Demir Sürgüler
Bir Şehit Hikayesi
SÜRGÜLER ve DEMİRKAPI
İkimizde farklı şehirlerin çocuklarıydık…
O Sivas ın Gemerek ilçesine kayıtlı babası devlet memuru Fazlı ALTUNTAŞ Piyade uzman çavuş 2003-1005 0 AR + pozitif
Ben Çankırı nın Eldivan ilçesine kayıtlı babası İşçi Mustafa Yılmaz Boz Piyade uzman çavuş 2003-1004 A AR + pozitif
Isparta Eğridir Dağ Komando okulunda kesişti yollarımız. Bir birimizi ilk orda tanıdık. çay kuyruğu sırsında hemen arkamda duruyordu, kendime çay alırken ona da almıştım bir tane. ilk orada başladı dostluğumuz. İlerleyen zamanda her işi beraber yapmaya başladık. Derslerde birbirimize yardım ediyor, birbirimizin arkasını kolluyorduk.
3 aylık kursumuz bitmek üzereydi. Biraz telaşlı, birazda kursu başarıyla bitirmenin heyecanı vardı içimizde. Kapalı bir amfinin içinde topladılar bizi sırayla atama yerlerimiz okunuyordu.
Fazlı ALTUNTAŞ dedi çavuş . Ayağa kalkıp Piyade uzman çavuş Fazlı ALTUNTAŞ Emredin komutanım
Çavuş: Kayseri Zincidere ‘ 1. Tabur. Karargah Bölüğü Havan Manga Komutanı ‘ hayırlı olsun
Fazlı: sağ olun Komutanım
Mustafa Yılmaz BOZ dedi çavuş . Ayağa kalkıp Piyade uzman çavuş Mustafa Yılmaz BOZ Emredin komutanım
Çavuş: Kayseri Zincidere ‘ 1. Tabur. Karargah Bölüğü Havan Ateş İdare Uzmanı ‘ hayırlı olsun
Mustafa: sağ olun Komutanım
Şaşkınlıktan ikimizde birbirimize baktık sonra sevinçten sarıldık inanması zordu. İki iyi dostun aynı birliğe düşmesi tesadüf müydü.
Kader ağlarını örmeğe başlamıştı. 15 gün meil izni verdiler. 22.11.2003 tarihinde Kayseri de yani Kaderin bize rol biçtiği maacararın en başında buluştuk. Değişik bir ortamdı
Her günümüz nöbet Eğitim ile geçiyordu. Komutanlar bizi pişirmek için çok acele ediyorlardı. Çünkü ufukta Hakkari Çukurca vardı. Söylentiler gerçek oldu, bizleri 05.12.2003 tarihinde Hakkari Çukurca ya Tugay olarak gönderdiler. Ağır silahlıydık keza aldığımız eğitimler hep bu yöndeydi.
Bize bir yer gösterdiler Hakkari Çukurca Işıklı karakolunun hemen yanı başında yağmur yağıyordu ve biz bütün tugayın çadırlarını kurmakla görevlendirildi. Çok fazla çamur vardı. Hareket etmesi güçtü ve rüzgar kurduğumuz çadırları uçuruyor. Ve biz tekrar baştan başlıyorduk. Yaklaşık 90 km hızla 11 nat rüzgarın karşısında. Üstelik kış günü üşümemek olmazdı. Yağmur bitmişti rüzgar kesildi. toprak suyunu çekmeğe başladı. zaten çadır işi de bitti sayılırdı. aradan 2 hafta geçti ve bizi ilk operasyonumuza göndermeye. karar verdiler.
Tabur Komutanı Yüksek bir yere çıktı ve şöyle seslendi
Evlatlarım. Bir çoğunuz şunu bilmeli ki şu kışlanın dışına çıktığınızdan itibaren hiç birimizin sağ salim dönme ihtimali yok. Düşmanla çatışma ihtimali yüksek. Dikkatli olun kendinizi kollayın bizlerin size verdiği eğitimleri hatırlayın. Hepiniz önce Allaha sonrada bana emanetsiniz .gidelim ve düşmanı bulalım. yerinde imha esir almak yok. dedi.
