- 205 Okunma
- 4 Yorum
- 13 Beğeni
Zihniyet,
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Metinlerde kullanılan dilin özellikleri, seçilen sözcükler, tutum ve davranışlar da dönemin zihniyetini yansıttığı gibi sosyal, ekonomik ve siyasi yapısını ve sanat anlayışını da yansıtmaktadır.
Destanlar, kavimlerin ilk dönemlerine özgü zevk ve anlayışı dile getirirken,
Doğu-Batı zihniyet çatışması, Tanzimat sonrası Türk edebiyatımıza yeni bir medeniyet dairesinin içine girerken yaşama tarzında kendini kuvvetle hissettirmeye başlar ve edebi eserlerdeki zihniyet dönemlere göre değişmektedir.
İnsanı zihnen terbiye eden, hassasiyet ve farkındalığı artıran toplum anlayışını yönlendirmek bakımından önemli bir imkân sunar, birden bire Batılı yaşam tarzına ve edebiyat anlayışına geçer.
Zihinsel katılık içeren farklı bakış açılarına ve çözüm önerilerine kapalı olan bilimsel metinler, çok anlamlılığa da kapalı olduğundan zihin haritalarımızın, soyut bilgi ve düşüncelerimizi görsele dökmek için açık, anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
Son zamanlarda sıkça okuduğumuz ve zihnimizi kurcalayan tarihî metinlerde öğreticilik amacı ne kadardır?
Çünkü bu tarihi metinlerde de açık, anlaşılır bir dil kullanılmalıdır; söz sanatlarına, mecazlara, imgelere yer verilmemelidir. Bir tarihi metin yazan yazar, anlatıma kendi duygu ve düşüncelerini katmaktan kaçınmalıdır; bu da öğreticilik amaçlandığından bu metinler çok anlamlılığa açık olmadığından sözcüklerini daha çok gerçek anlamıyla kullanmalıdır, çünkü belge niteliğini taşımaktadır, edebi metinler gibi akılyürütme ve kurmaca değildir.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Postmodernizm, edebiyatta ele aldığı konuları çoğul bakış açılarıyla ve tam manasıyla gerçekliğe bağlamadan hazcı bir yaklaşımla işleyen edebi eserler vermiştir.
Yaratıcılığı teşvik etmek, eleştirel düşünmek, alternatif çözümler arayarak farkında olarak geri bildirim almak gerekiyor dense de;
21. yüzyıldaki değişim, hepimizin zihnini acımasızca eleştirilere maruz bırakıyor, yazılan tarihi metinler ne kadar gerçek? sorular sorduruyor. Bilimsel metinlerin (makalelerin) neden azaldığını. Bu kadar serbestlik bizlerden neleri alıp götürüyor?
YORUMLAR
Çünkü bu tarihi metinlerde de açık, anlaşılır bir dil kullanılmalıdır; söz sanatlarına, mecazlara, imgelere yer verilmemelidir. Bir tarihi metin yazan yazar, anlatıma kendi duygu ve düşüncelerini katmaktan kaçınmalıdır; bu da öğreticilik amaçlandığından bu metinler çok anlamlılığa açık olmadığından sözcüklerini daha çok gerçek anlamıyla kullanmalıdır, çünkü belge niteliğini taşımaktadır, edebi metinler gibi akılyürütme ve kurmaca değildir.
Yazının özeti gibiydi bu paragraf sevgili üstad, yüreğine sağlık, ne kadar doğru bir yere ışık tutmuşsunuz, tebrik ediyorum, saygılar