... Oğul kapısı...

Bir gün yaşlı bir kadın, elinde bastonu ile söylene söylene yolda yürürken, karşılaştığı birisi "ne oldu nene bir derdin mi var, sana nasıl yardımcı olabilirim" diye sorar. "Sorma yavrum, kendime kızdım öyle soyleniyorum" demiş
"Ne oldu ki" demiş adam. Kadıncağız derin bir iç çekerek anlatmaya başlamış.
"Oğlumun evinde kalırken, herşeyden şikayet ediyordum, yok yemek tuzlu, yok ev pis, yok gelin şöyle dedi, torunlar böyle yaptı diye hiç bir şeyi beyenmiyordum.Bu durumu bilen kızım beni evine götürdü. Dah üç gün geçmeden, benden rahatsızlık duyduklarını hissettim. Kimseye bir şey söylemeden yola düştüm, tuzlu tussuz oğul kapısı diyerek oğlumun evine dönüyorum" demiş.
...Hissemize düşen; öncelikle taş yerinde ağırdır. Ayrıca "insan eti ağırdır" demiş atalarımız.
... Yaşlılar evimizin bereketidir, toplumların hafızalarıdır, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan kültürümüzü yeni nesile aktaran eşsiz hazinelerimizdir, kıymetlerini bilelim.
... Sağlıcakla kalın.