- 130 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Özgelişim Sözde Değildir
ÖZGELİŞİM SÖZDE DEĞİLDİR
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Hayatta o kadar trajikomik şeylere ratslıyoruz ki , bu olaylara gülüp geçmek çok kişinin yaptığı şey. Çok az kişinin yaptığı şey ise bu olaylardan ders çıkarmak, hemen hemen nerede ise kimsenin yapmadığı şeyde bu olaylardan aldığı dersleri kendisini dinleyecek kişilere anlatmamak. Günlük dedikodularla zaman harcamak. Geyik muhabbetlerini faydalı zannetmek. Gelip geçene laf yetiştirmek...
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Biz işleri yaparak değil, söz ile söyleyerek yaptığımızı zanneden insanlar toplluluğuyuz ne yazık ki. Geçen şahit olduğum olaydaki gibi. Torunları ile çok kitap okunan ve büyük kitaplığı olan eve misafir giden babanne, “şu çocuklara kitap verde okusun, başını telefondan kaldırmıyorlar” dedi. Çocuklara kitap okumayı sevip sevmediğini soran ev sahibi “alışkanlıkları olmadığını” söyledi. Çocuklar. Büyüklerinin kitap okuyup okumadığını zorduğumda” kimse okumaz” dediler. Ebvlerinde ders kitabı dışında kitaplıkta yokmuş. Çocuğa ev sahibi “Kitap okuyan arkadaşın var mı” diye sorunca çocuklardan bir tanesi bir arkadaşının çok kitap okuduğunu söyledi. Öteki ise kitap okuyan bir arkadaşının olmadığını söyledi. Ev sahibi misafirinin o çok kitap okuyan arkadaşına bir kitap hediye etti. Çocuğa da “bunu senin hediyen olarak arkadaşına ver. Kitap hediye eden bir arkadaşı olduğunu bilsin” dedi. Çocuk çok sevindi. Lider yapısı olan bu çocuk ilerde arkadaşlarına, çevresine kitap hediye edecek umarız. Babanneye “sen kitap okuyor musun “ dediğimizde “hayır. Ama torunlarıma kitap okumalarını öğütlüyorum” dedi. İşte sözün bittiği yerdeydik. Okumayan ama okumayı tavsiye eden babanneler, dedeler. Ne kadar inandırıcı olacaklar ? Yakınlarında kitaplık kuranların kitaplıkları ile alay eden, çok kitap okuyanı okuduklarını uygulamamakla itham eden ama okumayan ebeveynler. Bu tezatlar karşısında saf temiz çocukların okumasını istiyoruz. “öz de değil sözde özgelişim istiyoruz” yani
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Biliyorum ki, hayatta sen bazen benim de şahit olduğum buna benzer çok olayla sende karşılaşıyorsun. Ama bu trajikomik olaylar karşısında bizler yapacak şey bulamıyoruz. Özgelişim içten gelen bir şey. “ İnsnaların en iyisi olmaya çalış demez özgelişim elinden gelen en iyi çabayı en iyi şekilde yap, sonuca karşı saygılı ol” demek. Çünkü insnaının sınırlarını zorlamak ve istemeyene güzel de olsa istemediği şeyi yaptırmak işkence gibi bir şey. Anlattıklarımız ve yaptıklarımızın ne kadar faydalı olduğunu düşünsek de aynı inancı ve çabayı anlattığımızda karşımızdaki de göstermeli.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Derler ki “çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” bunun mal ile alakalı olanı bilemem de bizde nedense en bilgisizler en çok konuşan insanlar olur. Bu da “çok laf yalansız olmaz” sözüne inandığımızı gösteriyor. Okumayı alışkanlık haline getirmeyen, faydalı gazete yazıları, röportjları ve kitaplar okumayan insanın gerçeklikle bağlantısı da zayıf olur çünkü. Gerçeklikle bağlantısı zayıf olan insanda uydurup konuşur çok zaman. “Sağır duymaz uydurur” atasözü de genelde “dinlemeyi bilmeyen genelde atıp tutar” manasında algılarım ben. Biliyorum bu anlattıklarım kısmen de senin duyguların.”Komşuda pişer bize de düşer “ misali arkadaşımın düşüncesi çok zaman benim de düşüncemdir” olur bizde. “Arkadaşımla farklı düşünüyoruz ama bu bizi düşman değil dost yapıyor” diyen insanlara çok az rastladım toplumda çünkü. Biz de seninle zmaan zaman farklı düşünsek de dostlluğumuzdan kardeşliğimizden ödün vermiyoruz. “ Öyle “farklıyız veya farklı düşünüyoruz lafını duyunca “ nee sen beni küçümsüyorsun” diye düşünenlerden hiç değiliz değil mi?
