Oda Dünyası
Galiba bu masa toprak olmalı, lakin öyle dağı denizi deresi ağacı yok, masanın üzerine dünya şeklini ve coğrafyasını gösterir bir örtü örtebilirsiniz. Sandalyeler ise masadan pay almak isteyen diğer insanları sembolize edebilir, yine masanın üstünde diğer insanlarla oyun da oynayabilirsiniz, eğlenirsiniz, eğlenirken sohbet edebilirsiniz.
Musluklar nehirleri anımsatır, mutfak tezgahınız sanayi ve üretimi, aynı zamanda yemeklerinizi ve ikramlarınızı da burada hazırlayabilirsiniz. Dolaplar, çekmeceler ise kanun, tüzük ve yönetmeliklere benzetilebilir. Makineler size yardımcı olan gelişim ve teknolojidir, doğalgaz ise ateşi simgeler. Buzdolabı kış mevsimi temsil ederken, klima ve doğalgaz petekleri ise genelde baharı ve yazla ilişkilendirilebilir.
Bunun yanında hizmet sektörünü temsil edenler ise; tabak bardak çatal kaşıktan, halı paspas yatak yorgana, giyim kuşam mont çoraba kadar çeşitlendirilebilir.
Eğitim ve öğretim işlerini bilgisayarlar ve akıllı telefonlar yerine getirirken yine aynı zamanda sosyal etkinliklerinizi de bunlar ile gerçekleştirebilirsiniz, enerji sektörünü de elektrik düğme ve prizleri, piller anımsatır.
Balkonlar ise bir nevi gezinme ve hava alma, rüzgarı hissetmek için birebir mesire alanlarına dönüşmüştür. Balkonun bir köşesine leğen içinde su koymanız, suya küçük elektrik motorları ile dalga vermeniz, saksıda küçük orman ve meyve ağaçları yetiştirmeniz de size o duyguyu verecektir. Balkonlara serilecek yeşil halılar, halı saha halıları da size çimenlerin üzerinde yürüdüğünüz hissini verebilir. Göl kenarı veya deniz kenarı tatilini balkonlar üzerinden bir şekilde gerçekleştirmeye bakarsınız.
Getir götür işlerinizi yine telefon uygulamaları veya telefonlar üzerinden halledebilir iseniz, ekonomik işlerinizi yine aynı şekilde yapabilir konuma gelirsiniz, yine sistemin istediği veya kestiği harç ve vergileri de yine telefon ve pc üzerinden ödersiniz.
Yine toplumsal olaylara olan tepkinizi like ve dislike yani beğendim-beğenmedim, destekliyorum, desteklemiyorum, veya şöyle olursa desteklerim böyle olursa ben karşı çıkarım gibi butonlarla dile getirebilirsiniz.
*
Daha fazla teorisine inmeden konunun zaten bir şekilde uygulamaya konulduğunu hissetmiş olmalısınız. Sizler bizler ve halk veya milletler pilot bölge olarak oda dünyasının nasıl yürüyüp yürümeyeceği üzerine yapılan çalışmalarda denekler olabiliriz.
Fantastik bir anlatı değil, masal veya hikaye değil. Günümüzün gerçekliği bu yönde ilerliyor bir çok şehirleşmiş toplumda.
İnsan, adapte olabilen bir canlı. Yaratılışında türlü teoriler var lakin hepsi de aynı kapıya çıkıyor. Genetik müdahale. Yine günümüzde genel anlamındaki örüntüyü çözemesek de, nasıl işlediğini, nasıl adlandırıldığını ve aktarıldığını az çok bilebiliyoruz. Fazla bilginin etki etmek ve değiştirmek olduğunun da farkındayız değil mi?
Peki tüm bunlar içinde, tekil iken çoğulluğu nasıl açıklayacağız. Üremeyi, yayılmayı, keşfetmeyi, diğeri ile iletişime geçmeyi veya savaşmayı, savaştıktan sonra barışmayı, aynı sistemin içinde bir ve benzerken farklı çark olarak sistemi devam ettirmeyi, işletmeyi ve geliştirmeyi nasıl başaracağız.
Uç fikirler ve yaşamlar bize neyi anlatmış olacak, neyi nasıl ve neden anlatma ihtiyacı duyacağız. Kimi neden yanımıza almamız gerekiyor, kimden neden uzak durmaya çalışacağız. Kimi yasaklayacağız.
Beynimiz, kalbimiz kapalı bir mağara, odamız da, apartmanımız, mahalle, şehir, ülkemiz, dünyamız da bir mağara örneği ile tanımlanabiliyor.
Yukarıda saydıklarımı değindiklerimi bir şekilde hazır edindik, aldık hayatımızın bir yerinde kullanıyoruz.
