- 150 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
HANEMİZE HOŞ GELDİN ARALIK...
‘’sokağın sıvası dökük duvarlarına
karanlığın övgüsünü kuşlardan dinliyorum
kuşlar her gece örüyorken yeniden şehrin kaderini
anlarım ki yarısı seni sevmekle geçmiştir ömrümün’’ (Alıntı)
Bir rengin doğasında saklı iken kabrim bir de ölümün rüyasında ve işte tekbir getiren ateşi önce Zühre bildim sonra da yalnızlığın zümresi.
Mavidendi öncesinde şehrin semada saklı yüzü semiren bir duygu bir renk belki de: vakitlerden o akit öncesiz ömürlerin güncesi solgun bir zafer silik bir el yazısı en çok da hatırşinas bir kavram iken sevginin tok sesi.
sen hiç büyümeyen çocukluğum
sen varlığım yokluğum
sen gün be gün artan karanlığıma
tanrının bahşettiği nurum
Ölümü irdeleyebilirdim bendeki bu aşk olmasa en çok da büyüyen hilali en aza indirgemek adına ruhumun köpüren sessizliğini ve de yalnızlığı giyinip de kutsanmış hecelerden arınabilmenin güncesi.
Bir batında doğduk madem matemin gölgesinde büyüyen bir zafer çığlığı…
Bir de b/atıl düşlerin hezeyanına konduk artık bir düş gibi nazı niyazı eksilmezken mevsimin ve işte o kapı aralığında yüzümüze gülümseyen Aralık nasıl ki tek hamlede daldı içeri.
İçerlediğimden filan da değil hani sadece içime yaslandığım.
İçerikli bir hayatı dondurmak adına en çok da çocukluğumun sesinde saklı iken tüm hayatım.
Yeni güne ve kışa merhaba: azat edilesi bir rota olsa bile gam, hanemize hoş geldin ey, mübarek Aralık…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.