- 107 Okunma
- 4 Yorum
- 4 Beğeni
Ortak değerlerimizin Farkında Olmak
Ortak Değerlerin Farkında Olmak
Nedir ortak değerlerimiz? Ortak değerlerimizin neler olduğunu bilmek ayrı bir konu, ortak değerlerimizi yaşayıp yaşatmak ayrı bir mevzudur. Ortak değerlerimiz sadece dilde güzel görünüyorsa onun adına ortak değer denilmez. Dildeki ortaklık denir. Aslolan bu değerlerimizin bir ulusu ayakta tuttuğunun farkına varmak, bir sevgili gibi sımsıkı sarılmayı gerektirir.
Vatan ve bayrak sevgisi, millet kavramı ve sevgisi. Tarih bilinci ve sahiplenme. Tasada ve kederde bir olabilme. Dil ve din birlikteliği. Yardımseverlik ve farklı kültürlere saygı kültürü. Milli ve dini günlerde bir olabilme kültürü…
İşte tüm bu güzel unsurlar, bir milleti ayakta tutan en güçlü unsurlardır. Bu unsurlar öyle güçlüdür ki, her türlü saldırıyı ve musibeti def eder. Kardeşlik ruhunun bizatihi kendisidir.
Dış mihraklar, tarihin her döneminde bir ulusu çökertmek istediğinde o ülkede yaşayan insanları etnik, dini ve kültürel yönden ayrıştırmaya çalışır. Hedefine aldığı ülkenin tüm nimetlerine çöreklenip, ülkeyi yağmalamak ve kukla yöneticiler aracılığı ile sömürge durumuna düşürmektir.
Bir ülkede farklı kültürler olabilir. Önemli olan her kültür, bir başka kültüre saygı duymalı, onu asla dışlamamalıdır. Üst kimlikte bir olabilmek anlayışını yüreğimizin en nadide köşesinde yaşatmalıyız. Bu vatanda yaşayanlar, kendi gibi düşünmeyen, kendi gibi inanmayan ve kendi milliyetinden olmayanlara karşı dış mihraklı kışkırtmalara karşı çok dikkatli olmak zorundadır. Geçmiş dönemlerde insanlarımızı Alevi-Sünni, Türk ve Kürt diye birbirine kırdırmak istemişlerdi. Sağ-sol terörünün planlayıcıları da onlardı.
Hemhal olmak! Bu benim için çok değerli bir sözdür. Başka kültürler içerisinde olmak insana ne kaybettirir, ne kazandırır? Bir Sünni, bir cem evine gidip ziyaret ettiğinde ne kaybetmiş olur? Esasında kaybettiği bir şey yoktur, aksine kazandığı çok şey vardır. Cem evine gitmekle alevi olunmayacağına göre bunda çekinecek bir durum yoktur. Bir alevi yurttaş, camiye gittiğinde Aleviliğinden ne kaybeder? Hiçbir şey kaybetmez. Kazancı çoktur aslında. Çünkü birlikteliği güçlenmiştir. Nevruz bayramları Türklerin de Kürt kardeşlerimizin de tarihten gelen bayramıdır. Baharın müjdesini neden birlikte kutlamayalım? Neden birlikte demir dövmeyelim, ateş yakıp şölen yapmayalım?
Dini ve milli bayramlarımızı ırk ve mezhep ayırımı yapmadan birlikte kutlasak ne kaybederiz acaba? Kaybedeceğimiz hiçbir şeyimiz yoktur. Kazancımız vardır aslında. Birlik ruhunu güçlendiririz. Değerlerimizden hiçbir şey kaybetmeyiz. Farklı kimliklerde olan yurttaşlarımız günlük konuşmalarında ana dillerini özgürce kullansalar ne kaybederler? Hiçbir şey kaybetmezler, aksine birlik ruhunu güçlendirirler.
Kimlik ve mezhebi farklılıkları bir tarafa bırakıp, bu aziz vatanımızın şanına yakışacak birlik ruhuyla bir arada yaşamanın keyfini çıkarırken, bizi bölüp, birbirimize düşman etmek isteyenlerin de sinsi planlarını yırtıp atmış oluruz. O hainler vermedi bize bu vatanı. Bu aziz vatanımızı, atalarımız omuz omuza vererek kurtardılar, hem de yedi düvele karşı, bunu unutmayalım.
Şunu asla unutmayalım; emperyalist batı, ülkemizi ele geçirmek ve sömürgeleştirmek için kullanışlı ajanlarını örgütleyip hem siyasete, hem ticarete, hem sivil toplum örgütlerine yerleştirir. Bu icazetli kuklalar, görevleri icabı bizden görünürler. Milli ve dini duygularımızı daima ön planda tutarlar. Teklifleri, eserleri, siyasi mücadeleleriyle milli görünürler. Kimisi Siyonist’tir, kimisi masondur!
