- 187 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
Bir Varmış Bir Yokmuş
Çakıl taşlarını takip edip yolumu buldum kaybolduğum ormanda. Hansel ile Gretel büyümüş, onlarla karşılaştım dönüş yolunda, "Çocuk olmak çok kötü." dediler "Ama büyümek daha da kötü!" haklıydılar. Büyümüştük ve masallar bitmişti. Yalan hayatlarda, sahte hesaplar yapar olmuştuk. Biraz daha kalıp, ateş yakmak istemiştim; bir kibrit kutusu vardı cebimde geçmişten kalan, hâlâ yanar sanıyordum; ıslanmış, yanmıyordu, kibritler tutuşmuyordu...
Yolcu yolunda gerek diyerek, Hansel ile Gretel’e veda edip ayrıldım oradan, yolda Pollyanna’ya rastladım; bitkin bir haldeydi. Dayanamadım sordum, "Nedir bu halin?" diye, her şeye iyi tarafından bakmaktan yorulmuş, meğer mutluluk rolü yapıyormuş. Konuştuk, saatlerce dertleştik; o anlattı, ben anlattım, bir ara ağlamaya başladık. Rahatlamıştık, "Duygularını saklamak, korkakların işidir. İçinden ne geliyorsa onu yap. Ağlamak istiyorsan ağla, bağırmak istiyorsan bağır, kız, gülmek istiyorsan gül, yeter ki kendin ol!" dedim ve yoluma devam ettim, yol boyunca, Pollyanna’ya söylediklerimin ne kadarını ben yapıyorum diye düşündüm. Duygularımı saklamıyor muydum? O kırılmasın, bu üzülmesin diye ziyan bir kalbin arta kalanlarını da ben halı altına saklar olmuştum; tabiri caizse halının üstü tertemiz altı ise duygu kırıklıkları ile doluydu...
Düşüncelere de daldım, az gittim, uz gittim; kulağıma hoş bir melodi gelmişti, ses nereden geliyor diye merak ediyordum ki çok geçmeden sesin sahiplerini gördüm. Hayran hayran dinlemeye başladım. Yüzümde ki ifadeyi görünce,"İstek şarkınız var mı?" diye sordular. "Hayır." dedim "Siz ne söylemek isterseniz, zevkle dinlerim..." Bir yandan çaldılar, bir yandan söylediler mükemmel bir gruptu; "Bremen Mızıkacıları’ymış."
Saat gece yarısı olmak üzereydi. Taksi çevirip eve gideyim diye düşünürken, Sindirella’nın bal kabağından arabası belirdi önümde, "Acele et, araba bal kabağına dönmeden önce, seni gideceğin yere bırakayım." dedi. Evime gelmiştim, teşekkür edip indim arabadan ama ne yazık ki vakit dolmuş ve Sindirella Kül Kedisi’ne, arabası bal kabağına, şoför de fareye dönmüştü. Kül Kedisi’ni evimde misafir ettim.
Sabah olduğunda İlk işim Kül Kedisi’ne bakmak olmuştu. Odasında yoktu bana bir not bırakmış ve gitmişti;
"Hayat bir varmış, bir yokmuş gibi; göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Sen, kendi kıymetini bilmezsen; başkası hiç bir zaman bilmeyecek! Sen çok değerlisin ve bu dünyaya bir kez geliyorsun. Gülümsemeni ve umudunu hiçbir zaman kaybetme!"
Seda Özlem Başpınar