- 60 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİLİNMEZ.
BİLİNMEZ ÖZGÜR ÜLKE.
Öyle dalmıştık ki senle bilinmezlik ülkesine... Kendi gerçekliğimizden kopuk bir halde kendimizden geçivermiştik. Soyguncuların, soysuzların inşa ettiği bir sisteme kurbandık belki. Biz yine de dalmıştık, bilinmez özgür ülkeye. Soyutlanmıştık her şeyden. Bir bakışımız anlatırdı bizi bize.
Soysuzların sisteminde, soysuzlardan bağımsız dalıyorduk; özgür ülkede birbirimize...
Nede olsa zaman kötüydü. Her şey anlamsızlaşıyordu. Böylesi bir sistemin kurbanı olamazdık. Her şeyin çıkar üstüne kurulu olan sistemlerinde saf olan, çıkardan yoksun olan duygularımızın kirlenmesinden korkuyorduk. Tüketim çılgınlığıyla duyguların bile tükendiği veya anlamsızlaştığı bir dönemde bulduk birbirimizi. Evet, bağımsızdık, bilinmez bir ülkenin özlemini yaşayarak yaşıyorduk.
Medya en büyük ve etkili silahlarıydı. Yalanların gerçek diye anlatıldığı bir ülke inşa ediliyordu. Herkes söyleneni sorgulamaksızın inanıyordu. Çevremizde Yeşilçam zırvalıklarıyla öğretilmiş aşk, iliklerimize dek işlenen yozluk aşılanıyordu. Böylesi bir ortamda hayalimizde ki özgür ülkeye olan özlemimiz daha da artıyordu.
Belki de bizim inşa etmemiz gerekecekti. Büyük bir öfke ile doğruları birlikte anlatmamız gerekirdi. Her şeyin tüketildiği, anlamsızlaştırıldığını anlatmamız gerekecekti. Önümüze koyduğumuz sevda yolu şimdi daha da anlamlı bir hale geliyor. Başaramayacağımızı bildiğimiz halde.
Ve ilk anda enseleniyoruz. Soğuk bir yerde ellerimiz ve gözlerimiz bağlı bir şekilde… Başka çığlıklar duyuyoruz. Duyduğumuz çığlıklar bizde tebessüm yaratıyor. Bizim gibi düşünen insanların var olduğunu bilmenin verdiği huzur. Biraz işkence görüyoruz senle. Canımı yakan tırnaklarımın çekilişi veya verilen elektrik değildi. Sesin her çığlığındı içimi yakan. Ben susuyordum. Duyma çığlımı diye. Ama bunu bile yapamıyordum. Senin öldüğünü çok sonra öğrendim. Kızgındım sana. Beni bırakıp gittiğin için. Senden sonra salıyorlar beni. Hiçbir şeyin düzelmediği gerçeği ile…
Simdi daha da anlamsız hayat ve bu anlamsız hayatta sensiz yaşamak. Kendi isteğimizle gelmediğimiz hayatta kendi isteğimizle gitme hakkını buluyorum kendimde. Tıpkı Fransız yazar paul lafargune gibi. O da hayatının belli bir döneminden sonra kendi hayatına eşiyle son vermişti.
Geliyorum şimdi. Bu dünya da bulmadığımız özgür ülkeyi senle bilinmez alemde yaşamaya geliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.