- 45 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Bilim Işığında Şüphe ve Şüphecilik
Bilim Işığında Şüphe ve Şüphecilik
Şüphecilik hakkında insanların kişisel düşünceleri mutlaka vardır ancak şüpheciliği bilimsel verilerle okuyup anlamakta fayda vardır. Konuyla ilgili kişisel düşüncemi belirtmeden evvel bilimin tespitlere bakalım:
Açık kaynaklardan elde ettiğim bilgiler kısaca şöyledir:
Şüphecilik, Helenistik bir felsefe okuludur. Şüphecilik, en basit haliyle, kişinin doğruluk değeri bulunan iddialardan ve nihai gerçeklerin öne sürülmesinden kaçınması gerektiğini savunur.
Şüpheci yaklaşım nedir?
Kuşkuculuk, insanlar için başkalarına farklı gözle bakma, onlara güvenmeme, onların kendisini aldatacağı, yalan söyleyeceği vb. düşüncelere kapılmasıdır. Herkesin kendisine karşı farklı işler peşinde olduğunu ve bu düşünceleri ile çevresindekilerin tamamı hakkında kuşku duydukları bir bakış açısıdır.
Şüpheci felsefede nedir?
Felsefede şüphecilik; yaygın olarak benimsenen birçok inancın haksız olduğu veya bilgi oluşturmadığı görüşüdür. “Herkes belirli iddialara karşı şüpheci olmalıdır” tezini ileri sürer. Şüphe veya kuşku, bir insanın bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusu-dur. Şüphenin en genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygudur” Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir.
Şüpheci insan ne demek?
Kuşkucu, gergin, alıngan kişilerdir. Diğer kişilerin onlar hakkında kötü düşünceler beslediğini düşündükleri için yalnız kalmayı tercih ederler. Bu kişilerde başkalarına soğuk, mesafeli duran, çabuk eleştiren, eleştiri kaldıramayan özellikleri belirgindir.
Şüphecilik hangi hastalığın belirtisidir?
Erdem Psikiyatrinin tespitlerine göre Paranoid kişilik bozukluğu halk arasında paranoya olarak bilinen psikolojik bir rahatsızlıktır. En genel tanımı ile bu rahatsızlık bireyin diğer insanlara karşı nedensiz ve devamlı duyduğu şüpheci ve güvensiz yaklaşımıdır.
Şüphe metodu nedir?
Bu yöntem, bilgiyi yanlışlardan ve karışık olmaktan arındırmayı, eşyanın hakikatini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bize göre şüphe, Gazali’nin kabul ettiği gibi bilgi kaynaklarının yeniden incelenmesi ve eleştirilmesidir.
Descartes neden şüphecidir?
Descartes, bugüne kadar güvenilir kabul ettiği her şeyi duyular vasıtasıyla aldığını söyleyerek onların bilgisine güvenilemeyeceğini, bu sebepten ötürü her şeyden şüphe ederek işe başlayacağını söylemiştir. Descartes’ın şüpheciliği geçicidir; amacı, kesin ve bizzat kendisinin elde ettiği bir bilgiye varmaktır.
Paranoyak birine nasıl davranılmalı?
a-) Açık ve net konuşun.
b-) Hiçbir şeyi gizleme gereksinimi duymayın.
c-) Dürüst olun, yalan söylemekten uzaklaşın.
d-) Öfke durumunuzu her zaman kontrolünüzün altında tutun.
Şüphe türleri nelerdir?
Soruşturma evresi, failin suç teşkil eden bir hareketi yapıp yapmadığı konusundaki şüphe ile başlar. Ceza yargılaması hukuku öğretisinde ’’şüphe’’ genellikle; basit şüphe, makul şüphe, yeterli şüphe ve kuvvetli şüphe olmak üzere dört dereceye ayrılıp incelenmektedir. Pek tabi ki, cezalar da şüphe türlerine göre verilmektedir.
Dinde şüphecilik nedir?
Kelime, dinî literatürde özellikle fıkıh ve fıkıh usulünde şer’î bir hüküm, konu veya durumla ilgili kesin bilgi ve kanaate varamamaktan doğan tereddüt ve kararsızlığı ifade eder.
Şüphe takıntısı nasıl geçer?
Şüphe takıntılığına sahip olan bireylerin kendi kendine bir çözüm yolu bulamaması durumunda yapması gereken ilk iş alanında uzman olan bir psikologdan yardım almak olacaktır. Bu alanda uygulanan ikinci etkili tedavi yöntemi ise ilaç tedavisi ile bilişsel – davranışçı psikoterapidir.
Kaynak: Uzm. Pisikolog Mehmet Cem Yiğit.
Özgün düşüncem:
Şüphe! İnsanın aklını sarıp sarmalayan, insanların yollarını değiştirmeye zorlayan bir düşünce türü müdür acaba? Yoksa insanlardan uzak kalmayı gerektirecek kadar önemli bir zihin oyunu mu? İnsan neden şüphe duyar? Şüphecilik nedeniyle insanlar birbirine güvenmiyor, hatta insanlarla arasına kalın duvarlar bile örebiliyor. Küskünlükler, kırgınlıklar ve ölene kadar küs kalma hali yaşanıyor.
Bu konuda her insanın şüphe ve şüphecilik üzerine düşünceleri mutlaka vardır ve bu düşünceler birbirinden farklı olabilir. İnsanların şüpheci olmasının bazı sebepleri vardır: Yaşadığımız dünyada ya da ülkede ahlaki yozlaşmalar almış başını gidiyorsa, sahtekârlık, ikiyüzlülük, hile, yalan, iftira yaygın hale gelmiş ve toplum tarafından da kanıksanmış ise dürüst yaşamayı ilke edinen insanlar güven duygularını kaybedebilirler ve her konuştuğu insana inanıp inanmama konusunda gelgitler yaşayabilirler. Yapılan yazılı ya da sözlü anlaşmalarda da ciddi güven bunalımı yaşarlar: “Ya başıma bir şey gelirse! Ya beni aldatırlarsa” diye kaygılanırlar. İşte bu ve benzeri durumlar ülkemizde antideprasan haplarının çok yoğun olarak tüketilmesine neden olmaktadır.
Birbiri üstüne bindirilen bu sosyal çürümelerin temelinde ekonomik bunalım önemli bir etkendir. Çaresiz, işsiz, geleceği kararan insanlar, vicdanları ağlatan cinayetleri gördükçe psikoloji daha da derinden etkilenmekte; şüphecilik çaresizliği, çaresizlik de cinnet halini, cinnet hali de intiharlara sebep olmaktadır. Zihni berrak, geleceği güvenle bakabilen bir toplumun inşası için ekonomik sorunların acilen temelden çözülmesi gerekir. Siyaset kurumu, yönettiği halkına güven verebilmelidir. Suçları önlemek hatta kökten kazımak için etkin cezalar verilmelidir, diye düşünüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.