Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
Oktay Güvener
Oktay Güvener
@oktayguvener

İsrail’in Suriye ve Irak Politikalarının Arka Planı

22 Kasım 2024 Cuma
Yorum

İsrail’in Suriye ve Irak Politikalarının Arka Planı

3

Yorum

8

Beğeni

0,0

Puan

854

Okunma

İsrail’in Suriye ve Irak Politikalarının Arka Planı

Orta Doğu’da istikrarı sadece kendi güvenliği sanan ve baltalayan aktörlerinden biri olan İsrail, son yıllarda Suriye ve Irak üzerindeki stratejilerini belirgin şekilde genişletti. İsrail’in bu iki ülkedeki mevcut iktidar yapılarını değiştirmeye yönelik dolaylı veya doğrudan çalışmaları, kendi güvenlik kaygılarından ve bölgesel nüfuzunu artırma hedeflerinden kaynaklanıyor. İsrail’in Orta Doğu’daki güvenlik stratejilerinin merkezinde, kendi sınır güvenliğini sağlama ve bölgedeki kendine göre belirlediği düşman unsurları sınırlandırma hedefi bulunmaktadır. Özellikle İran’ın, Rusya Ukrayna Savaşı sonrasında Rusya’nın Suriye’den çekilmesi sonrası Suriye ve Irak’taki etkisini artırması, İsrail için ciddi bir tehdit algısı oluşturuyor. İsrail, bu iki ülkede hem askeri operasyonlar hem de diplomatik yollarla etkisini artırmaya çalışırken, aynı zamanda iç politik dinamikleri de dolaylı olarak şekillendirmeye yöneliyor.

Suriye’deki İsrail Politikası: İran Etkisini Azaltma Çabası
İsrail, Suriye iç savaşının başlamasından bu yana bölgedeki İran varlığını azaltmaya yönelik birçok hava operasyonu gerçekleştirdi. Bu operasyonların temel amacı, Suriye’deki İran destekli milis güçleri ve Hizbullah’ın silahlanmasını önlemek ve bu grupların İsrail sınırına yaklaşmasını engellemektir. İsrail, Suriye’de doğrudan askeri müdahaleden kaçınsa da istihbarat ve hava saldırıları yoluyla bölgedeki İran varlığını sınırlı tutmaya çalışıyor.

Suriye’nin Güneyi: Güvenli Bölge Kurma Çabaları
Suriye’nin güneyinde, özellikle Deraa ve Kuneytra bölgelerinde, İsrail destekli grupların varlığı dikkat çekmektedir. İsrail, bu bölgelerde kendi güvenliğini sağlamak amacıyla tampon bir alan oluşturarak, Suriye’nin güneyini kontrol etmeye çalışmaktadır. Bu bölgeye İsrail’in tank mevzileri oluşturarak yeni çatışma alanlarının sinyalini vermektedir. Söz konusu mevzi yakınındaki Tel Hara Tepesi’nde Rus askerlerine ait nokta bulunuyor. Hizbullah ile İran destekli gruplar, Dera ve Kuneytra illerinde az varlık göstermesine rağmen, Beşşar Esed rejimi ordusu kıyafetleriyle sınır hattında keşif ve gözetleme faaliyetleri yaptıkları bilinmektedir.

İsrail’in bu bölgede iktidarı değiştirme çabaları ise doğrudan değil, yerel muhalif grupları desteklemek ve güçlendirmek yoluyla yürütülmektedir. Ancak bu hamle, Suriye hükümeti tarafından da karşı adımların atılmasına neden olmakta ve bölgesel istikrarı tehdit etmektedir.