Bana ve Fazlıya ilk görevde Tabur komutanını koruma görevi vermişlerdi.18 erat 2 Uzman Çavuş, ve bir astsubay Tabur Komutanı koruyacaktık.
Saat gece 11 00 de harekete geçtik Düşmanın ini olan Kazan Vadisine süzülmeye başladık. Öncü grup 3. Bölük, orta da biz yani Tabur Komutanı, artçı grup 1. Bölük. 2. Bölük ise Emniyet almaları için 2 saat önden çıkmıştı yola. Hava soğuk ve yağmur çiselemekteydi uzun bir keçi yolundan Kazan vadisi mevkiinde sessizce ilerlemekteydik. Fazlı Tabur Komutanının Önünde bense tam arkasındaydım. İçimden biraz oturup dinlenmek geçiyordu daha doğrusu bir sigara çok iyi gelecekti.
Tam o esnada acı bir ses geldi
-Yandım anammm
En öndeki detektörcü vurulmuştu. Bir cayırtı koptu Mermiler Havada uçuşuyor. Zifiri karanlık gölgeler aydınlanıyordu. Havan topları üstümüzde patlıyordu. İlk şoku atlattıktan sonra. Kendime geldim. Fazlıyı göremiyordum. Tabur komutanı durmadan telsizle taburu yönetmeye çalışıyordu. Bütün emrimizdeki askerleri tabur komutanının etrafına yerleştirdim. Adeta etten duvar örmüştük. Takım komutanını telsizi cevap vermiyordu. sakin olmalıydım ne Fazlıyla Nede takım Komutanıyla telsiz irtibatım vardı.
Sonra Tabur Komutanı
Evladım bulunduğumuz yer çok alçak hemen ve derhal yüksek bir yere çıkmalıyız askerleri toparla dedi. Ayağı kalmak mümkün değildi çünkü kulak dibinden geçen birkaç mermi hissetmiştim. Askerleri alçak sürünme ile hakim bir noktaya çıkardım. hemen mevzileri kurup askerleri yerleştirdim.
Telsizden anons geçti bir ara Fazlının sesini duymuştum. Çok şükür Rabbim dedim ve rahatladım.
Ama takım komutanım yoktu. Tabur komutanı bana Aziz astsubayı bulmamı emretti. Çavuşu askerlerin başında bırakarak tekrar hakimden hakire yani çatışmanın olduğu yere doru inmeye başladım. Hava hafiften ışımaya başlamıştı. Çalıların arasında çatışmaya yakın bir noktada HK 33 piyade tüfeği gördüm. Hemen elime alıp numarasını kontrol ettim benim silahımla aynı seridendi. Bu takım komutanının silahıydı. Yakınlarda olabileceğini düşünüyordum .çatışma hızı azalmış ortalık tamamen aydınlanmıştı. Hala aziz astsubayı arıyordum.
Sonra bir inilti sesine irkildim. Silahı bulduğum çalının hemen arkası uçurumdu. Aşağı doğru baktığımda aziz astsubayı gördüm yaklaşık 7 metre yükseklikten aşağı düşmüştü. Hemen Yanına indim ve vücudu çok soğuktu. yaşıyordu ama birde sol omuzunda bir kurşun izi vardı.
Vurulmuş ve uçurumdan aşağı düşmüştü. Hemen Telsizden Anons geçtim. Sesimi duyurmaya çalıştım, zaman geçiyordu telsizden bir ses geçti
Efe 1- den Efe 3 e
Beni duyuyor musun?
Efe 3 cevap ver.
Hemen telsize basıp cevap verdim.
