- 121 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Coğrafya Kader Değildir
COĞRAFYA KADER DEĞİLDİR
10.Aralık.2024 tarihinde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine Hocaları Doç.Dr Hüseyin Mertol’un daveti ile “Coğrafya Kader Değildir” konulu bir sunum yapmıştım.
Önyargı, Özgüven, Gelişmek, Engelleri Aşmak, hataları düzeltmek,kendini ifade etmek, değerlerden faydalanmak, Olumlu ve olumsuz düşünmenin sonuçları, benzeri konularında yaklaşık 45 dakikalık sunumda öğrencilerin sorularını da yanıtlayarak en güzel soru soranlara kalem, defter ve kitaplarımızdan armağan etmiştik.
O Soruları geleneğe iz bırakmak adına, burada da cevaplayarak cevaplarımız kalıcı olsunn istedik.
SORU- Eşinizin desteği oldu mu ? ( Aslıhan Dilan Tezcanlı- Tokat)
Bu güzel sorusu ile “ Sen de Kafadan Engellisin” kitabını hak etti.
Cevap – Herkes kendi çapında eşine çocuklarına destek olduğunu düşünür. Bence yazara destek demek, onun kitabını alıp çevreye hediye etmek, tavsiye etmek. Bunları çevremizde ne yazık ki çok az insan yaptı. Bence eşim bana kendi açısından iyi destek oldu. Herkesin destek anlayışı farklıdır. O’na ve çocuklarıma teşekkür ediyorum.
Okurlarımız bizi desteklemek istiyorsa kitaplarımızı satın alaraK, çevrelerinde okumayı seven insanlara hediye etmalari, kitabımıza ilginin artacağı için yayınevinin de yeni kitaplarımızı yayınlayarak, yeni kitaplarımızdan da daha geniş kitlelerin faydalanması demek. Biz hediye ettiğimiz kitaplarla anılıyoruz. Böyle anılmayı tercih ederiz. Sizlerde size hediye ettiğimiz kitapları çevrenize okutarak bizlere destek olmuş olursunuz. Ben kitap hediye ediyor ve bundan mutluluk duyuyorum aynen bugün güzel soru soranlara yaptığım gibi...
SORU- Hayata Feslsefesindeki Başarınızı kimlere veya kim sayesinde ileri taşıdınız? (Özgür Narin-Ağrı)
Bu sorusu ile “Recep Yazıcıoğlu’nun liderlik sırları” kitabımızı hak etti.
CEVAP- Başarımızı önce kendi azmimize ve gayretimize sonrasında bizlere inanarak yerel basınla tanıştıran, önerileri ile gelişmemizi sağlayan hatta şiir yazdığımıza inanmayarak bizleri kamçılayan, olumsuz ve olumlu tutumlardan hayat hissesi çıkararak bizi eleştirenlerin tutumunu bile fırsata çeviren azimli olmamıza borçluyuz. İnsan azimli olursa hayatta karşılaşacağı zorlukları daha kolay aşar.
Bunun yanında, Vali iken liseli ve Üniversiteli demeden köşe yazılarımızı okuyarak gelişmemiz için motive edici sözler söyleyen ve kitaplar hediye eden Vali Recep Yazıcıoğlu, Bakan Ali Şevki Erek, Eskilerden Tacettin Günaydın, Cemalettin yarkın, gibi yazılarımızı okuyan , yazılarımızı kitaplaştırmak için motive eden büyükler, okullarına davet eden Mustafa Coşkun, İbrahim Mermertürk gibi lise Müdürleri, Köksal Pabuçcu, Fatih Coşkun Ertaş, Hüseyin Mertol, Ebubekir Altuntaş gibi Üniversite hocaları her zaman bizlere moral olmuştur.
Eserlerimizi topluca alarak öğrencilerine, çevresine hediye eden Taner Yalçın, Gül Ustabaş Genç. Mustafa Epik, Mustafa Ateş, İbrahim Mermertürk gibi hocalarla Dr. Ozan Balcı gibi valiler, Ahmet Rıfat Sağlam ve İHSAN Öz gibi Müftüler , bizleri her zaman gelişmemizi sağlayan hocalar olmuştur.
Bununla beraber, “Tasarruf Tedbirleri var” diyerek kitaplarımızı almayarak bizleri onere eden, “Olmuyor” diye olacak önerilerimizi ret eden, yakın akrabalara da gerçekten teşekkür ederim. Onların tutumları da daha iyi olmamız yolumuza devam etmemiz için bizi kamçıladı. Her olumsuzluk bizleri önce üzse de sonrasında daha çok başarıya kamçılayan davranışlar olmuştur.Unutulmazlardan olarak kalbimize yer ettiler.