Irak’ta İktidar Dengelerini Etkileme Çabaları
Irak, İran etkisinin güçlü olduğu bir diğer ülke olarak İsrail’in dikkatini çekiyor. İsrail, Irak’taki merkezi hükümet üzerindeki İran nüfuzunu dengelemek için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile yakın ilişkiler geliştirmekte. IKBY ile kurulan bu ittifak, İsrail’in İran’a karşı dolaylı bir cephe oluşturmasına ve Irak üzerindeki etki gücünü artırmasına olanak tanıyor. Bu bağlamda, İsrail’in IKBY’yi destekleyerek Irak hükümeti üzerinde dolaylı bir baskı unsuru oluşturduğu görülmektedir.

Irak’ta Kürt yönetimi ile olan ilişki, İsrail’in bölgesel etkisini artırmak için kullandığı en önemli araçlardan biridir. İsrail, bağımsızlık arayışındaki Kürt gruplarına diplomatik ve askeri destek sağlayarak, hem Irak içinde hem de İran sınırında bir güç dengesi oluşturmayı amaçlıyor. Kürtlerin Irak’ta daha fazla özerklik kazanması, İran destekli hükümetin gücünü zayıflatabilir, ancak bu da Irak’ın toprak bütünlüğünü tehdit edebilir.

Bölgesel Aktörlerle İşbirliği: ABD ve Batı Desteği
İsrail’in bu iki ülkedeki iktidar değişimi çabaları, büyük ölçüde ABD ve Batılı ülkelerle kurduğu stratejik ittifaklara dayanmaktadır. ABD’nin Orta Doğu’daki varlığı, İsrail’e Suriye ve Irak üzerindeki politikalarını uygulamak için bir manevra alanı sağlıyor. Özellikle ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar ve askeri gücünü bölgeye konuşlandırması, İsrail’in İran’a karşı oluşturduğu cepheyi güçlendirmektedir. Batılı ülkelerin de İran karşıtı politikaları, İsrail’in bu iki ülkede daha etkin olmasına olanak tanıyor.

İsrail, Batı’nın İran karşıtı politikasını kendi lehine kullanarak, bölgedeki müttefikleriyle birlikte bu iki ülkede istikrar sağlamaya yönelik müdahaleleri artırmaya devam ediyor. Bunun en somut örneği, ABD’nin bölgedeki güçlerini korumak, İsrail’i savunmak, sözde "caydırma ve diplomasi yoluyla gerginliğin azaltılması" amacıyla taahhütlerini yerine getirmek üzere bölgede ek balistik füze savunma muhripleri, savaş ve tanker uçakları filosu ile ABD Hava Kuvvetlerine ait B-52 uzun menzilli saldırı bombardıman uçaklarının yer aldığı filosu konuşlandırılacağı bildirmesi olmuştur. Süreç çok hızlı gelişmekte ve İsrail’i destekleyen ülkeler her geçen gün Ortadoğu’ya yığınak yapmaya devam etmektedir.



Dolaylı Müdahale ve Yerel İşbirlikleri
İsrail’in Suriye ve Irak’taki iktidar yapılarında değişim yaratma çabaları, genellikle doğrudan değil, dolaylı müdahaleler ve yerel işbirlikleri üzerinden yürütülmektedir. İsrail, bu iki ülkede çeşitli silahlı gruplarla temas kurarak ve bazı yerel muhalifleri destekleyerek iktidar yapısına etki etmeyi amaçlıyor. Bu strateji, doğrudan müdahalenin getireceği riskleri azaltırken, uzun vadede İsrail’in istediği sonuçlara ulaşmasına olanak sağlayabilecek bir taktik olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’nin Olası Adımları ve Bölgesel Dengeler
Türkiye’nin bu gelişmelere karşı atabileceği adımlar, çok boyutlu bir stratejik yaklaşımı gerektiriyor. İlk olarak, sınır güvenliğinin güçlendirilmesi önemli bir öncelik. İsrail’in Suriye’nin güneyinde oluşturmak istediği tampon bölge ve Irak’ta Kürt yönetimiyle ilişkilerini güçlendirmesi, Türkiye için sınır güvenliği açısından yeni riskler doğurabilir. Bu bağlamda Türkiye, sınır ötesindeki güvenlik tedbirlerini artırarak, sınırına yönelik tehditleri caydırabilir.