Anlaşıldı Efe1 Aziz astsubay Ağır yaralı Hemen bir Helikopter talebimiz var lütfen yönlendir. Arayan Fazlıydı
Anlaşıldı Efe 3 cibiyaresten bana bir konum gönder sizi oradan aldırayım
Telsizdeki cipiyaresten konumu gönderdim .yaklaşık 10 dakika sonra ambulans helikopter geldi ve Aziz astsubayı helikoptere bindirdik.
Bilanço çok ağırdı.7 asker yaralı ve bir astsubay şehitti.4 tanede leş vardı. İlk çıktığımız operasyonda çatışmaya girmiştik.
Fazlıya nerde olduğunu ve neden irtibat kuramadığımızı sordum. Çok manidardı telsizi hücum yeleğinin sol üst cebine koymuş ve gelen kurşun telsizi parçalamıştı .kader Fazlıya torpil geçmişti.
Daha sonra toparlandık. İkimiz beraber görev yerine yani tabur komutanının yanına gittik. gerekli izahatlar yaptık. Ve üst bölgesine doğru tabur halinde hareket ettik.
Zaman çok hızlı ilerliyordu koşullar ne kadar zor olursa olsun alışmıştık. Telefonun çektiği tek bir tepe vardı. Hoş tepenin adı da telsiz tepe olarak kalmıştı. Her akşam üstü tepeye çıkar sinyal arardık.
Fazlı babasıyla konuşuyordu. Anladığım kadar bir kız vardı, babası kızı istemeye gidecekti, olur diyordu Fazlı sen münasip gördükten sonra sorun olmaz diyordu.10 günlük izin alıp Memleketine gidecekti. Gitti.. nişanlandı 10 günün içinde evlendi ve geri geri döndü. Çok hızlı olmuştu şaşkındı. Birazda üzgün. daha karısıyla 10 geçirmeden geri dönmüştü.
Aradan çok uzun zamanlar geçti yollarımız ayrıldı, kader bizi Diyarbakır/Lice de gene karşılaştırdı. Sene 2010 sözleşmemin bitmesine sadece 3 ay kalmıştı. Doğu Anadolu bölgesi karışmıştı, Hendek olayları baş göstermişti.
Yeni bir görev için emir geldi. Hazırlık yapıyorduk. aynı timde görevliydik kaldığımız bir konteynır vardı. Bir çay demledik anlatmaya başladı.
-Sözleşmem bitince köyüme gideceğim bir çiftlik kuracağım. İçinde her çeşit hayvan olacak, Tavuk, Koyun, Keçi, İnek, Güvercin…
Hayali böyleydi. sen ne yapacaksın kardeşim dedi. gülümsedim benim elimden başka iş gelmez ki ölene kadar devam dedim. Bu arada çay demini aldı. laf lafı açtı eski günlerden konuştuk, derken vakit geldi.
Zaten Hazırdık, çantamızı alıp lanta (Zırhlı askeri koruma ve taşıma aracı) doğru ilerledik. Kumanyalarımızı aldık çantamıza yerleştirdik. Yerimize oturup beklemeye başladık. Kumanyalar içinden en çok yaprak sarmayı severdi, ben ise balık uskumru. O bana balık uskumrusunu verirdi, ben ona yaprak sarmasını.
Bir mühlet sonra araç hareket etti tarih 18 Ocak 2016 saat gece yarısı 1 saat geçiyor, araç bir saat kadar yol aldıktan sonra biraz yüreğim daldı. O sırada rüya görüyordum…
İhtiyar bir meczup yanıma gelerek; Şimdi sana iki ayrı duygu yaşatacağız sen bunlardan birini seçeceksin dedi. Tamam dedim
1- Ölümün ayrılık hissi
2- Şehadet Şerbeti
Bunlardan hangisini önce tatmak istersin dedi. önce zor olanı göreyim dedim kendi kendime
Ayrılık acısını tatmak istiyorum dedim. Ve sızı başladı. Ey insanoğlu inanın ki şu dünyada kolunuzu kesseler, kafanızı kesseler böyle bir acının tarifi, bu dünyada yok…dayanamadım yeter! diye bağırmışım. uyandım kendime geldim Fazlıya baktım çok mutlu görünüyordu. dürtüp uyandırdım. yaşadığım korkudan ve acıdan göz bebeklerim kaymış şaşı olmuşum.