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bu yüzden özgelişim araştırmalarına, yazıları okumaya başladıktan sonra daha az konuşmaya gerek duyuyorum. Mesela yaptığımzı esprileri anlamayan insana espri yapmanın da manası yok. Bundan dolayı da daha az ziyaretler yapmaya bakıyorum. Ziyaretler genelde senin zıttnı sırf kıllık olsun diye düşündüğünü söyleyen ve öyle konusan insnalarla dolu ortamlarda oluyor. Bu da insanı gençlerin deyimi ile “kasıyor”. “Çoğunluk ne düşünüyorsa o doğrudur” ya da 4 kişinin olduğu ortamda “üç kişi bir olaya tepki gösteriyorsa o doğrudur. Dördüncü bunu düşünsün “diyen ortamda dördüncü olan bizim kaçmamız lazım değil mi ?
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bizim toplumda espri anlayışı yaygınlaşmamış insanlara en masum esprileri yapsan da çok zaman “güzel espri yapmayan insan “olarak tanınman işten bile olmuyor. Espri çok ince bir şey sırat köprüsü gibi kıldan ince kılıçtan keskin. Ya seni kurtuluşa erdiren . bak laf sözün etkisi iken nerelere geldi. Söz espriye geldi. Esprisiz yapamayız ama bizim içimize sinmeyen esprileri sevmeyiz o yüzden sözümüzü epriden sakınmaya bakalım.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Gazetelerde özgelişimin ölçüyü kaçırdığımız zaman zararını anlatan yazılarla dolu. İnsan sınınırlarını aşan, emir verir gibi “şunu yap, bunu yap, senin sınırın sonsuz gibi” özgelişim gazı verenlere bizde katılmıyoruz. İnsanlara sınırları dahilinde, ki insanların sınırları kapasiteleri farklı, isterlerse gelişebilecekleri konusunda motve etmeye çalışıyoruz. Ama inanmayana, inanmadığı konuda ne kadar yazarsak yazalım veya söylerek söyleyelim yararsız.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Genelde “olduğu gibi görünmeyen” kibirli ve ukala, tembel insanlar, resmi görevleri dışında gönülü olarak bu işlerle uğraşan , insanları geliştirmeyi sevenlere “üzerine görev olmayan işlerle uğraşıyor” yaftası yapıştırarak başkalarının yanında bu insanlara saygılı görünerek başbaşa iken her türlü küçümseme ve saygısızlığı yaparlar. Bu insanların toplumda çoğaldığını yeni mi görüyorum, yoksa gerçekten mi çoğaldılar, yaşadığım olaylara bakınca bilemedim. Sözü kibar tavrı sert ve katı insnalara da rastlıyoruz çok zaman. Bu durumda Mevlananın “ ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün” öğüdü önem kazanıyor.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Sana bir konuda mektup yazarken aniden aklıma başka bir konu geliyor ve onu da mektubun arasına sıkıştırıyorum. Bu durum duygu karmaşası yapsa da gerçekten bazen iyi de oluyor mektubun gidişatına zarar da vermiyor. Hem sana da faydalı oluyor. Ya da öyle sanıyorum. Ama bence faydalı oluyor. Aynı mektupta bir kaç konunun işlenmesi.
Değerli Kardeşim,
Yaşanmışlıkları doğru okuyarak, doğru yorumlayarak paylaşmak insanı rahatlatıyor. Bu rahatlatma insanın hayatı daha iyi öğrenmesine, özgelişimine katkı sağlamasına ve daha da faydalı olmaya adım atmasına katkı sağlıyor. Kimseyi üzmeden kırmadan. Bizler sözümüzle değil davranışlarımızla örnek olalım. “Oku” diyerek değil okuyarak başkalarına örnek olmaya devam edelim. Bu en güzel sözden daha etkili. Okumayan ama okuyan arkadaşı olana “arkadaşına vermek üzere” kitap hediye etmek bile tanımadığımız insanların gelişimine katkı sağlar. Bakarsın zmaan da o kitabı arkadaşıan veren de okuyarak, okutarak çevresine katkı sağlar. Yani umudumuzda o. Gelecek gelecek nesillerde.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.