- 47 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mustantik
Söyleten söyletti derler ya...
Çocuktum!.. (6-7 bilemedim 7-8 )
Rakımı 2.000 lerde olan bir dağ köyünde.
Akrabalardan birine komşu köyden gelin gelmişti.
Birkaç gün sonra bir iş için bizim eve gelmişti.
Elle çevrilen taş değirmenle, getirdiği , bulguru çekiyordu (bulgur).
Biz çocuklar etrafında dolaşıyor, ilgisini çekmek çocuksu duygularla..
Bir şey isteyecek olursa, koşuşturuyoruz. vs...
Onun da, hoşunu gitmiş olacak ki,
"Adın ne senin güzel oğlan !.. ’ demesiyle, havalara girmiş, nereden estiyse ;
"Müstantik!.. " demiştim...
Gelin hanım, şaşmış : " ne!... ne!." demiş, ben tekrarlamış, o da söylemeye çalışmış...
" O neymiş nasıl isimmiş!.." demesiyle, Ablam Zeynep: " Mustafa! Meryem gelin. "
demiş, Gelin hanım hem gülüyor, hem " ne, ne !’’ demekten kendini alamıyordu...
Doğrusu ablam da şaşmış ’bu da nereden çıktı !’ der gibi yüzüme bakıyordu, çünkü
ilk kez duyuyordu. Adım Mustafa ya!... müstantik olarak söyleyip ilgi çekmek istemiş
olmalıydım!..
İlginçtir: yirmi yaşlarımda Ankara Hukuk Fakültesinde öğrenci iken hala kitaplarda
yazılı olduğu üzere bir nevi hakim yardımcılarına müstantik denirmiş.
Müstantik Hakim, yani...
Evet 27 yaşımda , Karsın Digor ilçesinde çiçeği burnunda bir hakim...
Eski müstantik, yeni hakim...
Gelin hanıma verdiğim cevap aklıma geldikçe hayret etmekten kendimi alamamışımdır.
Öyle ya, bunu bilinçli olarak söylemiş olamazdım... o yaşta, bir dağ köyünde..
nereden estiyse!..
"Söyleten söyletti!.." derler ya.. Ama ben sadece ismimi, artistik yaparak söylemiş
olmalıyım diyorum...
Öyle de olsa ilginç , değil mi !!..
Mustafa (muster)
Eski notlardan
Rahmetli Meryem Hanım (bukke,gelin)
Not : Oğlu Ali ile sohbetle anınca isteği üzerine!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.