SORU- Sana karşı önyargılarla naısl başa çıktın( Mustafa Aydın-Sivas)
CEVAP- Bana karşı önyargıları her zaman daha çok okuyarak, daha çok eser üreterek, olumsuzluklara kimi zaman umursamayarak , kimi zaman sert çıkarak durdum. Haönyargılara karşı ddini bilmeyene gereken cevabı vermek lazım. Halen de durmaktayım. Bir arkadaş der ki “çok insan işitme ve görme engellileri zihinsel engelli olarak algılar.” Ben buna katılmıyorum. Ancak zihinsel engelli olan engellilerle alay eder. Bir engelli ile alay eden görürsem “bunun akıldan zoru olan kafadan engelli” diye düşünürüm. Onlardan ders almadığı gibi alay eden yardım edecekken başarılarını kıskanarak onlarla alay etmek ancak “kafadan engelli “ insanın işidir. “Sen Kafadan Engellisin “ kitabımı bunun için yazdım. Okuyanlar engellilere karşı önyargıları yıktın” dediler. Önyargılara yazarak, konuşarak , doğruları anlatarak karşı çıkmalıyız.Önyargıları yıkarsak herkes için hayat daha güzel olur. Kitabı okumadan eleştirenlerde çok.. Bunlar daha önce dediğim gibi bizi daha büyük başarılara zorlayan şeyler. Bu ömrümüz yettiği aklımız erdiği müdddetçe de devam edecek.
SORU- Dünyaya bir kere daha gelseydiniz İşitme ister miydiniz? (Rümeysa Öztürk-SİVAS)
Cevap- “Bir günde duyduklarımızın yüzde 80 i dedikodu ve boş konuşmalar” der Doğan Cüceloğlu. Ben derim ki benim çevremde bu yüzde 90 . Boş konuşmaları duymak insanın huzurunu bozuyor.” İnsanların anlaşması için aynı dili değil aynı duyguları paylaşması gerekir der” mevlana . Dünyaya yeniden gelsem dünya da bu dünya olsa yeniden duymak istemezdim. O yüzden cihaz da kullanmam. Seslerden çok gönül sesini duymak önemli. Gönül sesleri o kadar samimidir ki sağır duyar kör de görür. Gönül dünyasında sesler ve görüntüler değil, sevgiler ve bilgiler var çünkü.
İnsanları dinlemek önemli ama, asıl önemlisi de anlamak ve gerçek manada maddi manevi insanlara yardım etmektir. Dinler gibi , yardım eder gibi görünüp de baştan savan sözünü yerine getirmeyeni sevmem ve uzaklaşırım. Önemli olan samimi olmak zözde durmak.
SORU- Şiir yazmaya nasıl başladınız. Kendinizi nerede daha rahat hissediyorsunuz. Yazdıkça nasıl bir sonuç aldınız? (Şems- Sivas)
CEVAP- Dediğim gibi 1981 Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı şiir yarışmasına şiir yazdım. Türkçe öğretmenim inanamadı. Ben de yazmaya başladım. Kendimi daha rahat kütüphane odamda ve evde kimse yokken kitap okurken, hissederim. Birde sizin gibi öğrencilere konuşurken, umut aşılarken ve defter kalem hediye ettiğimde sizi mutlu görürken kendimi daha rahat hissederim. Yani güzel şeyler yağparken kendimi mutlu hissederim:
Bir haddini bilmezin boş konuşmasına şahit olmak , boş ve faydasız şakasına maruz kalmak ise beni huzursuz ve mutsuz hisseder. Boş ve yararsız konuşan, muhabını sevgiyorum diyerek rahatsız eden insanlar ile aynı ortamda bulunmak bile insanı hem rahatsız ediyor hem yoruyor. O yüzden okumak ve yazmaya daha çok zaman ayırmaya bakıyorum.
Yazdıklarımın bugünlerde olmasa da yarınlarda daha geniş kitlelere ulaşacağını umut etmekte beni mutlu ve huzurlu hissettiren şeyler.
Sevgili Öğrenciler, güzel bir söyleşi oldu. Bizi davet eden Hüseyin Hocamıza tekrar teşekkür eder, Esenlikler dilerim herkese.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.