- 47 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Devrent deresi türküsünün hikayesi
Türküye konu olan olay, 12 Şubat 1933 yılında bugünkü Buldan-Derbent barajının dolgusu yapılan “Derbent Deresi” denilen yerde meydana gelmiştir. Malum 1933 yıllarında Türkiye’de her beldeye araba, tren gibi ulaşım araçları henüz girmemişti. O yıllarda Buldan’ın Derbent Köyü, Alaşehir ve Sarıgöl taraflarından gelip, Sarayköy ve Denizli taraflarına geçmekte olan kervancıların uğrak yeriydi. Kervanlar Derbent boğazını görmeden geçemezlerdi. Zaten en kısa ve tek geçit burasıydı.
12-13 Şubat tarihlerinden önce, Denizli’nin Gölemezli köyünden Deveci (kervancıbaşı) Kuru Ali’nin Musa adındaki kişi, Meneviş’in Veli ve Süleyman adlarındaki kişileri de yanlarına alarak Sarayköy’den develerine buğday ve arpa yükleyip Sarıgöl’de boşalttıktan, sattıktan sonra tekrar aynı yoldan Sarayköy’e doğru hareket ederler. Mevsim ise kış, karlı, fırtınalı, tipili bir gün... Kervancılar tam Derbent deresi denilen yere gelmeden, önceleri Buldan ilçesine bağlı Sarıgöl’e bağlanan Baharlar köylüleri ile karşılaşırlar. Köylüler Kervancılara “Kar çok yağıyor, Derbent Boğazından geçemezsiniz” diyerek döndürmek isterler. Onlar da “hayır gideriz” diyerek yola devam ederler. Derbent Boğazı’na iyice yaklaştıklarında kar, boran, tipi şiddetini artırır. Develerin ayakları tutmaz, kaymaya başlar. Köylülerin aklına gelen devecilerin başına gelir ve develerle birlikte uçuruma yuvarlanırlar. Musa , Veli ve Süleyman önce develerini sonra da kendilerini kurtarmak isterlerken vakit bir hayli geçmiş ve gece olmuştur. Kar ve tipiden, soğuktan korunacak yer bulamayıp, develerini de kurtaramadan soğuktan donup ölmüşlerdir. Olayın ertesi günü oradan geçmekte olan Kulalı ayakkabı yolcusu uzaktan bunların ölüsünü görüp Derbent köyüne haber verir. Köye 4–5 km uzaklıkta bulunan “Derbent boğazına” gelen köylüler küreklerle karları aça aça cesetleri bulurlar. Devenin birisinin ayağı kırılmış, diğerleri ise sağlamdır. Musa, Veli ve Süleyman’ın etrafında kargalar (kuşlar) uçuşmaktadır... Kervancıların cesetleri önce Derbent köyüne getirilir. Kimlikleri ve Gölemezli köyünden oldukları iyice anlaşılınca, köylerine götürülerek cesetler ailelerine teslim edilir. Bu acı olay üzerine Denizli, Buldan ilçesine bağlı Derbent köyünden Ayşe ve Fatı adlarındaki kişiler hemen bir ağıt yakarlar. Bu ağıdın sözleri de gün geçtikçe dilden dile, telden tele dolaştıkça, halk arasında yaygınlaşır. Herkes tarafından yıllardan beri söylenip durur.
Derbent Deresi’ne duman bürüdü
Yedi devesiyle Musam yürüdü
Musam’ın ciğeri mosmor oldu, çürüdü
Derbent Dereleri dar geldi bana
Vadesiz ölümler zor geldi bana
Derbent Deresi’ne çıvgınlar esti
Elimi, kolumu poyrazlar kesti
Feleğin bizlere neyimiş kastı
Derbent Dereleri dar geldi bana
Vadesiz ölümler zor geldi bana
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.