25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Şimdi diyeceksiniz KAVİ kardeş ülkede yokluk enflasyon kıtlık savaş terör bir sürü mesele varken bula bula bu konuyu mu buldun
EVET KİYMETLİ DOSTLAR BULABULA BU KONUYU BULDUM
ufak bir araştırma ile kadınlarımız kızlarımız katlediliyor medya ya yansıyan yada yansımayan olayların sonunda raporlara göz attım.sonuç maalesef içler acısı
Kadına kalkan her el kökünden kırılmalı
Neşet Ertaş deyimi ile
Kadınlar insandir bizler insaoğlu
Lütfen kadınları kızları koruyalım onlar bu ülke için çok degerliler
25 Kasım, tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor. Bu gün, kadınların yaşam özgürlüğünü savunmak ve toplumsal olarak sonsuza kadar yaratmak için önemli bir fırsattır. Ancak Türkiye’de kadına yönelik şiddet, yalnızca bir gün sınırlanamayacak kadar ciddi bir sorundur. Onun yıl boyunca bireysel kadın cinayetleri işleniyor, binlerce kadın fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalıyor. Bu yazıda, Türkiye’deki kadın cinayetleri ve kısaca ilgili yıllık veriler incelenerek bu durumların nedenlerine ve çözüm yollarına odaklanılacaktır.
Türkiye’de Kadın Cinayetleri: Korkutucu Veriler
Kadına yönelik güçlü bir şekilde ilgili istatistikler, Türkiye’de bu sorun boyutlarını gözler önüne seriyor:
2022 yılında 334 kadın cinayeti işlenmiş ve 245 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetmiştir.
2023 yılının ilk 10 yılında , en az 600 kadın öldürülmüştür (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verileri).
1 Ocak2024 – 31 Mayıs 2024 ayında 183 kadın erkekler tarafından katledildi.
Kadınları öldüren erkeklerin 61’i aile içinde, 33’ü boşanma veya ayrılma aşamasında olduğu erkek.
Katledilen kadınların 41’i ise şüpheli ölüm. Kadınların 102’sİ ateşli silahla, 39’u kesici aletle öldürüldü.
Öldürülen kadınların 88’i evli, 45’i bekar, 30’unun medeni durumu bilinmiyor.
Kadınların 105’i kendi evinde, 6’sı çalıştığı yerde, 56’sı kamusal alanda öldürüldü.(Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verileri).
Cinayetlerin %60’ı kadınların yakınları (eş, sevgili, baba, kardeş) tarafından işlenmiştir.
Kadın cinayetlerinin büyük bir kısmı, boşanma, ayrılma çabaları veya kadının ekonomik özgürlük arayışı gibi yaşanması yaşanıyor. Bu, erkek egemen bir toplumun kadının bireyin olarak var olma çabasının engellenmeye çalışıldığını göstermektedir.
Kadına Yönelik Şiddetin Türleri
Kadına yönelik şiddet yalnızca fiziksel değil; birçok farklı boyutta yaşanmaktadır:
Şiddet: Dayak, yaralama, öldürme.
Psikolojik Şiddet: Aşağılama, tehdit, baskı.
Ekonomik Şiddet: Kadının çalışmasının engellenmesi, çıkışına el konulması.
Cinsel Şiddet: Tecavüz, taciz, zorla evlendirme.
Bu şiddet türlerinin yaygınlığı, toplumun her kesiminde kadının ikinci plana atıldığı görülmektedir.
Kadına Yönelik Şiddetin Nedenleri;Türkiye’de kadınlara yönelik ilişkilerin temel nedenleri şu şekilde özetlenebilir:
Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadınların ev işleri, çocukların bakımı ve itaat gibi rollerle sınırlandırılması.
Eğitim Eksikliği: Eğitimsizlik, kadınların haklarından habersiz olması ve kadınların mülk gibi görmesine yol açmaktadır.
Yetersiz Hukuki Koruma: Şiddet uygulayanların düşük cezalarla ortadan kalkması veya cezasız kalması.