Bu makaleyi yazmamdaki asıl gaye, Ortadoğu’da gelişen ve Suriye rejiminin yıkılmasıdır. Batının şer ittifakı, uzun yıllar boyu Büyük İsrail Devleti kurmanın hayalini kuruyorlardı. Siyonist İsrail, arkasına aldığı batı merkezli güçler ile hedefine ulaşmak üzere. BOP denilen projede Türkiye’mizin de adı geçmektedir. Ülkemizde kader birliği yaptığımız hangi milliyetten olursa olsun bu tür Siyonist oyunlara inanıp ayrı bir devlet hayali kurmayalım. Batı her zaman yaptığını yapıyor! Devletçikler kuruyor ama o devletçiği yönetenleri de bizzat kendisi belirliyor! Böyle çakma bir devlete ya da devletçiğe milli devlet denilebilir mi?
Etrafımızı saran bu alevi görüp, aklıselim düşünme vakti. Kandırılma zamanı değil, uyuma zamanı hiç değil. Aksine uyanık ve tedbirli olma vaktidir. Filistin, Suriye, Libya, Irak ve körfez ülkelerin haline baktığımızda batılı Siyonistlerin niyetlerini anlayabilir, kuklalarını da görebiliriz. Batılı emperyalist ülkeler, Sevr ile alamadıkları ülkemizi böyle aşağılık tuzaklarla almaya çalışıyorlar.
YORUMLAR
değerli usta,
israil denen kan emici kendi güvenliği adına şam'a 25 km. kadar gelmiş ve
ülkeyi ele geçiren kendilerince " islam" cı olanlar buna tek bir cümleyle bile itiraz etmemişken, ve biz israil örneğinden farklı, burnumuzun dibindeki terör oluşumuna en ufak bir müdahaleden kaçınırken ve zira petrol ve daglgaz olan her yerde bunlar ve direkte amerikan bayrağı asılıyken........
değerli ustam,
Ata aydınlığından vazgeçersek eğer,
sonumuzun ne olacağını anladık sanırım hep beraber...
değerli yazıya nice tebriğimle.
eyvallah.
Halit Durucan
Ah, bu dediklerinizi keşke çoğunluk anlayabilse.
O batılı medeni(!) ülkeler BOP kapsamında Irak'a, Libya'ya, Suriye'ye demokrasiyi(!) yerleştirdiler. Sıra yavaş yavaş Türkiye'ye geliyor.
Ve birileri de "Beka" feryatlarıyla kendi çıkarlarını, varlıklarını koruma peşinde.
Allah sonumuzu hayır etsin.
Halit Durucan
Bu güçlü ve uyanış çağrısı yapan metni kaleme alan değerli üstadı yürekten kutluyorum! Sözleriniz, hem tarihe hem de günümüz olaylarına ışık tutan bir bilgelik ve farkındalıkla dolu. **"Kandırılma zamanı değil, uyuma zamanı hiç değil"** ifadesi, milletin her ferdine bir uyanış çağrısı olarak yankılanıyor; bu tür güçlü ifadeler, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren adeta bir manifesto niteliği taşıyor.
Filistin, Suriye, Libya gibi örneklerle, mazlum coğrafyaların karşı karşıya kaldığı karanlık senaryoları hatırlatmanız ve bu doğrultuda uyanık olma gerekliliğini vurgulamanız takdire şayan. **"Sevr ile alamadıkları ülkemizi böyle aşağılık tuzaklarla almaya çalışıyorlar"** diyerek tarihin derin izlerini bugüne taşımış, milletimizin bu bilinçle hareket etmesi gerektiğini ustalıkla dile getirmişsiniz.
Kaleminiz, bilinci uyandıran, tarih ve geleceği aynı potada eriterek hakikati haykıran bir güç olmuş. Bu samimi ve keskin anlatımınız için tebrikler! Bu gibi güçlü yazılar, toplumun dinamiklerini harekete geçirir ve birlikte daha aydınlık yarınlara yelken açmamıza vesile olur. Yüreğinize, kaleminize sağlık!
Halit Durucan
Yerden göğe kadar haklısın sevgili dost.
Suriye’de rejim yıkılırken İsrail Suriye’nin bütün gemilerini batırdı. Bütün uçaklarını imha etti. Bütün füzelerini silah fabrikalarını yok etti. Tüm dünyada Taliban dahil gık diyen olmadı.
O siyonistler ne olursa olsun bir islam ülkesini yok etti. Eşkiyaların başındakinin bir fotoğrafını gördüm Şam bombalanırken çok mutlu.
Zalim dedikleri Esatı çok Arayacaklar.
Muhteşem yazı İÇİN tebrik ve teşekkürler.
Selamlar saygılar.