- 45 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Boşluk
Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlamayacagimi anladım. Çünkü insanlar bir başkalar. Ben gibi değil mesela.
Kitaplar okudum kendimi aradım içlerinde. Benim söylemeyediklerimi bile tokat gibi yüzüme vurdular kitaplar. Ben de sustum. Sanki benden başkası bilse büyü bozulacakmis gibi sustum hep. Gizlemeyi tercih ettiğimsin... Hayır hayır gizlemek zorunda olduğumsun.. Okumaya devam ettim. Artık içimden gelerek konuştuğum insan nadirdi. Okudukça kaçtım uzaklaştım insanlardan. Böylesi daha iyiydi. Kafamın içindeki dünya büyüyor, dışardaki küçülüyordu. İnsanlardan sıkılmaya başladım. Her yerdelerdi. Ve hiç birisi benim gibi değildi. Aslında hiçbir zaman hiçbirisi benim gibi değilmiş. Zamanla anladım. Kaçmaya başladım. Kaçtıkca uzaklaşmaya. Baktım ki kaçmakla olmuyor bende aramaya başladım. Ne aradığımı ben bilmiyordum ama içimdeki ses biliyordu. Ona da sormak istemedim. Bu kez hayat daha da çetrefilli bir hâl almaya başladı. Bir insanın iç sesi hep mi duymak istemediklerini söyler? Dinlemiyorum.. Bir boşluktayım. Boşluğun ortasına salıncak kurmuş bir o yana bir bu yana sallanıyorum. Ara da bir seslenenler oluyor bakıyorum cevap veriyorum. Bazen de tutunacak eller beliriyor. Uzatıyorum elimi tutmak için tutunmak için tutamıyorum. Hep bir varmış bir yokmuş... Ben sallanıyorum salıncakta ve zaman geçiyor...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.