Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
İlkay Coşkun
İlkay Coşkun
@ilkay-coskun

Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım

7 Aralık 2024 Cumartesi
Yorum

Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

204

Okunma

Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım

Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım

“Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım

“Cansız” Yazar Sinan Ayhan’ın yeni bir anlatımla yola çıktığı, bulduğu yöntemi denediği, şaşırtıcı yeni bir romanı. Yazar, giriş yazısında bu anlatımını “bir anti-roman tarzı” olarak mütalaa etmektedir. En azından bazı yazarların has görevi olarak görülen, farklı anlatım tarzlarını bulmaları, denemeleri ve geliştirmelerine yönelik önemli vurguları taşımaktadır. Bunu da yazarın “bileği metni” kuramının bir alt versiyonu olarak da görmemiz mümkün. Gerek giriş yazısında gerekse de son bölüm yazısında “Cansız” ifadesinin mahiyeti, yazarın ‘cansız’a bakışının kritiği etrafında kümelenmiş gözüküyor. Yazar farklı söyleyiş, farklı tarz ve buluşlara yönelik hemdert bir ortaklığı taşımaktadır desek yeridir.

‘Cansız’ romanının ana omurgası farklı bir tarzda inşa edilmiş, ‘otobüs’ kurgusunu ve bununla ilintili olarak bilgi toplama evresini içermektedir. İlginç bu otobüs metaforu ve serüveni, kitap okununca ancak daha ziyadesiyle anlaşılacaktır. Romanın ayrıntılarına değinecek olursak; yazıların ilk bölümü, “Yırtık”, “doğum”, “sınır”, “yayılma”, “sancı”, “okuma, yazma”, “dağılım/ oranlama” şeklinde yedi bölümde tasniflenmiş gözüküyor. Yazıların içeriğinde, anlatımların devamında verilen kelimelerin gerek gerçek anlamları üzerinden gerekse de yazarın muazenesi perspektifinden kelimelere içten bir bakışla yaklaşılmaktadır. Yer yer de yazar bazı kelimelere anlamlarının dışında apayrı anlamlar da yüklemektedir. Bunların birkaçını da olsa burada örneklendirelim. “Irmak” kelimesinin ismini şu şekilde tanımlar yazar. “Irmak: Üzerine köprü kurulabilen beş duyuda akıcı madde”. Başka bir kelime, “Hoşgörü: Kötünün içine işlemiş ak damla”, “Kravat: Resmi tavır... Memur bayrağı”, “Bıçak: Kesmek için eğitilmiş demir”, “Önsöz: Kasıntı repliği; bir yazının mimik göstermesi, tavır takınması”. Bunun gibi kelimelere daha çok bilinen anlamları ve işlevleri üzerinden ve yazara özgü bir tanımlama bütünlüğünde yaklaşıldığını söyleyebiliriz. Bunlarla beraber bazı kelimeleri, yazarın kendi türetmiş olduğunu ve bambaşka anlamlar yükleyerek yeni kavramlara ulaşmaya çalışmış olduğunu da söylemek mümkün. “Süpü, Vatka, Karartama, Perendeler” gibi birçok kelimede bu durumu görmekteyiz. Bahsi geçen bütün bu kelime ve kavramlar ‘bilgi toplama evresini’ oluşturmaktadır.

Yazar Sinan Ayhan yeni buluşları ve yeni yazma denemeleriyle, farklı bakışları ve melez yaklaşım tarzlarıyla okura farklı pencereler açmaya devam etmektedir. İlginç ve farklı olan bu tarz; okuru içerisine alarak yazılanlara alıştırmakta ve kanıtsatmaktadır adeta. Kelimeler ve anlamları üzerinden farklı ırmaklara yol vermektedir. Yazarın başka bir tespiti de şu şekildedir: “Alışveriş yaparken ne kadar düğmeli giysi aldığınıza bir bakın eğer düğmeleri olmayan giysiler almışsanız sizin hiçbir şeyle bağınız olamaz, hiçbir gölgenin altında kalamazsınız, o halde siz mutlaka su katılmamış bir bohemsiniz”. Ne kadar farklı bir bakış açısı ve okuru durup düşünmeye iten satırlar, değil mi?

Yazar Sinan Ayhan’ın yazdıklarını, sorumlu ve yapıcı bir boyutta, yaşadığı çağın kalıplarına kafa tutar bir anlayışta görebiliriz. Daha çok izi sürülecek ve buluşları olan şair ve yazarlardan olacak gözüküyor. Hz. Mevlana’nın dediği gibi; “Her gün bir yerden göçmek ne iyi, bulanmadan donmadan akmak ne hoş, her gün bir yere konmak ne güzel. Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar laf varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözünün canlı bir örneği desek Yazar Sinan Ayhan’ın yazdıklarına, yeridir. Bilgileneceğimiz, buluşlara, yeni tarzlara şahit olacağımız, yer yer şaşkınlık yaşayacağımız ve okudukça kanıksayacağımız ve elbette zamanla anlayacağımız Sinan Ayhan kitabını okumaya buyurunuz efendim. İyi okumalar.

Çakmak taşı, bileği taşı neyse; kelime ve anlam dünyasında bir izdüşüm olarak “Bileği Metni” de o… Yani bıçak bileniyorsa, metni bileyen bir şey, bir hal, bir düşünce, bir tarz, bir tür de olabilir… Çakmak taşı ateş yakıyorsa, bu tarzın metni de ateş yakma, kalplerde kor olma aracı olabilir… Rimbaud’ya göre o hal, “ateş hırsızlığıdır…” Aşka sürtünen aşk olsun, metne sürtünen o sırlar içinde o metin olsun…

İlkay Coşkun
01.12.2024

www.kitapyurdu.com/kitap/cansiz/701760.html&manufacturer_id=235703

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Cansız” kitabında canlı bir anlatım Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Cansız” kitabında canlı bir anlatım yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Cansız” Kitabında Canlı Bir Anlatım yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.