- 119 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Edebin Işığında Güzellik
Edep, her insanın gönül evinde saklı, kalbin en kuytu köşesine yerleştirilmiş bir hazine gibidir. O hazineyi bulmak, insana dünyaya bakmayı, yaratılanı sevmeyi, kötülüğü iyilikle karşılamayı öğretir. İşte güzellik de burada filizlenir: Güzellik, sadece dışa ait bir zarafet değil, insanın iç dünyasından dışarıya süzülen bir ahenktir. Edepli olanın bakışı yumuşaktır, sözü sakindir, kalbi nezaketle doludur; çünkü edep, başkasına zarar vermeden yaşamayı, her canlının hakkına saygı duymayı öğütler. Edebin olduğu yerde güzellik, güzelliğin olduğu yerde insanlık vardır.
Edepli bir göz, insanları ayrıştırmaz; aksine, her kalbin bir bütünün parçası olduğunu, herkesin yaradılışın bir yansıması olduğunu görür. Yüzlerdeki tebessümden, kalplerdeki incelikten, gözlerin derinliklerindeki şefkatten anlar ki güzelliğin en derin sırrı, dış görünüşten çok içsel bir armonidedir. Edeple bakan bir göz, güzeli görmekten mahrum kalmaz; güzeli tanır, güzeli hisseder, onu özünde yaşar.
Gelin, edebin her şeyden üstün olduğunu idrak edelim. Dış güzellikler bir gün solacak, şekil şemal bir gün değişecek, fakat edebin güzelliği baki kalacak. Edepli bir insan, hayatın zorluklarına göğüs gererken bile güzelliğin ışığını yayar etrafına. Edebini kaybeden güzelliği yitirir; çünkü güzellik, kalpte yeşeren o naif ve saf edebin, insanlığı kuşatan o büyük inceliğin ta kendisidir.
Bu yüzden her insan, her gün kalbine dönüp edebin kıymetini yeniden keşfetmeli. Unutmayalım ki, edep, yalnızca kişisel bir erdem değil, toplumsal bir kıymettir. Edebi gözeten insan, topluma güzelliği yayar; kalplere huzur getirir. Edebiyle yaşamayı başaran insan, hem kendine hem de çevresine aydınlık bir yol çizer.
Bahadır Hataylı/Ekim-2024/Sancaktepe/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.