SEVGİNİN TECELLİGAHII OLMAK
“Rahman-Rahıym Allah adına.”
Fatiha suresi: 1
Allah’ım, sayısız sıfatların olmalı senden başka kimsede ve hiçbir şeyde olmayan. Her sıfatın kemaliyet mertebesinin ötesinde sonsuz ve sınırsız olmalı. Allah ismin ile beraber en çok anılmasını istediğin sıfatlar RAHMAN-RAHIYM olmalı. Zira, her ne iş olursa olsun "b ismillah ir rahman ir rahıym" ile başlamamızı buyuruyorsun. Buyruğuna uyan tembel değilse, en çok andığı kelimeler besmele de denilen bu kelimeler olmalı.
Rahmetin, merhametin bol ve kesintisiz olmalı. Doğru anlıyor muyum bilmiyorum. Akılla mı, kalp ile mi anlaşılıyor bilmiyorum. Ama, anlamak istediğimi ve istekleri geri çevirmediğine inanıyorum. Bu inancımı artırmanı ve anlayışımı ölçülü ve düzenli sağlamanı diliyorum.
Su damlacıklarındaki zerrelerden hücrelere kadar her şeyde görünür hale geliyor gibisin Rahman sıfatınla. Birleşerek ya da birleştire birleştire büyütüyor ve büyüyorsun. Ekber oluyorsun. Özünde her şey Rahmet taşıyor adeta.
Ne iş olursa olsun, herhangi bir işe başlarken; Allah ismini Rahman-Rahıym sıfatlarıyla beraber zikredip dile getirmek ya da gönülden geçirmek görevimiz olmalı. Görevin şuuruna varılarak gerçekleştirilmesi durumunda, sayılamayacak kadar nimet, fırsat ve sonuç itibariyle güzelliklere kavuşturacağına inanıyor ve umut ediyorum.
Allah’ım, insanlığa gönderdiğin Kur’an kitabının aynı zamanda ilk ayetinde geçen Rahman-Rahıym ile verilmek istenen mesajları da anlamaya çalışıyorum. Yaptığım işe başlarken çektiğim besmelenin hikmetini anlamaya çalışıyorum. Yaptığım bu işin aslı nedir? İş sona erdiğinde yararlanıcılar kimlerdir? Ne kadar yararlanılacaktır? Vb düşünerek işimi daha iyi yapmaya gayret ediyorum. Sonunda mutlu oluyor ve bana göz kırpmışsın gibi bir hisse kapılıyorum. Seni sevmenin sevgilerin en güzeli, senin sevdiğin şeyin de sevgilerin en yücesi olduğuna inanıyorum.
Gönlüm istiyor ki her kim ne iş yapıyorsa Allah adına, Rahman Rahıym anışı ile yapsın. Örneğin, insanların barınacağı binayı yapacak olan kişi, “Rahman-Rahıym Allah adına” diyerek işe başladığında; değil 9, 12 şiddetinde bir deprem de olsa içinde yaşayacak olan insanların burnu dahi kanamadan depremi atlatmalarını düşünerek, gerekenleri gerektiği şekilde yerli yerine koymak suretiyle işini yapması şuurunu taşımalıdır. İşini layıkı ile yapmalıdır. Yaptığı iş, tanımına uygun olmalıdır.
Eğer yapılan işler layıkı ile yapılır, yapanlar gereğini yapmanın şuurunu taşır, yararlanıcılar rahat olur ise, sonuç itibariyle yapan takdir edilir ve mutlu olur. Yararlanıcılar yuvalarında emniyette olduklarından mutlu ve huzurlu olur. İş, tanımına uygun olmakla örnek teşkil eder ki ayakta kalmış olmakla bir nevi mutluluk abidesi olur.
Sanki bu ayetle verilen mesaj, “mutlu olmak için yapmanız gereken rahmet dolu sevgiyle yoğurulmuş bir kalple işinizi yapmanızdır.” “ her ne iş yapıyorsanız, işinizi annenin çocuğuna taşıdığı şefkat ve merhamet duygularıyla yapınız” “merhametle dolunuz” “yaptığınız işi, maddi kazanç elde etmek düşüncesiyle değil, layıkı ile yapınız” vb. mesajları taşıyor gibi.
Dünyada yapılan, yapılacak olan ne kadar iş varsa, işi yapanlar Rahman – Rahıym Allah adına yapmak zorundadır. İnansın ya da inanmasın hukuken, adaleten bu böyledir. İnanmayan asgari ölçüde buna dikkat etmesi gerekirken, inandığını dile getirenler -“Rahman-Rahıym Allah” diyerek sayısız zikir çekenler- azami derecede dikkat etmelidir. Rahman-Rahıym sıfatlarını anlamış, bilinç olarak taşımaya gayret edenler zaten kanıksamış olmakla tecelligah olmuşlardır.
İnsanlar başta olmak üzere tüm canlılar sevgiye açtır. Sevmek ve sevilmek isterler. Her canlıya sevmek de sevilmek de iyi gelir. Yaşamak isteği yükselir. Rahman-Rahıym aynı zamanda Sevgi anlamını da içinde barındırır. Sevginin olduğu yerde Rahman tecelli etmiştir. Sevgiyi, seven ve sevilen olarak gören aslında Rahman’ı görmüştür.
Allah’ın bir ya da birkaç sıfatının tecelligahı olmayı başararak, insan olma yolunda ilerleyenlere ne mutlu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.