Ekonomik Bağımlılık: Kadınların ekonomik olarak eşlerine veya ailelerine bağımlı olması.
Medyanın Etkisi: Kadına yönelik büyümeyi normalleştiren veya romantikleştiren diziler ve haber içerikleri.
Çözüm Önerileri: Kadına yönelik güçlü bir mücadelede adım adım atılması bekleniyor:
Eğitim: Toplumda cinsiyet eşitliği eşitliğini oluşturacak eğitimlerin sorunları.
Hukuki Düzenlemeler: İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve 6284 sayılı kanunun etkin olması.
Ekonomik Destek: Kadınların istihdamını artıracak projeler geliştirilecek.
Sığınma Evleri: Şiddet çatışması kadınlar için daha fazla ve güvenli barınma için değiştirilebiliyor.
Toplumsal Kampanyalar: Şiddetin önlenmesi için kamu spotları, medya içerikleri ve yerel kalıcı çalışmalar yapılıyor.
Sonuç olarak;25 Kasım, kadına yönelik gelişmeler için kalıcılığın başlangıcı olabilir. Ancak asıl mesele, bu mücadelenin yılın her günü sürdürülmesidir. Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamadıkça ve kadınların yaşam haklarını güvence altına almadıkça bu sorun devam edecek. Artık kadınların ölmediği, şiddet görmediği bir toplum için harekete geçme zamanı.
Selam saygı muhabbetlerimle
YORUMLAR
Üstadım, iyi bir araştırma ve yerinde bir gündem. Sanki kadına şiddet İslam dünyasının bir hastalığı gibi geliyor artık bana. Nedir bu kadına düşmanlık. Kadına ihanetin insanlığa ihanet olduğunu neden anlamıyorlar. İŞ, içinden çıkılmaz bir hal alıyor gittikçe. Yönetim erkinin zaten umurunda değilki. Kutluyorum yürekten.
Kavi66
Dediğiniz gibi kadın nesline karşı bir yok etme politikası var ve kimse sesini çıkaramıyor sözde Suriye savaşı Filistin Ukrayna savaşlarında kaç asker öldü rakamları bile konuk ama savaşta ölenlerin büyük bir kısmı kadın ve çocuklatdan oluşmakta
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Suriye iç savaşında ölümleri teyit edilenlerin sayısının yaklaşık 350 bini geçtiğini, gerçek rakamınsa bunun çok üzerinde olduğunu söyledi.
Bachelet, ölen her 13 kişiden birinin (toplam 26 bin 727) kadın olduğunu, yine neredeyse ölen her 13 kişiden birinin (27 bin 126) de çocuk olduğunu aktardı.
Kadın annedir
Devlet annelerin kadınların yanında olmazsa maalesef savaşta kaybedilen kadınlar sayısı kadar ülkede cinayetten ölen kadın sayısına ulaşılacak
Selam saygı duamla inşallah
Kutlarım kıymetli KAVİ dost.
Aslında en can yakan konu.
Ama yeterince gündemden değil maalesef. Yazık yazık bizlere
Ne garip bir millet olmuşuz böyle.
Üzülmemek düşünmemek elde değil.
Kıymetli bir yazı.
Yüreğine aklınana sağlık üstadım
Saygılarımla.
Ayrıca Neşet Ertaş hemşehrimi yaad ettiğiniz için çok çok teşekkür ederim.
Geceniz hayr olsun İNŞALLAH.
Kavi66
Huysuzdu
Geçimsiz di
Aksiydi namusunu korumadi bahaneleri üretilmekte
Öldürülen kadınların %62’si eşleri, %24’ü ise eski eşleri tarafından öldürülmüştür. Erkek arkadaş, eski erkek arkadaş ve reddedilen erkek tarafından öldürülen kadınların oranı %10’dur
Buna ilave en büyük sebep ekonomik sebepler artık kimde bu ülkede huzur ve refah içinde değil
Selam dusmla