- 165 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MEVLANA VE ÇAĞIMIZ
MEVLANA VE ÇAĞIMIZ
Bugün çağımız en çok ona muhtaç. İslam’ın bu denli yozlaştırıldığı bir çağda hakikatin duru ve saf çeşmesi olan Mevlana’ya muhtacız. Bu küfür karanlığına batmış çağda İslam’ın aydınlığını fark edebilmek için onun kılavuzluğuna ihtiyacımız var.
Bahaeddin Veled’in, Şems-i Tebrizi’lerin, Burhaneddin Muhakkik Tirmizi’lerin en büyük eseri bu büyük insan ruh hastalıklarından bunalan insanlığın doktoru olmayı hak etmiştir.
Harzemşah’a Sultanı Celaleddin Harzemşah’ın fitneciler yüzünden rahatsız olduğu bu Manevi İklimler Sultanı Sultan’ul- Ulema’ya ‘bir beldede iki sultan olmaz’ diyerek kentin anahtarlarını sunmuş, bunun üzerine büyük insan kıymetinin bilinmediğini, kendisinden rahatsız olunduğunu hissettiği yerde durmak istememiş, Merv’den ayrılmaya karar vermiş, Anadolu’ya göç etmiştir.
Bu göçüş Anadolu’nun Müslümanlaştırılmasında en büyük etkenlerden biri olmuştur. İslam’ın Uzak Asya’dan küçük Asya’ya gelmesi, orada güçlü temel kurarak yerleşmesi, oradan dünyayı aydınlatması, Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılması bu hakikat önderlerinin büyük gayretleriyle olmuştur. Yunus Emrelerin, Sarı Saltukların, Mevlanaların, Hacı Bayramların, Hacı Bektaş-ı Velilerin aydınlattığı büyük dünyadır bu. Mevlana Muhammed Celaleddin Mesnevi-Manevisi, Divan-ı Kebir’i, Mecalis-i Seba’sıyla önce İslam alemini, sonra tüm dünyayı asırlarca aydınlatacak, örnek yaşantısı ve kişiliğiyle insanlığa yaşama sevinç ve aşkı aşılayacaktır.
Şems-i Tebriz’inin onunla karşılaşması ve onu imtihan etmesiyle büyük buluşma başlamış, Babası Burhaneddin Veled’in hamurunu yoğurduğu Büyük Veli Kayserili Seyyid Burhaneddin Muhakkik Tirmizi’nin pişirdiği büyük insan Şems ile kanatlanmış, mavera denizinde aşkla yol almış, o büyük peygamberin mesajını ötelere taşımıştır.
‘Men bende-i Kur’anem eğer can darem’ ’Ben bu can bedende durdukça Kur’an’ın kölesiyim’ diyen Büyük Veli onu Peygamberiyle karşı karşıya getirmeye çalışacak eblehlere karşı ’kim ger ki naklest biğayri min ‘’ benden bundan başka bir söz, ona aykırı bir kelam naklederse ‘/bizarem ez-u vezan suhan- i bizarım’’ rahatsızım o sözden de onu nakleden de’ diyerek kerametini göstermiş, yüzyıllar öncesinden ona gerekli cevabı vermiştir.
Haktan aldığını Halka vermiştir bu gönül adamı. Halkla sıkı bir irtibata geçmiş, dünyayla ötelerin bağlarını kuvvetlendirmiştir.
Bugün materyalizmin körelttiği inançları yenilemeye onun diriltici soluğu gerek. Bunun için ona muhtacız. Onun için onu baş tacı ediyoruz ve temekte de devam edeceğiz.
AHMET KEMAL
22:02:00Y
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.