- 41 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNDÜZ GECE.
GÜNDÜZ GECE.
Hayat hepimiz için böyleydi. İlk gençlik yıllarımda Deniz’lere, Mahir’lere, İbrahim’lere yakılan türküler, ağıtlar dışında en çok Enternasyonal ve Avusturya İşçi Marşı söylenirdi bulunduğum ortamlarda. “Hayat denilen kavgaya girdik, çelik adımlarla yürüyoruz.” Yolculuğumuz sürüyor.
Bildiğim en gergin, çatışmalı yerel seçimi geride bıraktık. Devlet katında iktidarı paylaşanlar arasında gladyonun yönetimini ele geçirme savaşı olarak da özetlenecek çatışmanın-devlet krizinin ilk raundunu MİT/Fidan-Akape/Erdoğan ittifakının kazandığı açık.
Seçim sonucunu iktidar ve medyası ‘zafer’ olarak sundu. Oysa kazanılan bir zafer yok ortada. Sandıkta aklanamayacak büyük suçlar var. Suç ortaklarıyla ‘oy verenlerini’ balkondan selamlayan muktedir, karşısındaki bütün güçleri tehdit etmekten geri durmadı. İnlere gireceğini, saldırganlığını arttırarak sürdüreceğini “müjdeledi.”
Devlet katında yaşanan iktidar mücadelesinde iki seçenek de halk düşmanıydı fakat ilk raundun güçleneni artık yönetemeyeceği bir ‘iktidarın’ başında kalmayı başarmıştı ve savaşı, çatışmayı, kutuplaşmayı, gerilimi sürdüreceğini söylüyordu. RTE her kesimle içte ve dışta savaşa devam dedi. Hiçbir siyasi eğilim güvende değil. CHP’liler dâhil bütün partiler, Kürt hareketi, sosyalist sol, toplumsal muhalefet, cemaat, sivil toplum… Bütün kesimler her an her türlü saldırıya, operasyona uğrayabilir...
Seçimin üstünden üç gün geçtiği halde, bu satırları yazdığım sırada bile birçok kentte şaibeler, usulsüzlükler, tartışmalar gündemden düşmüyordu. Ankara’da, İstanbul’da, Yalova, Antalya, Urfa, Ağrı gibi kentlerde sonuçlara itirazlar yapılıyor, oylar yeniden sayılıyordu. CHP ve BDP aleyhine oy hırsızlığı yapıldığı yakılan, çöpten çıkan oy pusulalarından görülüyordu.
Seçim sonuçlarında bir kazanandan, zaferden söz edilecekse seçimlerin ‘en kazananı’ BDP’dir. Batı’da HDP açısından bir başarı olmasa da bir başarısızlıktan, kaybetmekten de söz edilemez. İstanbul’da MHP’yi de geçerek 3. parti olabilmiştir. Yeni kurulmuş, daha örgütlenmesini, kendini tanıtmayı tamamlayamadan girdiği seçimlerde, onca saldırıya, kara propagandaya rağmen Urla dâhil birçok yerde iyi oy aldığı görülüyor. HDP’nin kısa sürede seçenekler arasına girdiği ortada.
İKİ TÜRKİYE
Bu seçimler ve seçim sonuçları, bir kez daha İki Türkiye, iki farklı toplum olduğunu gösterdi. Etnik iki toplum değil kültürel anlamda iki farklı toplum... Olan biteni anlamayan, evinden bakıp bir anlam veremeyen toplum, kazananı anlamadığı gibi kendi seçiminin neden “kazanamadığına” da anlam veremiyor ve nihayetinde küçümsemeyi, horlamayı seçiyor. Bu horlamanın, küçümsemenin anlamaya çalışmadığı ya da anlayamadığı kesimi ve onların temsilcisi gibi algılanan Erdoğan’ı iktidara taşıdığı da unutuluyor.
On yıldır çok konuşuldu Erdoğan ve partisinin devleti ele geçirecek denli güçlü iktidar olma nedenleri. Eski devlet elitinin toplumla arasındaki uçurum, merkezin çevreyi küçümsemesi, horlaması v.s. Yeni devlet de aynı temeller üzerinde yükseldi. Kendisinden olmayanı, kendisine biat etmeyeni, horluyor, küçümsüyor, düşman sayıyor. Üçüncü bir yol olma seçeneğinin zayıf olduğu, toplumsal muhalefetin güçsüz olduğu günümüzde iktidar geçici mevziler kazanabiliyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.