İsrail’in Suriye ve Irak’ta dolaylı yollardan gerçekleştirdiği bu iktidar dengelemelerine karşı Türkiye, İran ile dengeli bir ilişki sürdürerek bölgede bir karşı ağırlık oluşturabilir. İsrail-İran gerilimlerinin bölgedeki yansımalarına karşı Türkiye, İran ile diyalog kanallarını açık tutarak bu tür gerilimlerin kendi sınırlarına ve çıkarlarına yansımamasını sağlayabilir. Özellikle ABD ve Rusya ile sürdürülecek diplomatik temaslar, Türkiye’nin bölgedeki güçlü pozisyonunu destekleyecektir. ABD’nin Ortadoğu’daki varlığı ve Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını azaltması, Türkiye’nin bu iki aktörle ilişkilerini bölgedeki gelişmeler doğrultusunda yeniden gözden geçirmesini gerektiriyor.

Öte yandan, Türkiye, İsrail’in desteklediği bazı yerel grupların etkisini dengelemek amacıyla Suriye’nin kuzeyinde ve Irak’ın kuzeyinde güvenilir yerel güçlerle işbirliğini artıracaktır. Bu tür bir yerel işbirliği, İsrail’in bölgede yarattığı dolaylı etkinin sınırlandırılmasına yardımcı olacaktır. Türkiye, Ortadoğu’da sürdürülebilir istikrar için bölgesel işbirliğini artırmak adına, İran, Irak ve diğer bölgesel aktörlerle ortak güvenlik platformları oluşturabilir. Bu tür bir işbirliği, İsrail’in tek taraflı müdahalelerine karşı bölgesel bir denge oluşturacaktır. Bu süreçlerin bir kısmını yaşayarak gördük, bir kısmını ise yakın zamanda görebiliriz.


Olası Sonuçlar ve Bölgesel İstikrarsızlık Riski
İsrail’in Suriye ve Irak’taki politikaları, kısa vadede güvenlik kaygılarını gidermeyi amaçlasa da uzun vadede bölgesel istikrarsızlığı artırma potansiyeli taşımaktadır. Suriye ve Irak’ta iktidar yapılarına yönelik bu dolaylı müdahaleler, etnik ve mezhepsel çatışmaları körükleyebilir ve yeni güç boşluklarının oluşmasına neden olabilir. Özellikle, İran’ın bölgedeki etkisini azaltmak adına sürdürülen bu çabalar, mezhepsel gerilimleri daha da artırabilir ve bölgeyi iç çatışmalara sürükleyebilir. Türkiye’nin bu hamlelere karşı göz yummayacağı ve karşı önlemleri alacağı düşünülürse önümüzdeki süreçte bizleri daha karmaşık bir Ortadoğu gündemi beklemektedir.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İsrail’in suriye ve ırak politikalarının arka planı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İsrail’in suriye ve ırak politikalarının arka planı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İsrail’in Suriye ve Irak Politikalarının Arka Planı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülistan2533
Gülistan2533, @gulistan2533
22.11.2024 17:47:05
10 puan verdi
Süreç ciddi bir şekilde dünya savaşına doğru gidiyor sanki
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
22.11.2024 13:34:47
10 puan verdi
Bu değerlendirme, Türkiye’nin mevcut bölgesel dinamikler karşısında güvenlik önceliklerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguluyor. İsrail’in Suriye ve Irak’ta yürüttüğü faaliyetlerin, özellikle tampon bölge oluşturma ve Kürt yönetimiyle ilişkilerini derinleştirme çabalarının, Türkiye’nin sınır güvenliği açısından kritik sonuçları olabileceği belirtiliyor. Kutluyorum üstadım.
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
22.11.2024 12:37:49
https://www.tigrishaber.com/israilin-suriye-ve-irak-politikalarinin-arka-plani-7824yy.htm
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.