Yazıma önce bir fıkra ile başlamak istedim.

Deliler hastanesinde iki deli arkadaş kaçmanın yollarını arıyorlarmış. Biri diğerine ’’ Dolaş gel bakalım, duvarlar çok yüksekse alttan tünel kazarız, eğer alçaksa üstünden atlarız. ’’
Bir müddet sonra keşfe giden deli döner ve ’’ Biz bu hastaneden kaçamayız.’’ Der. Sebebini soran arkadaşına verdiği cevap
’’ Çünkü hastanenin duvarları yok.’’


Birçoğumuz hayatımızı bu örneğe benzer yaşamıyor muyuz? Her taraftan sıkıntıların bizi boğduğunu düşünüyoruz. Halbuki yaşadığımız her hayat bir başka kişinin hayali. Sokaklarda ömür geçirenler sıcak bir yuva özlemi duyar. Yuvası olanlar kiradan kurtulma hayali kurar. Evi olan yazlık veya araba hayali kurar. Böylece bulunduğumuz her konum bir başkasının hayali oluyor.

Peki baştaki fıkra örneğini niye anlattım o zaman?
İçinde bulunduğumuz şartların güzelliğini kaçırıyoruz, elbette hayallerimiz olacak. Ancak hayallerimize kavuşmayı düşünüyorsak bol bol şükür ile mümkün bu. Şükür nimet kapılarını açar, huzurlu yaşamayı sağlar. Huzur işimize odaklanmamızı kolaylaştırır.

Sevgilerle

Müjgân Akyüz Dündar