baskıcı ortam, ABD ve Siyonistlerin bölgedeki varlığını daha meşru göstermeye yarıyor. Çünkü halkın içten içe desteklediği, adalet ve bağımsızlık talepleri ses bulmadığında, tek seçenek gibi gösterilen dış müdahaleler "kaçınılmaz" olarak algılanabiliyor. Ama ne yazık ki bu müdahaleler, halkın refahına değil, kirli emellere hizmet ediyor.
Düşünmek lazım: Esad’ın yaptıklarının anlatımı gerçekten zulmün sona erdirilmesi için mi? Yoksa bu anlatıların üzerine başka hikâyeler bina edilerek halkın kurtuluş umudu daha da mı bastırılıyor? Bir yanda zalim bir despotun acımasız yönetimi var; diğer yanda Suriye’nin geleceğini tamamen çıkarlarına göre şekillendirmek isteyen güçler. Ve bu senaryolar, manipülasyonun karanlık araçlarıyla destekleniyor.
Algı Yönetiminin Karanlık Dinamikleri
Sidney Hapishanesi haberleri, medya manipülasyonunun nasıl çalıştığını bize bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür hikâyeler, esas olarak insanların duygularına hitap eder; onları öfkelendirir, ağlatır, kendilerini yabancı bir gerçekliğe sürükler. Ancak aynı zamanda, bu duygular, esas sorulması gereken soruları bastırır:
Neden sadece belirli hapishaneler gündem oluyor?
Suriye halkının on yıllardır süren dramını neden yeterince konuşmuyoruz?
ABD ve Siyonizm’in Suriye üzerindeki planları neden dünya gündeminde aynı ağırlıkla yer bulmuyor?
Manipülasyonun amacı tam da bu soruları unutturmaktır. Sidney Hapishanesi haberleriyle zihinleri meşgul ederken, Suriye’deki kirli oyunların gerçekte neyi hedeflediği göz ardı ediliyor. İnsanlar, uluslararası güçlerin "haklı" müdahalelerini sorgulamaksızın kabul etmeye itiliyor.
Bir Umut ve Çözüm Arayışı
Elbette bu manipülasyonun karanlık düzenini kırmak kolay değil. Ama bu, asla vazgeçilmesi gereken bir mücadele olmamalı. Medyayı eleştirel bir şekilde tüketmeli, sunulan hikâyelerin ardındaki niyetleri sorgulamalıyız. Esad gibi zalimlerin yaptığı zulmü anlarken, bunu daha büyük bir planın parçası hâline getiren küresel güçleri de teşhir etmeliyiz.
Son olarak, Suriye’deki halkın umutlarını diri tutmak için yapılabilecekleri düşünmek gerekiyor. Bölge halkının kendi bağımsızlığını kazanabileceği, adil bir düzenin sağlanabileceği bir gelecek için sivil toplum hareketleri ve bağımsız aktörlerin işbirliği hayati öneme sahiptir. Bu noktada, kirli oyunların gölgesinde kalmadan, zulüm ve baskılara karşı birleşik bir insanlık bilinci oluşturmak gerekiyor.
Eğer adaleti, huzuru ve bağımsızlığı savunacak bir irade ortaya çıkacaksa, manipülasyon perdesini aralamak ve gerçekleri gözler önüne sermek bunun ilk adımı olmalıdır. Ancak o zaman Suriye’nin umudu, Sidney Hapishanesi gibi sahte gündemlerin arasında kaybolmayacaktır.
Erol Kekeç/15.12.2024/Sancaktepe/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.