Ortalama binalarımız, odalarımız bir insan ömrü için yeterli, sonrası için sonraki nesil için de yenisini alabiliriz... Bir çok malzeme güzel kullanıldığında bir kaç nesli kimileri 7-8 nesle hizmet edebilir daha uzun süreler de mümkün veya onlar tarafından kullanılabilir durumda değil mi?
Geriye hükmedemediğimiz ve asırlardır da kendimizi ona göre konumlandırdığımız doğa olayları kalıyor.
Suyumuz kesilirse öncelikle tamir yoluna gideriz hatları, sonuç alamazsak mekan değiştirmek zorunda kalırız. (Kavimler Göçü)
*
Hey Dünyevi, biraz abartmadın mı.. Uçma evladım, aşağıya in de gerçeklere dön.
Bunlar da bir şey mi Dünyevi, az bile düşündün. Bir kaç on yıllar sonra; daha neler değişecek bir bilsen aklını oynatırsın. O yüzden kafatasına bir kaç vida takmanı öneririm, aklını sabitle, oynamasın. Sonra yazılımı karışmış robot gibi uçarsın balkondan veya daha kötüsü kendine zarar verir, hayat döngünün dünya faslını sona erdirirsin.. O yüzden dayanıklı bir zihne sahip olmak için, sana önerim ...
Hey Dünyevi, onu dinleme, o seni hapsetmek istiyor odaya. Beni dinle, gerçeklik algını ve yaşam kaliteni bu şekilde sürdürmek akıl kârı değil.. Sana tavsiyem ...
Hey Dünyevi, bırak geri kalmışlığı eski düşünceleri ve yaşam şeklini, ben sana cenneti vaat ediyorum bu odada..
Dünyevi, inanma ona, benim cennet vaadime inan, aşağıya in, karış topluma, eski yaşam şeklinde neyin eksikti, insanların arasına karış, mutluluğu, hüznü, heyecanı, korkuyu, kavgayı, ter atmayı, kumsalda sırt üstü uzanmayı, salıncakları, aşkı, komediyi, tebessümleri vb vs anlatabiliyor muyum yeniden yeniden yaşa..
Hey Dünyevi, ben onları sana bu oda içinde daha kaliteli şekilde de yaşatabilirim, bırak onu dinlemeyi.. Bak hele, misafir olmak istersen seni misafirliğe göndereyim, misafir almak istersen de, söyle kimi davet etmek istersen onları davet edelim.. Gelmeyen olursa tıpkısını bulurum sana... İste kul köle ereyim önüne..
Hey Dünyevi, uyan, köleleşme, kendini köleleştirme, ben sana özgürlük veriyorum, senden olan insanlarla bir çok faaliyet içinde sana yaşamanın anlamını gerçek şekilde anlamlandırmanı sağlayabilirim. İn aşağıya uyma ona..
Hey Dünyevi, ayakların üşümüş, çeviriver kombinin kulağını, üşüme, ben seni düşünüyorum, eski yaşam kültürünün kötülüklerini vahşiliklerini zaten yaşadın, tekrar yaşamak hiç akıllı inan işi olur mu?
Hey ...
*
Yahu yürüyün gidin işinize, sizinle mi uğraşayım.
Kapa gaganı Dünyevi, nereye gidelim, bizim işimiz sensin.
*
En sevenlerinize emanetsiniz efendim.
Y.
YORUMLAR
sabah 3'de çıkmışım yola,
cebimden getmiş 30.000 gayme
ve oluru almışım rayiç bu, paran varsa hakkındır elbet sövmek diyeyi
ve sonra akşamın bilmem kaçında gelip, oturup koltuğa
" şu bizim deli yine ne demiş" ? diye bakarken...
amannnn, la azıcık kısa yaz, anlamıyom yorgunluğa 2 kadeh eklediğimde inan:)))
aramızda kalsın,
Dilek İmamoğlu İtalya sokaklarında sarhoş
ve Suriye de o "devrimciler " arasında kadın yok:)))
Dilek Suriyenin bu "devrimcilerinin" tüm aydınlığına değer,
ama bizimkilere söyleme lütfen:))
eyvallah.
Yinsani
lakin fakat nasıl kısa yazılır öğrenemedi ben, saçmalamaya devam o yüzden..
en sevenlerinize emanet efenim.
Yazıyı okumaya başladığımda yeni bir salgın mı geliyor diye tedirgin oldum Anlatılar ''hayat eve sığar'' repliğini hatırlattı bir an.Sonra...Sonrası mı?..Salgından da beter..Uyku ve ayılıp gerçekleri görememe hastalığı.Hangi sivris/inek bulaştırdı bu mikrobu? .Anofel mi..Yoksa babofel mı?..Mağara devrine geri mi döndürülüyoruz ne? .YABA DABA DUUUUUUU!...Üstada Saygıyla
neneh. tarafından 8.12.2024 07:56:41 zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
sağlıcakla efenim:)