Noldu lan dedi Fazlı gözlerin kaymış oğlum
Bir rüya gördüm; yanlış tercih yaptım dedim. Hangisini seçtin deyince çok şaşırdım. Aynı rüyayı oda görmüş ve doğru tercihi o yapmıştı.
Görev bölgesi olan Diyarbakır Sur ilçesine araçlar giriş yaptı. Araçlardan inip ilçenin iç kısımlarına doğru ilerlemeye başladık. Zaman zaman taciz ateşi yapıyorlardı üstümüze
Saat 11 40 civarı küçük bir grupla çatışma çıktı. Dar bir sokağın içinde pusuya düştük otomatik silahlarla sokağı tarıyorlardı. Demir bir bir kapının önünde sıkışmıştım ben. fazlı ve iki diğer arkadaş önden temizlik yaparak ilerliyordu. bizde onların emniyetini alıyorduk. Sıkışmıştık, bizi yardım edebilecek hiç kimse yoktu Allahtan başka. Aradan 3 saat geçti olduğumuz yerde sıkışıp kalmıştık.
Bir ara gözüm bir evin çatısına ilişti. Keskin nişancıyı gördüm telsizden anons geçip
Hemen sol üst köşenizde çatıda iki hedef unsur. Ellerinde Kanas var dikkatli olun.
Dikkatli olun demeye kalmadı. Çatıdaki terörist Keskin nişancı silahıyla Fazlıyı kafasından vurdu. Çelik başlığı delmiş geçmişti kurşun. sürünerek yanına gittiğimde kucağımda can vermesini seyrettim. Tıbbı rüyamda yaşadığım ayrılık acısını gene yaşıyordum. Hala yaşıyordu ama ne mümkün
Kalkıp konuşsun, mermi sıyırdı mesela, özür dilesin, küfür etsin …ama ne mümkün. Çeke çeke aldılar elimden dostumu, ambulans Helikoptere bindirdiler…
Gidiş o gidişti
Görüş son görüştü…
Fazlı ALTUNTAŞ
Şehidimiz Fazlı ALTUNTAŞ 10.02.1980 tarihinde Sivas ili Gemerek ilçesinde Züleyha ve Köksal ALTUNTAŞ çiftinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Şehidimiz Piyade Uzman Çavuş Fazlı ALTUNTAŞ, Diyarbakır Sur İlçesinde PKK’lı teröristlerin açtığı ateş sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede 18.01.2016 tarihinde şehit olmuştur. Evli ve iki çocuk babası olan şehidimizin naaşı Gemerek İlçesi Sızır Beldesine defin edilmiştir.
AZİZ ŞEHİDİMİZİN RUHU ŞAD OLSUN...
• Rütbe: PİYADE UZMAN ÇAVUŞ
• Kütük: SİVAS/GEMEREK
o Defin Yeri: SİVAS/GEMEREK/SIZIR BELDESİ
• Tarih: 18-01-2016
YORUMLAR
:(( Yürekten sarsıcı,istisnasız her bireyin okuması gereken "Sürgüler ve Demir kapı" isimli bir şaheser .Şehit Fazlı ALTUNTAŞ Piyade uzman çavuş 'a ve bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin.Yüreği Vatan sevgisyle atan güvenlik güçlerimize sağlık ve üstün başarı diliyoruz.Terörü lanetliyoruz .
Kalemin gücünü hissettiren duyarlı Vatansever yüreği selamlıyorum .Sağlıcakla .Saygıyla .
neneh. tarafından 19.11.2024 16:58:21 zamanında düzenlenmiştir.